Din eğitiminin başlayacağı yer ailedir...

Süleyman Gülek, çocukların dini eğitimlerini herkesten önce anne babalarından aile ortamında almaları gerektiğini ifade ediyor.

Süleyman Gülek / Yeni Akit

Ailede çocuğa din eğitimi verilmesi

Çocuk için bedenî ve ruhî her açıdan en mükemmel yetişme ortamı ailedir. Çocuk bakımı ve çocuk eğitimine dair kurulan çocuk yuvaları ve benzeri müesseselerin ne kadar iyi olursa olsun, her şeyiyle ailenin yerini tutamayacağı açıktır. Çocuğun hayatının en önemli dönemini kendileriyle beraber geçirdiği aile, çocuğun genel eğitiminde olduğu gibi din eğitiminde de en önemli fonksiyonu icra eden unsurdur.

Çocuğun iç çevresini oluşturan inanma yeteneği onu saran dış çevre tarafından özenle eğitildiği nispetle bilinçli düşünme ve davranış şeklini alabilir. İslâm’da dine yönelme istidadı olarak kabul edilen fıtrat, çok özel bir kabiliyet olarak insana verilmiştir. Fıtratın iyi ve doğru şeklinin muhafazası ve devamı ise sosyal bir varlık olan insanın yetiştiği muhit ile doğrudan alâkalıdır.

Bu gerçeği dile getiren bir hadiste şöyle denilmiştir: “Her çocuğu, annesi fıtrat üzere dünyaya getirir. Onun bu hali, konuşma çağına kadar devam eder. Sonra ebeveyni onu hıristiyan, yahudi, ateşperest veya müşrik yapar. Eğer anne-babaası Müslüman iseler çocuk da Müslüman olur.”(Buhârî, Cenaiz 79) Hadisin muhtevasından, öncelikle insanların yaratılışları itibarıyla iyilik ve doğrulukta bulunmaya elverişli ve temiz oldukları anlaşılmaktadır.

Dikkat edilmesi gereken ikinci husus ise; eğitilmesi mümkün olan insanın dinî eğitiminde en etkin faktörün aile olduğudur. Çocukların dini severek ve isteyerek öğrenmelerini sağlamak için özel bir çaba, metot ve sabır gerekmektedir. Ailenin, çocuğa ilk dinî bilgilerin verildiği kurum olmasının yanında, çocuk açısından hem ruhsal hem eğitimsel hem de sosyal yönlerden oldukça önem taşıdığı bilinen bir gerçektir.

Çocuğa din eğitiminin verilmesinde ailenin rolü de o nispette büyüktür. Aile çocuğun bakımı, korunması ve genel anlamda eğitim-öğretiminden sorumlu olduğu gibi, ona doğru, sağlam, yeterli ve tutarlı bir din eğitimi vermesiyle de yükümlüdür. Bu nedenle anne-baba İslâm dinini doğru bir şekilde öğrenmeli, yaşamalı ve çocuklarına da güzel örnek olmalıdır.

Çocuklarımızı daha küçük yaşlardan itibaren ibadetlere alıştırmalı, zihinlerine ve kalplerine Allah ve peygamber sevgisini yerleştirmeliyiz. Onları her türlü kötü alışkanlıktan, zararlı fikir ve akımlardan korumalı ve kollamalıyız... Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’inde; “Ey iman edenler Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun”(Tahrim 66/6) buyurmaktadır Peygamberimiz (sav.) de; “Hepiniz sorumluluk taşımaktasınız ve sorumluluğunuz altındakilerden mesulsünüz”(Buhârî, Cum`a 11) buyurmaktadır.

Peygamber (s.a.v.): "Çocuğun babası üzerindeki hakkı güzel bir isim vermesi ve terbiyesini (eğitimini) güzel yapmasıdır." (İbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, c. 7. s. 363); Bir babanın evladına bırakacağı en güzel miras, güzel terbiyedir" (Tirmizî, Birr 33) buyurmuştur. Çocuklarımızı sevmek demek, sadece onlara iyi bir maddi miras bırakmak değildir. Bir Müslüman olarak çocuklara, gençlere gereken din eğitimi verilmelidir. Çocuklarımızın dünya hayatını düşündüğümüz gibi ahiret hayatını da düşünmeliyiz. İnanç, ibadet ve güzel ahlâk anlayışı kazandırmalıyız.

Hz. Peygamber (s.a.v.): "Çocuklarınız yedi yaşına geldiğinde, onlara namaz kılmayı öğretiniz" (Ebu Dâvud, Salât 25) demektedir. Hz. Peygamber bu hadisinde, yedi yaşının öğrenme dönemi olduğunu, çocuğun artık dinî ibadetleri bilmesi ve yapması gerektiğini ifade etmektedir. O halde yedi yaşından itibaren namaz gibi İslâm dininin en önemli ibadetinin nasıl yapılacağı, sureleri, duaları ve kılınış şekliyle çocuklara öğretilmeli ve çocuktan bu ibadeti yerine getirmesi beklenmeli ve istenmelidir.

Tabii ki anne-baba, çocuğunun nasıl olmasını istiyorsa ve ondan neler bekliyorsa, öyle yaşamak ve davranmak zorundadır. Yani iman, ibadet ve güzel ahlaka uygun davranış sergilemeli ve çocuğuna maddi-manevi iyi örnek olmalıdır.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz; çocukların her yıl Kur'an-ı Kerim ve dini bilgileri öğrendiği, Kur’an-ı Kerim ile İslam inanç esasları, ibadet, ahlak ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatı gibi derslerin işleneceği yaz Kur’an kurslarında, yani camiler ile uygun mekânlarda 1 Temmuz 2024 itibariyle eğitim başlayacaktır. Okul çağındaki çocukları kayıt ettirmeli ve anne-baba olarak çocuklarımızın dini bilgileri öğrenmelerine katkı sağlamalıyız.

Dolayısıyla çocuğun, ailesine, topluma faydalı bir şekilde yetişmesi, ihtiyaç duyduğu bütün insanî ve ahlâkî faziletleri, sosyal kural ve toplumun davranışları, dinî inanç ve değerleri öğrenmesi ve yaşaması, ruhî ve bedenî bakımdan sağlıklı, bilgili ve yetenekli olabilmesi için ana-babanın bütün imkânları kullanarak gayret sarf etmeleri gerekir!

Yorum Analiz Haberleri

“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil
Esed'in müftüsü Ahmed Hassûn şimdi ne yapıyor?
“Suriyeli mülteci” etiketi ve toplumsal imtihanımız
Kemalistlerin 94 yıldır üzerinde tepindiği Menemen’de ne oldu?