Vefat eden eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya hakkında 25 Haziran 2000 tarihinde yazdığı 'Hakkımı helal etmiyorum' başlıklı yazısı nedeniyle çarptırıldığı 167 bin TL'lik tazminat nedeniyle evi icra yoluyla satılan Akit Yazarı, Erkaya'nın ailesine 10 soru yöneltti.
Erkaya davası olarak da bilinen dava ile ilgili Dilipak’ın AİHM gönderdiği başvuru dilekçesinde ilginç iddialara da yer verdi. Bu iddialardan yola çıkan Dilipak, Erkaya ailesine 10 soru yöneltti.
İşte Dilipak'ın, Rotahaber aracılığıyla Erkaya ailesine yönelttiği o sorular:
1- Siz hem ceza davası açılması için suç duyurusunda bulunmuşsunuz, hem de Tazminat davası açmışsınız.. Adresini bulamadığınızı söylüyorsunuz ama, Ceza davası İstanbulda açıldığı için adresine ulaşılmış ve orada Dilipak duruşmaya katılmış ve adres beyanı var..
Kaldı ki Dilipak gazeteci ve basın kartında ev adresi var. BYEGM de basın kartını veren resmi kurum. Neden Basın-Yayına sorulmadı, ya da Aile İstanbulda yaşıyor. Dilipak da İstanbulda oturuyor. Ceza davası İstanbulda açılıyor da, Tazminat davası Ankarada açılıyor?
2- Davayı siz açıyor ve takibi de siz yapıyorsunuz.. Aynı konuda, hem ceza davası, hem de tazminat davası açıldığında, Hukuk davası için Ceza Mahkemesi bekleme sebebidir.. Budavada bekleme olmamış.. Hatta ceza davası yıllar sonra zaman aşımından düşmüş.
Hukuk davası niçin Ankarada açılıyor? Daha doğrusu Erkaya ailesi mi size buldu, ya da siz mi Erkaya ailesine gittiniz? Bu dava ilişkisi nasıl ortaya çıktı ve neden bu tür hukuk garabetleri yaşandı
3- Dava açılıyor, yargılama gıyabda sürüyor ve daha sonra ilanen tebliğ ediliyor. Ardından temyiz süresi geçip, karar kesinleşince, hemen Dilipakın 2 yıl bulunamayan ev adresi bulunuyor ve haciz işlemi gerçekleştiriliyor.. Ev adresini daha sonra nasıl buldunuz?
Erkaya güçlü bir generaldi. Dilipakın o dönemde onlarca davası vardı ve her gün ekranlardaydı. Kaldı ki, Erkayanın ordudaki dostları Dilipakın adresinin bulunması konusunda size hiç mi yardımcı olmadılar..
Hacze gelindiğinde ev haczedilirken, bir de ev eşyaları alıp götürülüyor.. Buna niye gerek duyuldu. Evin değeri tazminat talebinden çok fazla idi. Ve daha sonra ev eşyalarının satışı da istenmediğinden depo kirasına ev eşyaları devredilmiş.. Buna ne gerek vardı mesela.
4- Dilipakın AİHM gönderdiği dilekçesinde deniliyor ki “Ben hakkımı helal etmiyorum” demedim.. Kaldı ki etmiyorum ama mahkeme beni yazımda olmayan, gazetenin manşetindeki bir sözden dolayı mahkum ediyor..
Mahkeme kararında Gazetenin manşeti, Karakayanın yazısı, Dilipakın yazısı tek bir metin gibi ele alınmış ve bu üç ayrı sanık hakkında müştereken vce müteselsilen tek bir karar verilmiş. Yani Dilipakın bu cezanın ne kadarını ödemesi gerektiğine ilişkin bir ayrıştırma yok..
Buna ragmen Yargıtay bu kararı onaylamış.. Yargıtayın daha önceki içtihadları ile çelişen, bir çok hukuksuzluğun olduğu bu karara karşı Adalet Bakanlığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı “Kanun yararına bozma” itirazında bulunmuşlar, ama Yargıtay bu itirazları reddetmiş.
Dilipakın iddiası şu: “Bu bir 28 Şubat yargısıdır. Yargı derin güçler tarafından baskı altına alınmıştır..” Bu iddiaya cevabınız ne?
5- Dilipak o dönemde, ilk derece mahkemesini, Yargıtayı ve size Yasama, Yürütme, Yargı, Baro, Uluslararası divanlara şikayet etmiş. Aldığı cevaplar da ilginç. Ve o dönemde derdini kimseye anlatamıyor. Bu durum ilginç değil mi? Dilipak hala bu iddialarını ve başvurularını devam ettiriyor..
Son olarak yargılamanın iadesi talebi Kabul edilmiş. Yargılama yeniden yapılacak. Bu konuda söylemek istediğiniz bir şey var mı?
6- Dilipak konuyu, TBMM darbeleri araştırma komisyonuna da götüreceğini söylüyor.. Bu kararı veren hakim ve Yargıtayın ilgili dairesinin üyeleri ve davayı açanlar hakkında bir soruşturma açılabilir mi?
Dilipak, dosyanın AİHM de karar aşamasında olduğunu söylüyor. Karardan sonra, hükmedilen tazminat konusunda kararı veren kişilere rucu edilmesi talebinde bulunacağını açıkladı. Böyle bir şey mümkün mü?
7- Dilipak’a gore, hukuka, yargıya ve aysaya karşı hile yapılarak bu dava icad edildi.. Yazıdaki ifadeler sıradan bir eleştiri konusu. Erkayanın oğlu bile “Babası yaşasaydı bu gün Silivride olacağını” söylerken, bir Darbeci paşanın eleştirmesi nasıl suç kapsamında değerlendirilebilir?
Dava sürecinde Erkaya ve ailesi çok daha sert eleştirilere muhatap oldu? Hal böyle iken aile ve siz niye hala bu davayı sürdürüyorsunuz? Bu yazılan ve söylenenler hakkında yeni bir dava açmayı düşünüyor musunuz ya da! Artık her gün birileri “Erkayaya hakkımı ben de helal etmiyorum” diye yazıyor..
8- Dilipak, dava dilekçesinde kendilerine hakaret olduğunu , bu davanın açılış, devam eden süreç ve sonuç itibarı ile 28 Şubat yargısının anlaşılması için bir pilot dava olduğunu ve hukuk mücadelesi sonunda Erkaya aiklesi ve bu davayı açan avukatların sanık sandalyesine oturutulacağını söylüyor. Böyle bir şey mümkün mü?
9- Yeni Akit gazetesi, Erkaya, ailesi ve mal varlıkları üzerine, Erdil örneğinden yola çıkarak, 28 Şubat dönemi ile ilgili yargılama aşamasında mal varlığı ve para ilişkilerinin mercek altına alınacağını ve Erkaya ailesinin bedel ödemek zorunda kalacağını, bu davanın da Erkaya ve ailesinin sürekli gündemde kalmasına sbeeb olduğunu söylüyor. Böyle bir şey mümkün mü?
10- Davayı çekmeyi ve özür dilemeyi ya da rızaen sulh yoluyla dostane çözüme varmak gibi 2000 yılından beri, 12 yıldır devam eden davayı sonuçlandırmayı düşünüyor musunuz, yoksa tavrını sürdürecek misiniz? Ya da Avukat olarak bu davadan çekilmek gibi bir düşünceniz var mı?
(Rotahaber)