Dicle Üniversitesinden Suriye Halkına Destek

Diyarbakır-Dicle Üniversitesi'nde Suriye halkına destek eylem yapıldı.

Türkiye çapında bir çok üniversitede yapılması planlanan Suriye halkıyla dayanışma eylemlerinin Diyarbakır ayağı Dicle Üniversitesinde gerçekleştirildi. Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Üniversite Gençliği'nden kalabalık bir grup, Fen Edebiyat Fakültesi önünde Suriye halkının direnişini selamladı.

"Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek, Suriye'de Katliamı Durdurun, Stop The Massacre İn Syria, Katil Baas Ordusuna Karsı Yaşasın Suriye Halkının Özgür Ordusu, İnsanlık Onuru Suriye'de Ölmesin, Golan İşgal Altında! Esad'in Tankları Dera'da Hama'da Humus'ta,Türkiyeli Gazeteciler Adem Özköse ve Hamit Coşkun'u Esed Rejiminin Elinden Kurtarın, Esed Canavarını Durdurun!, Diktatör Beşar Esad Katliam Zulüm Fesad!, Baas Despotizmine de Emperyalist Müdahaleye de Hayır!, Allah'ın Yardımıyla Zafer Yakındır, Katil Esad Sonun Mübarek Olsun(!) Bijî Azadî Bîmre Dîktatorî" dövizlerinin taşındığı eylemde, öğrencilerden Bilal Karahan kısa bir açılış konuşması yaptı. Karahan, Suriye'de yaşanan ayaklanma ve Baas diktasının katliamlarının 1 yılı doldurduğuna dikkat çekerek, mazlum Suriye halkının yanında olduklarını belirtti. "Nasıl ki; Bosna, Filistin, Halepçe, Keşmir, Roboskî gibi yerlerde yapılan katliamlara karşı durduysak, Baas diktasının katliamlarını protesto ediyor ve mazlum Suriye halkının direnişine taraf olduğumuzu duyuruyoruz." Diyen Karahan, bunun "İmanımızın bizlere yüklediği bir sorumluluk" olduğunu belirtti.

 "Dün Hama Bugün Humus Katliam Sürüyor Suriye Halkı Direniyor. Baas Diktası Yıkılacak, İslami Direniş Kazanacak" pankartının açıldığı basın açıklamasını Özgür-Der Dicle Üniversitesi Öğrenci Sorumlusu İlyas Çetinkaya okudu. Çetinkaya'nın sözleri sık sık tekbirlerle kesilirken, "Uyan Diren Özgürleş, Bijî Azadî Bîmre Dîktatorî, Suriye'ye Özgürlük Direnişle Gelecek" şeklinde sloganlar da atıldı.

Okunan basın açıklamasında, "tevhid, adalet ve özgürlük ehli Müslüman gençler olarak Baasçı dikta rejimlerine, mezhepçi tutkulara, yerli zalimlere karşı olduğumuz gibi, emperyalist saldırı ve işgallere, uluslararası müdahalelere de karşıyız." denildi.

Haber: Bilal Karahan

Fotoğraf: Ertuğrul Delibaş

Basın açıklaması metni;

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile

Zulme Karşı Müslüman Gençlerin Sesi

Tunus'taki bir kıvılcımla alev alan, zulüm altında inleyen birçok Arap ülkesinde domino etkisi yaratan; Mısır, Yemen ve Libya'daki diktatörlerin sonunu getiren özgürlük ve adalet çığlığı Suriye'ye de ulaştı.

Esed Hanedanı'nın 43 yıllık hâkimiyetindeki mevcut rejim; darağaçları gölgesinde, kan, gözyaşı ve cesetler üzerinde, varlığını zulümle devam ettiriyor. Suriye diktatörlüğü tarafından,  yapılan insanlık dışı işkenceler, infazlar, baskı ve zulümlerden bıkan Suriye halkı, kanlar içerisinde adalet ve özgürlük çığlığını sürdüremeye devam ediyor.

Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Erkeklerin boğazları kesiliyor, kadınlar tecavüze uğradıktan sonra öldürülüyor. Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar yaklaşık 10.000 insanın can verdiği Suriye'de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 100.000'den fazla insan işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda.

Suriye, sadece bir halkın özgürlük ve adalet uğruna ortaya koyduğu destansı mücadeleye sahne olmuyor; aynı zamanda bu halk ile bu kanlı rejim arasında konumlananların küresel hesaplaşmalarına da sahne oluyor. Soğuk savaş yöntemlerini farklı renk ve tonlarda sürdüren emperyalist devletler, Suriye üzerinden derin hesaplaşma içerisine girmiş durumdalar.  İsrail'in güvenliğinin kırmızıçizgi olarak görüldüğü ve esasında ulusal çıkarların ön planda olduğu bu hesaplaşmada kendilerinin kurtarıcı rollerini uygun oynayabilmeleri için katliamların daha fazla sürmesi arzu edilmektedir. Yağdıracakları bombaların kat kat maliyetinin karşılığını alamayacakları doğal kaynaklardan yoksun olan Suriye'de farklı bir yaklaşıma, farklı bir hesaplaşma alanına sahne olmaktadır.

Yaklaşık bir aydır zalim Suriye istihbaratının elinde esir olarak tutulan Âdem Özköse ve Hamit Coşkun kardeşlerimizin de durumunu gündeme getirmeyi gerekli buluyoruz. Suriye'de yaşanan katliamı yerinde belgelemek ve bunu dünya kamuoyunun gündemine sokmak için Suriye'ye giden gazeteci kardeşlerimizin, ne yazık ki günlerdir Suriye rejiminin elinde olduğu ve alınan son haberlere göre durumlarının iyi olduğunu öğrendik. Türkiye'deki kamuoyu ve hükümet yetkililerin bu konuyla ilgilendiklerini bilmekteyiz, fakat bizler Müslüman gençler olarak; kardeşlerimizin esaret hallerinin son bulması için daha somut adımların atılmasını bekliyoruz. İnşallah en kısa süre içinde Âdem ve Hamit kardeşlerimiz özgürlüklerine kavuşup, Suriye'de yaşanan katliamı gözler önüne sererler.

Yakın zamanda bir yılını dolduran ve gelinen noktada Suriye'nin geleceğinin ne olacağıyla alakalı, toplumun taleplerinin nereye taşınacağından çok, Suriye'nin dünya sistemi içerisinde nerede duracağıyla alakalı insanlık dışı faktörlerin daha fazla belirleyici olmaya başladığına tanık olmaktayız.  Açıktır ki, hemen bütün ülkeler ve güç odakları, Suriye'de sergilenmekte olan bu vahşiliğe, vicdanî- insanî bir hassasiyetle değil, sadece strateji penceresinden bakmakta ve sadece stratejik gerekçelerle bir takım planlar yapmaktadırlar. Bu arada ise "Filler dövüşürken, ezilen çimenler"  olmaktadır.

Bizler, özelde Ortadoğu da genelde tüm dünyada özgürlük ve adalet şiarıyla ayağa kalmış tüm halkların direnişlerini destekliyoruz. Baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm Ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, mazlum halklarla dayanışmaya davet ediyoruz. On yıllardır silah zoruyla geniş kitlelere hükmeden azınlık diktalarına, cuntalara, işbirlikçilere karşı kıyam eden mazlum  halkların yanında saf tutmanın hem kardeşlik hukukunun bir gereği, hem de vicdani ve insani bir sorumluluk olduğunun altını çiziyoruz.

Suriyeli kardeşlerimizin yanında yer almak, onların özgürlük ve adalet haykırışlarına ses olmak, bu vahşete tepki vermek Müslüman olmamızın, insan olmamızın gereğidir. Bizler tevhid, adalet ve özgürlük ehli Müslüman gençler olarak Baasçı dikta rejimlerine, mezhepçi tutkulara, yerli zalimlere karşı olduğumuz gibi, emperyalist saldırı ve işgallere, uluslararası müdahalelere de karşıyız.

Bizler Üniversiteli Müslüman gençler olarak bu işin peşini bırakmayacağımızı, mültecilerin zalim rejimin kucağına atılmasını kabul etmediğimizi ve mülteci kamplarının durumlarının iyileştirilmesine yönelik taleplerin karşılanmasını istiyoruz. Ayrıca tüm Müslümanları da adaletli olmaya, tutarlı olmaya, kendimiz için talep ettiğimiz her şeyi kardeşlerimiz için de istemeye çağırıyoruz! Baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm Ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, Müslüman halklarla dayanışmaya davet ediyoruz.

İzzeti ve onuru tercih eden ve zulme karşı kıyam eden Suriyeli kardeşlerimizin kanları Esad'ı ve BAAS rejimini boğsun ve Suriye halkının bu destansı direnişi zaferle taçlansın.

Diyarbakır Özgür-Der Üniversite Gençliği

Düşünce ve Hikmet Kulübü

Diyarbakır Bilgi ve Erdem Topluluğu

Van Özgür-Der Şubesi

Van İnsan-Der

Van Umut Işığı-Der

Van Erdem-Der Şubesi

Erzurum Özgür Üniversite Gençliği

Kars Özgür Üniversite Gençliği

Ağrı İHH

Ağrı Özgür Üniversite Gençliği

Bingöl Bilgi ve Düşünce Derneği

Muş Akademi Derneği

Malazgirt Erdem Şubesi

Tatvan Özgür-Der

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi