Mısır'da Cemal Abdünnasır darbesiyle başlayan dönem silahın gücüne dayanan, muhalif partilerin varlığına sadece vitrini süslemeleri için imkân tanınan gerçekte tek parti hâkimiyetine dayalı bir dikta dönemiydi. Halk ayaklanması işte bu diktaya son verdi. Bu yönüyle bir halk devrimi olduğu inkâr edilemez. Fakat yerine henüz istikrarlı bir yönetim düzeni oturtulmuş değil. Şimdilik askerî konsey kontrolünde geçici yönetim var.
Geçici askerî yönetimden halkın onayladığı sivil yönetime geçilmesi için yeni anayasaya ve dürüst seçimlere ihtiyaç var. Sivil parlamento oluşturulması için seçim yapılması kararlaştırılmıştı. Bu seçimler önümüzdeki Pazartesi günü yani 28 Kasım'da gerçekleştirilecek. Bu arada bir anayasa ön taslağı hazırlandı.
Hazırlanan taslakta askeri mekanizmaya geniş yetkiler tanınması artık totaliter anlayışa dayalı yönetimden kesin bir şekilde kurtulmak isteyen halkı ciddi şekilde rahatsız etti. Çünkü bu halk diktadan cuntaya geçilmesini istemiyor. İtirazını dile getirmek için tekrar meydanlara döküldü. Gösterinin amacı tamamen sivil tepkiden ve anayasa taslağına itirazdan ibaretti. Gösteri ülkedeki tüm siyasi hareketlerin ortak organizasyonuyla düzenlendi. Organizasyonda siyasi partilerin yanı sıra henüz herhangi bir partiyle siyaset sahnesine çıkmamış cemaatler ve gruplar da vardı. Yani bir bakıma sivil tabanın tüm kanatlarını temsil eden bir koordinasyonla düzenleniyordu.
Gerek önemli bir sorumluluğu üstlenmiş geçici yönetimin, gerekse onun emrindeki güvenlik organlarının artık Hüsnü Mübarek dönemindeki anlayışı terk etmiş olmaları ve halk tabanından yahut siyasi muhalefetten gelebilecek itirazları, tepkileri içlerine sindirebilmeleri lâzımdı. Ama ne yazık ki henüz sivil muhalefeti içe sindirmeyi ve kabullenmeyi sağlayabilecek psikolojik dönüşümü kendi iç dünyalarında gerçekleştiremedikleri görüldü.
Bizim tahmin ettiğimiz kadarıyla yeni anayasa taslağında, ülkelerinde artık tam bir sivilleşme ve siyasal özgürlükler çemberinin genişletilmesini isteyen halkın tepkisini çeken maddelere yer verilmesinde emperyalist güçlerin dayatmalarının birinci etken olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü bu güçlerin Mısır'daki siyasi dönüşümün, sivilleşmenin ve yeniden yapılanmanın gerek kendilerinin bölgeyle ilgili hesapları ve gerekse onların bir ileri karakolu rolü oynayan siyonist işgal devletinin geleceği açısından risk oluşturduğu endişesi taşıdıkları açıktır.
Değişim sürecine rağmen bugün hâlâ Gazze'ye uygulanan ambargonun devam etmesinde Mısır birinci derecede rol oynamaktadır. Ambargonun son bulmasında veya etkisiz hale gelmesinde cunta sonrası siyasi yapılanma belirleyici olacaktır.
Bütün bu sebeplerden dolayı emperyalizm Mısır'da sivil yapılanma merhalesinde, dizginlerin tamamen kontrolden çıkmaması için cunta temelli bir siper oluşturmayı planlıyor. Anayasa ön taslağında orduya geniş yetki verilmesinin amacı bu olabilir. Mevcut geçici yönetim buna çok istekli olmasa da perde arkasından bir baskıya maruz kalması kuvvetle muhtemeldir. Silahlı Kuvvetler Yüksek Komitesi adına yapılan açıklamalar ve olaylar sonrasında sergilenen tutum da bu konuda bazı ipuçları veriyor.
Fakat bugün emperyalizmin yönlendirmesine açık kadrolar önünde özgürlükte ısrarlı ve korku duvarlarını aşmış bir halk var. Bu halka dayatma yapmak artık dikta rejimi dönemindeki kadar kolay değil.
Geçici yönetim tepkilere karşı şiddete başvurmakla büyük bir hata yaptı. Şimdi halkla uzlaşmaya açık askerî konsey imajının yerini baskıcı, işbirlikçi konsey imajı aldı ve bir an önce çekilmesi isteniyor.
Askerî konseyin seçimlerin ardından önümüzdeki Temmuz'da yönetimi sivil kadroya tamamen teslim etmeyi kabul etmesine, konsey başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi'nin kendilerinin geçici meclisin uzun süre yönetimde kalmasını arzulamadıklarını, en kısa zamanda sivil yönetime geçilmesini istediklerini söylemesine rağmen göstericilerin konseyin taahhütlerine itibar etmemesi ve derhal çekilmesini istemesi de söz konusu imaj değişikliğinden kaynaklanıyor.
Olaylara rağmen seçimlerin belirlenen tarihte gerçekleştirileceği açıklandı. Seçim öncesi siyasi manzara ile ilgili tespit ve kanaatlerimize de inşallah müteakip yazımızda yer vereceğiz.
YENİ AKİT