Dilipak, Arseven ve Doğru Haber.. Medyanın dürüstlük sınavı!..

Ali İhsan Karahasanoğlu

Dünkü şu olaylara bir bakalım..

Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak, 2000 yılında yazdığı bir yazıda, “Hakkımızı helal etmiyoruz” dediği Güven Erkaya’nın mirasçıları Gülden Erkaya, Argun Erkaya ve Asuman Kıratlı’nın  şikâyeti ile 6 ay hapis cezasına mahkûm oldu.

Erkaya ailesinin,Korkmaz Yiğit’ten aldığı milyon dolarlık evler, son olarak İlhami Erdil’in elkonulan iki dairesinin olduğu Alkent Sitesi’ndeki yine milyon dolarlık evlerini soruşturan bir devlet görevlisi çıkmadı..

Erkaya ailesi de, kendilerinden kimsenin hesap soramamasından aldıkları cesaretle, Dilipak’ın üç satırlık eleştirisi karşılığında, evini haczettirip sattırdılar.

Yetmedi, bir de 6 ay hapis cezası verdirdiler. Cezanın paraya çevirmesi yok. Ertelemesi yok.

Oysa; Dilipak’ın eleştirdiği Güven Erkaya için, kendi oğlu şunları söylemişti:

“Babam yaşasaydı, bugün Ergenekon davasından Silivri hapishanesinde olurdu!”

Erkaya bugün yaşamıyor. Yaşamadığı için de  Silivri hapishanesine girmedi. Ama ailesi, Erkaya yerine, şimdi Dilipak’ı hapse attırmak için çaba sarfediyor. 

Hemen belirtelim; Dilipak için 6 ay hapis cezası veren hakim de, hiç yabancı değil. HSYK’ya seçilecek 11 kişilik listeye girebilmek için iki ay önce seçimlere katılıp, 147 oy alarak 82. sırada kalan bir YARSAV üyesi..

Dilipak, YARSAV’ın yanlışlarını yazıyor. YARSAV’lı hakim, önüne gelen dosyada Dilipak’ı yargılayıp, mahkûm ediyor.

Bakalım, bu tabloya gazeteci dernekleri ne diyecek? Ergenekondaki gazeteciler için kıyametler kopartan, mahkeme kapısında basın açıklamaları yapan gazeteci dernekleri, CHP’nin basın özgürlüğünden yana olan şovmen milletvekilleri, bakalım aynı gayreti Dilipak için de gösterecekler mi? 

Ben hiç sanmıyorum.

Yine de bekleyip, göreceğiz.Takipçisi olup, ikiyüzlülüklerini suratlarına vuracağız.

¥

İkinci olay.. Haberturk ekranlarında yaşanan skandal.. Serdar Arseven’e cevap veremeyenlerin yazarımızı susturma girişimi.  Arseven, içki yönetmeliğini eleştiren Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen’e soruyor: “Cumhuriyet gazetesinde, mesai saatlerinde içki içilir mi?”

Ne desin Sirmen?

İçilir dese, “Haberleri sarhoş kafa ile mi yazıyorsunuz?” sorusuna cevap aramak zorunda kalacak. “İçilmiyor” dese, “Hükümete tantana ediyorsunuz ama, siz de içki içirtmiyorsunuz.Demek ki; içki içmek, o kadar da övünülecek bir iş değilmiş!” cevabına muhatap olacak.

Kem etti, küm etti Sirmen Efendi... Araya İstanbul Barosu’nun taze başkanı ÜmitKocasakal girdi. O da, Arseven’in “Baro’da içki içilir mi?” sorusuna muhatap olunca, “Susturun” tehditleri altında, yazarımızı sansürlediler.

Sabahtan akşama kadar, yok “Mahalle baskısı”, yok “Yaşam biçimine müdahale”, yok “Gazeteciler susturuluyor mu?”, yok “Özgürlükler birer birer kısıtlanıyor mu?” konularını seçip, sözde açık oturumlar düzenleyen Haberturk, böylece bir gazeteciyi susturmuş oldu..

Hükümeti eleştiriyorlar, “Gazetecileri susturuyor” diye... Ama kendileri, programa davet ettikleri gazeteciyi, işlerine gelmediği için sansürlüyorlar..

Bu içler acısı halimize, ister gülün, ister ağlayın. Ama şu bir gerçek ki; “susturma operasyonları”, siyasi iktidardan önce, medyanın kendi içinde var!

¥

Üçüncü haber, haftalık gazetelerden Doğru Haber’in İstanbul’daki merkezinin polisler tarafından basılıp, akşam geç saatlere kadar arama yapılması. Gazete yöneticilerinin gözaltına alınması..

Bir basın organı, sabahın erken saatlerinde basılıp, çalışamaz hale getiriliyor. Yazarları, yöneticileri gözaltına alınıyor.. Ergenekon kapsamında basılan haftalık dergi örneklerinde bulunan silahların hiçbirisi, Doğru Haber’de bulunamıyor.

Ama yine de tek bir internet sitesi konuyu ciddi şekilde gündeme taşımıyor. Televizyonlar konuyu dürüstçe haber yapmıyorlar..

“Cezaevlerinde 50 gazeteci var” diyerek, darbecileri savunan Ergenekon aşıklarını görelim bakalım.. Dertleri gazeteciler mi, yoksa darbeciler mi, anlayalım bakalım? Doğru Haber gazetesine yapılan bu baskın için de, “Gazetecilere haksız gözaltı” derlerse, dertlerinin gazetecilik olduğunu anlayacağız.

Görmezden gelirlerse, dertlerinin darbe savunuculuğu olduğunu ispatlamış olacaklar!

Haydi bakalım..

Görelim, dürüst gazetecileri!

YENİ AKİT