Dijital yalanlar ve Türkiye’nin durumu

“Yapılan araştırmalar, sosyal medyada paylaşılan yalan bilginin doğru bilgiye göre altı kat daha hızlı yayıldığını gösteriyor.”

DİJİTAL YALAN HIZLA KUTUPLAŞTIRIYOR!

Doç. Dr. Mustafa Bostancı / Star Açık Görüş Eki

Yalan bilgi hem kutuplaştırıyor hem de kutuplaşmış toplumlarda daha çok rağbet görüyor. Artık yalancının mumu yatsıya kadar yanmadan sönüyor fakat geçen kısa sürede milyonlarca kullanıcı tarafından tüketilen yalan bilgi amacına yeterince hizmet ederek suni bir gündem oluşmasını sağlıyor. Kutuplaşmış toplum aynı zamanda kolektif bir bilinçle hareket etmeyen ve ortak hedefleri olmayan bireyler, gruplar, kitleler anlamına geliyor. Bireyler genellikle ideolojik açıdan kendilerine yakın hissettikleri kaynaklar tarafından üretilen bilgileri almayı tercih ediyor. Farklı kaynaklardan gelen her türlü bilginin dışlandığı bu durum, alternatif bir görüşün değerlendirmeye dahi alınmamasına yol açıyor.

Dijital platformlar hayatımızdaki yerini genişletmeye devam ediyor. İletişimden eğlenceye, sosyalleşmeden haber almaya varıncaya kadar artık birçok ihtiyaç dijital olarak karşılanıyor. Her yaştan insanın çok çeşitli amaçlarla kullandığı dijital platformlarda dolaşıma sokulan bilgi kısa zamanda geniş kitlelere ulaşabiliyor. Habere erişimde internet haber siteleri ve sosyal medya gibi platformlar yeni neslin öncelikli tercih ettiği mecraların başında geliyor. Yapılan araştırmalar, sosyal medyada paylaşılan yalan bilginin doğru bilgiye göre altı kat daha hızlı yayıldığını gösteriyor. Kitleleri kutuplaştıran yalan haberle mücadele kolay görünmüyor. Editöryal denetimin zayıf ya da hiç olmadığı platformlarda ise yalan ve gerçek bilgi arasındaki ayrımı yapmak artık okuyucuya düşüyor.

Yalan dijitalleşti!

Reuters Institute for the Study of Journalism Digital News Report 2018 verilerine göre, Türkiye sahte habere en çok maruz kalan ülkeler sıralamasında birinci sırada yer alıyor. Türkiye'yi Meksika ve Brezilya takip ediyor. Raporda, Türkiye'de her 10 kişiden 7'sinin "devletlerin internette dolaşan yanlış bilgiye karşı önlem alması gerektiğini düşündüğü" vurgulanıyor. Aynı raporun 2020 verilerine göre internet haber siteleri ve sosyal medya gibi çevrimiçi mecralar haber alma tercihlerinde ilk sırada geliyor. Buna rağmen sosyal medyadaki haberlerin yanlış olabileceği konusunda (yüzde 40), internet haber sitelerindeki haberlerin yanlış olabileceği konusunda (yüzde 20) endişe ortaya çıkıyor. Çevrimiçi mecralar haber almada daha çok tercih edilse de tamamen güvenilir bir kaynak olarak görülmüyor. Rapora göre mezenformasyon en çok Covid-19 (yüzde 54) içerikli haberlerde görülüyor. Politika (yüzde 43), ünlüler (yüzde 29), iklim değişikliği (yüzde 20) gibi konular mezenformasyonun en çok yaşandığı haber konuları olarak göze çarpıyor. Dünya sağlık örgütü "infodemi" kavramsallaştırması yaparak dijital platformlarda dolaşan yalan bilginin adeta bir salgına dönüştüğünü belirtiyor. Söz konusu yanlış bilgi olduğunda genellikle birbiriyle karıştırılan üç tür bulunuyor:

* Mezenformasyon (misinformation): Zarar verme kastı olmadan üretilen/paylaşılan yanlış bilgi.

* Dezenformasyon (disinformation): Zarar vermek için kasıtlı olarak üretilen/paylaşılan yanlış bilgi.

* Kusurlu bilgilendirme (malinformation): Kişisel veya kurumsal zarar vermek amacıyla paylaşılan ve gizli kalması gereken doğru bilgi.

Yalan haberin üretilmesi ve hassas dönemlerde dolaşıma sokulmasında genellikle bireylerin düşünce, tutum ve davranışlarının değiştirilmesi veya pekiştirilmesi hedefleniyor. Ülkelerin karşı karşıya kaldığı felaketlerde siyasi ve ideolojik görüş fark etmeksizin bir araya gelmesi gereken bireyler, yalan haberin etkisiyle kamplaşıyor ve farklı cephelere savruluyor. İç karışıklık ve kutuplaşma hayali kuranlar sadece hayal kurmuyor aynı zamanda eyleme geçerek bu konuda örgütlü hareket ediyor. Özellikle böyle dönemlerde yalan haber üretimi her zamankinden daha fazla artıyor.

Alternatif görüşün reddi

Şüphesiz bilinçli dezenformasyon üreten ve bunu kamuoyu gündemine taşıyan örgütlerin ajandasında ülkeyi istikrarsızlaştırmak, itibarsızlaştırmak ve kutuplaştırmak gibi çeşitli hedefler bulunuyor. Bu özelliklere sahip bir ülke terör örgütlerinin ve güç odaklarının amaçlarını kolaylıkla gerçekleştirebilmesine imkan sağlıyor. Kutuplaşmış toplum aynı zamanda kolektif bir bilinçle hareket etmeyen ve ortak hedefleri olmayan bireyler, gruplar, kitleler anlamına geliyor. Bireyler genellikle ideolojik açıdan kendilerine yakın hissettikleri kaynaklar tarafından üretilen bilgileri almayı tercih ediyor. Farklı kaynaklardan gelen her türlü bilginin dışlandığı bu durum, alternatif bir görüşün değerlendirmeye dahi alınmamasına yol açıyor. Yalan bilgi hem kutuplaştırıyor hem de kutuplaşmış toplumlarda daha çok rağbet görüyor. Artık yalancının mumu yatsıya kadar yanmadan sönüyor fakat geçen kısa sürede milyonlarca kullanıcı tarafından tüketilen yalan bilgi amacına yeterince hizmet ederek suni bir gündem oluşmasını sağlıyor. Bot hesaplar, tek elden çıkan görseller, dil ve konum değişmesine rağmen değişmeyen paylaşım içerikleri ve sosyal medyanın etkisiyle gündem manipüle edilebiliyor.

Global Call Help Turkey

28 Temmuz'dan bu yana ülkemizde yaşanan yangın felaketinde kaybettiğimiz her bir canlı ciğerlerimizi yakıyor. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin büyük desteğiyle devam eden yangınla mücadele çalışmalarında yoğun bir bilgi kirliliği yaşanıyor. Özellikle sosyal medyada paylaşılan videolar, fotoğraflar ve çeşitli veriler doğrulanmaya muhtaç bilgiler olarak dikkat çekiyor. Yardım kampanyaları, destek paylaşımları gibi birçok iyi niyetli hareketin yanı sıra, yangın gündemini fırsata çevirmek isteyenler algı yönetimi planlarını uygulamaya koyuyor. Geçtiğimiz hafta Global Call Help Turkey başlıklı etiket önce Instagram'da kullanıldı ve sonra kısa bir süre içerisinde Twitter'de gündem oldu. Birkaç saat içerisinde atılan 2.7 milyona yakın tweet atıldı. Birçok kullanıcı tarafından masum görünen ve yangınla mücadeleye destek talebi içeren bir kampanya olarak algılandı ve desteklendi. Yangınla mücadeleye bir nebze olsun katkı sağlamak isteyen fakat fiili olarak olay yerine ulaşma imkanı olmayanlar hiç değilse bu kampanya görsellerini paylaşarak, beğenerek destek vermeye çalıştılar. Bu kullanıcıların büyük çoğunluğu farkında olmadan mezenformasyon yaptılar.

Dünyanın birçok yerinde insanlar öldürülürken, zulüm ve işkence görürken, yerlerinden ve yurtlarından edilirken üç maymunu oynayan birtakım güç odaklarının ülkemizde yaşanan bu felaket karşısında iyi niyetli bir yardım kampanyası içerisine girmesi hepimizi şaşırtan bir gelişme olarak ortaya çıktı. Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) başkanı Said Ercan tarafından yapılan bir paylaşım bu kampanyanın yapay olduğunu, görsellerin tek merkezden çıktığını ve şüpheyle yaklaşılması gerektiğini ifade ediyordu. Çok geçmeden Profesör Marc Owen Jones #HelpTurkey etiketiyle atılan tweetleri inceleyerek önemli bir araştırmaya imza attı. Jones yaptığı araştırmada, atılan tweetlerin yüzde 71'inin aynı merkezden olduğunu, bot hesapların kullanıldığını ve kısa sürede yapay bir gündem oluşturulduğunu verilerle ortaya koydu. Türkiye'yi yangınla mücadelede güçsüz ve aciz göstermek isteyenlerin bir oyunu olan bu kampanyanın etkisiyle çeşitli kutuplaşmalar meydana geldi. Bu dijital kampanyaya iyi niyetle dahi olsa katılanlar ve karşı çıkanların gerginlikleri sosyal medyaya yansıdı. Oysa kötü günde yardıma gelecek dost davet beklemez. Nitekim kardeş ülke Azerbaycan'ın bütün imkanlarıyla yangın söndürme çalışmalarına destek vermesi bunun en güzel örneklerinden biri olarak hafızalara kazındı.

Düzenleme, eğitim, sağduyu

Yalan haberin yıkıcı etkileriyle mücadele için öncelikle hukuki düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Siyasi iradenin gündeminde yalan haber ve dezenformasyona karşı tedbir mahiyetinde bir taslak çalışma bulunuyor. Almanya modelinin örnek alındığı çalışmada yalan haberin yayılmasının önüne geçilmesi, içeriklerin yayından kaldırılmasında etkinliğin artırılması, dezenformasyon üreten kullanıcılara cezai yaptırımlar getirilmesi, suç işleyen kullanıcıların hızla kamuoyu ile paylaşılması gibi hususlar üzerinde duruluyor. Düzenlemenin yapılmasında özellikle "düşünce ve ifade özgürlüğü" noktasındaki hassasiyetin korunması gerekiyor. Yasal düzenlemelerin yanı sıra, dijital platformların kendi algoritmalarını güncelleyerek ve "güvenilir" üçüncü taraf haber doğrulama ağları ile işbirliği geliştirerek yalan haberle mücadele etmeleri gerekiyor.

Yalan haberle mücadelede bir başka yöntem olarak medya okuryazarlığı çalışmaları önem arzediyor. Ülkemizde medya okuryazarlığı dersi 6, 7 ve 8. sınıflarda seçmeli ders olarak okutuluyor. Teknolojinin değişim hızı göz önünde bulundurularak ders müfredatının dijitalleşme ekseninde güncellenmesi ve bu konuda en uygun eğitime sahip iletişim fakültesi mezunlarının istihdam edilmesi gerekiyor.

Kullanıcılara ise öncelikle soğukkanlılığı korumak ve sağduyulu olmak düşüyor. Özellikle duygu yoğunluğunun yüksek olduğu durumlarda karşılaşılan bilgi bizi eyleme geçirecek kadar etkili olabiliyor. Büyük bir hata yapmamak için sakin olmakta, acele etmemekte fayda var. Eleştirel bir yaklaşımla karşılaşılan bilgiyi 10 adımda gözden geçirmek mezenformasyonu ve kötü niyetlilerin emellerine hizmet etmeyi engelleyecektir.

1. Doğrulamak: Karşılaşılan bilgi farklı haber kaynaklarından doğrulanmalıdır.

2. Kaynağı sorgulamak: Bilginin kaynağı güvenilir mi? Künye ve iletişim bilgileri var mı?

3. Şüpheci olmak: Bilgiye eleştirel bir tavırla şüpheci bir şekilde yaklaşılmalıdır.

4. Hemen inanmamak: Bilginin detaylarını araştırmak için resmi ve birincil kaynaklara ulaşılmalıdır.

5. Tarihi incelemek: Tarih, yer, saat gibi bilgilerin tutarlılığı kontrol edilmelidir.

6. Hemen paylaşmamak: Karşılaşılan bilginin doğruluğundan ve amacından emin olmadan paylaşım yapılmamalıdır.

7. Başlıklara dikkat: Abartılmış haber başlıklarının genellikle asılsız bilgi içerdiğini unutulmamalıdır.

8. Adrese dikkat: Asılsız bilgi yayan haber kaynaklarının güvenilir markaları taklit ettiği gerçeğinden hareketle internet adreslerine dikkat edilmelidir.

9. Görsellere dikkat: Asılsız bilgiler genellikle montajlanmış fotoğraflar ve videolarla birlikte servis edilmektedir. Arama motorları kullanılarak görseller doğrulanmalıdır.

10. Parodi olabilir mi?: Karşılaşılan bilginin parodi haber paylaşan internet sitelerine veya sosyal medya hesaplarına ait olma durumu kontrol edilmelidir.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!