Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “Helal gıda, faiz, riba!” başlıklı köşe yazısında enflasyon ve faiz ilişkisinden örnek verdi:
"Tamam enflasyon yüzde elli. Ben 10.000 lira borç aldım, yıl sonunda size 15.000 lira mı ödeyeceğim, yine 10.000 lira mı? “Faiz haram onun için 10.000’e 10.000” dersem bu helal mi oluyor? Allah’ın rızası burada mı? Kim borç verir o zaman?"
Müslüman olmayan ülkeler ile Türkiye’nin ticaretinin ne olacağını soran Dilipak, şöyle devam etti:
"Adam faizi maliyete yedirmiş ben faizi satın alıyorum. Devlet düşük faizli konut fonu veriyor. Ben almayacağım, kredi ile konut alan adamın evini kiralıyorum, onun faiz borcunu ben ödersem sorumlusu ben miyim?"
“Sahi, mesela neden değerli taş ve madenler karşılığı sanal para üretmiyoruz! Engelleyen kim?” diyen Dilipak, şunları yazdı:
"Faiz haramdır sözü kulağa hoş gelen ama hiçbir zaman gerçek hayatta piyasaya hakim olan bir anlayışa dönüşmeyecek. Biz bunu 20.YY’ın ilk çeyreğinden beri tartışıyoruz. Sonuç ortada: Ses var görüntü yok! Selâm ve dua ile.."