Dezenformasyon mülteci krizini derinleştiriyor

Öyküm Hüma Keskin, dezenformasyonla mülteci düşmanlığı arasındaki ilişkiyi inceliyor.

Öyküm Hüma Keskin / Teyit

Dezenformasyon mülteci krizini derinleştiriyor

Geride bıraktığımız 10 yılda, tüm dünyada mülteci nüfusu iki kattan fazla arttı. UNHCR 2021 verilerine göre dünyada 84 milyondan fazla insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bunlardan 26,6 milyonu kayıtlı olarak mülteci statüsünde. 

Dezenformasyon, sığınmacılara karşı normalden daha hassas bir tehdit. Dünyada mülteciler hakkında yayılan yanlış bilgi, nefret söylemi, kutuplaşma ve ötekileştirmeyi besliyor. 

Teyit, kurulduğu günden beri mültecilerle ilgili sayısız iddiayı yanlışladı. Dünyada devam eden mülteci krizinin etkilerini anlayabilmek için Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı İlkeler Kılavuzu imzacısı ve göç dalgasının yoğun hissedildiği İspanyaYunanistanAlmanyaKolombiya ve Lübnan’dan beş doğrulama organizasyonuyla, ülkelerindeki mülteci krizi perspektifinde yanlış bilgi sorununu değerlendirdik. 

Mülteci gündemi pandemi krizi sırasında da yer buldu

İspanya’dan Maldita, Yunanistan’dan Ellinika Hoaxes ve Almanya’dan Correctiv, Covid-19 pandemisi nedeniyle mülteciler hakkındaki yanlış bilgilerin sayıca azaldığını gözlemlediklerini söyledi. Ancak Ellinika Hoaxes’tan Thanos Sitistas’a göre bu durum, şu anda mültecilere karşı nefret söylemi olmadığı anlamına gelmiyor.

Correctiv’den Alice Echtermann, pandemi döneminde mültecilerle ilgili yanlış bilginin sayıca az olduğu dönemde bile pandemi kısıtlamalarının Müslümanlar için daha esnek olduğu gibi iddialar ortaya atıldığını söylüyor. Bu durum, gündemde halk sağlığıyla ilgili bir kriz olsa da mülteciler hakkındaki dezenformasyonun odakta olduğunu gösteriyor.  

Mülteciler birçok başlıkta hedef gösteriliyor

İspanya’da faaliyet gösteren Maldita’dan Natalia Diez, İspanya’da mülteci dezenformasyonunun beş ana başlık ve sorun etrafında yoğunlaştığını vurguluyor:

  1. Mültecilerin suçla ilişkilendirildiği iddialar
  2. Mültecilerin çeşitli sosyal hak ve ayrıcalıklara sahip olduğu iddiaları
  3. Mültecilerin kendi dinlerini empoze etmeye çalıştıkları iddiaları
  4. Hükümetin mültecilere ayrıcalıklı davrandığı iddiaları
  5. Mültecilerin halk sağlığı sorunlarına yol açtığı iddiaları

Maldita ekibi, hazırladığı raporda İspanyol halkının daha yaygın iddialara daha çok inandığını da tespit etmiş. En çok inanılan iddialar arasında mültecilerin topluma entegre olmadığı, İspanya'nın değerlerini küçümsediği, hükümetin mültecilere ayrıcalıklı davrandığı ve tek başına seyahat eden küçük yaştaki mültecilerin tehlikeli olduğu varsayımları yer alıyor.

Kolombiya, Venezüela’daki güvensizlik, ekonomik istikrarsızlık ve şiddet nedeniyle Venezüelalılar için bir can simidi konumunda. En az dört milyon Venezüelalı, Kolombiya’ya sığınmak için sınırı geçti ve bu sayı artmaya devam ediyor. Kolombiya’da faaliyet gösteren Colombia Check, yaşanan göç krizi boyunca dört farklı örüntü tespit ettiklerini söylüyor:

  1. Resmi yardım iddialarıyla kişisel verilerin çalındığı paylaşımlar
  2. Göç eden Venezüelalıların oy kullanacağı iddiası
  3. Mültecilerin birçok sosyal hak ve yardımdan yararlandığı iddiası
  4. Mültecilerin kriminal olaylara karıştığı ve eğitim düzeylerinin düşük olduğu iddiası

Colombia Check Genel Yayın Yönetmeni Jeanfreddy Gutiérrez, göç dalgasının yoğun olduğu dönemde kültürel, sosyopolitik, tarihsel benzerlikler ve farklılıkları anlamak için göçmen teyitçilere ihtiyaç duyduklarını ifade ediyor.

Yunanistan ve Türkiye’de benzer görüntüler dolaşıyor

Yunanistan’dan Ellinika Hoaxes’ın arşivi incelendiğinde, ülkede 2019 ve 2020’de mültecilerle ilgili aşağı yukarı benzer içerikler olduğu görülüyor. Yunanistan’da yayılan yanlış bilgi örüntüsü, Türkiye’dekiyle benzerlik gösteriyor. 

Örneğin 2020’de Ellinika Hoaxes’ın incelediği Yunanistan bayrağını indiren kişilerin mülteci olduğu iddiası, polis raporlarında o kişilerin Fransız olduğu ortaya çıkarılarak yanlışlanmıştı. Yaklaşık bir sene sonra, Antalya’daki bir tesisin gönderine Afganistan bayrağı çekildiği iddiası gündeme geldi. Farklı görüntüler, aynı çerçevede bağlamdan koparılıyor. Benzer şekilde Van İran sınırından geçen Afganları gösterdiği iddia edilen video, geçen sene Yunanistan sınırını geçmeye çalışan mülteciler iddiası olarak ortaya atılmıştı. Farkı ülkelerde benzer görüntü ve iddiaların yaygın olması, bu sorunun tek bir bölgeye özgü olmadığını ve benzer iddia örüntülerinin farklı bağlamlarda yeniden kullanılabildiğini gösteriyor.

Mültecilere maddi destek verildiği iddiaları gündemde

Almanya’daki atmosferi aktaran Correctiv’den Alice Echtermann, dezenformasyonun toplumsal ayrışmayı derinleştirdiğini, mültecilere karşı önyargı, güvensizlik ve korkuyu beslediğini belirtiyor. 

Almanya’da mülteci dezenformasyonun en popüler başlıklardan biri, mültecilerin çeşitli maddi yardımlar aldıkları. Alice Echtermann, mültecilerin Almanlardan daha fazla mali destek aldıkları ve çalışmadıkları halde devletten binlerce euroluk sosyal yardım edindikleri gibi iddiaları örnek gösteriyor. Benzer iddialara Türkiye’de de rastlamak mümkün. Ancak Türkiye’de mülteciler devletten nakdi destek ya da maaş almıyor, yapılan maddi yardımlar Avrupa Birliği, yardım vakıfları ve sivil toplum kuruluşlarınca sağlanıyor.

Almanya ve Türkiye’deki mülteci dezenformasyonu ortaklıklara sahip olsa da farklı başlıklar yok değil. Echtermann, mültecilerin Almanya’ya şeriat getirmeye çalıştıkları ile ilgili iddialarla sık sık karşılaştıklarını söylüyor. 

Mülteciler kriminal olaylarla anılıyor

Alice Echtermann, önceki yıllarda ağırlıklı olarak Suriye, Afganistan ve Irak’tan gelen mültecilerin odakta olduğunu, şimdi ise Ukraynalı mülteciler için benzer örüntülere sahip bir dezenformasyon dalgası başladığını aktarıyor. Örneğin Ukraynalıların çeşitli suçlar işlediklerine dair iddialar, geçtiğimiz yıllarda Ortadoğu’dan gelen mülteciler için de ortaya atılmıştı.

Göç dalgasının yoğun olduğu ülkelerde, mültecilerin topluma adapte olmadığı ve ülkede güvenlik tehdidi oluşturduğu iddiaları sık sık gündeme geliyor. Bu durum toplumun ayrışmasına neden oluyor ve bazı durumlarda fiziksel şiddetle sonuçlanabiliyor. Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen organ mafyası iddialarının bazı versiyonlarında çocuk kaçıran kişinin Suriyeli bir mülteci olduğu öne sürülmüştü. İddiaların etkisiyle, Gaziantep’te olayla hiçbir ilgisi olmayan Suriyeli bir kadın “çocuk hırsızına benzetildiği” iddiasıyla saldırıya uğradı

Dezenformasyon politik gündemden etkileniyor

Türkiye’den sonra en çok mülteci barındıran ülke olan Lübnan’da durum pek farklı değil. Maharat News ekibi, Suriyeli mülteciler hakkında ortaya atılan yanlış bilgilerin uzun süredir kutuplaşmaya neden olduğunu söylüyor.

Maharat News’in Nisan-Mayıs 2022 arasında incelediği 37 iddia arasında en yaygın olan konu, Suriyeli mültecilerin geri dönüşü. Maharat News ekibinin aktardığına göre, Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi, son birkaç aydır neredeyse tüm siyasi söylemlerin ve seçim kampanyalarının önemli bir parçası olmuş durumda. Politikacılar söylemlerinde kötüleşen ekonomik durumdan ve güvenlik statükosunun istikrarsızlığından Suriyeli mültecileri sorumlu tutuyor. Bu çerçeveden bakıldığında, dezenformasyon atmosferinin politik gündemi etkilendiğini söylemek mümkün.

Türkiye’de de Suriyelilerin geri gönderilebileceklerine dair politikalar konuşulanlar arasında. Ancak Suriye’deki şartlar, uluslararası hukukun gereklerini sağlamaktan uzak ve gönüllü geri dönüşe imkan tanımıyor. Uzmanlar, siyasilerin geri dönüş söylemi yerine, daha kalıcı çözümlere işaret etmesi gerektiğini dile getiriyor.

Sonuç olarak tüm dünyada benzer görüntülerin yayılması, mültecileri konu alan dezenformasyonun tek bir ülkeyle sınırlı olmadığını gösteriyor ve diğer ülkelerde yaşananlara bakarak kapsamlı bir içgörü edinmeyi gerektiriyor. Mültecileri konu alan dezenformasyon, pandemi gündeminin hacmen gerisinde kalsa da tüm dünyayı etkileyen halk sağlığı krizi içerisinde bile yerini koruyor. Teyitçilerin verdiği demeçlerde, mültecileri hedef alan dezenformasyonun sosyal hak ve maddi yardımlar, artan suç oranları ve mültecilerin geri dönüşü üzerinde yoğunlaştığını ve ortaya atılan iddialar çürütülse bile yeniden gündeme gelebildiği görülüyor. 

Medya Haberleri

Facebook, Filistinli haber kaynaklarını yüzde 77 kısıtladı
İsmail Saymaz sen tam bir yalan makinesisin!
Yeni Akit bu saçmalıklara yer vermek zorunda mı?
Milyonların katili Esed'in Halk Tv’de CHP’ye teşekkürünü unuttunuz mu?
Nagehan Alçı’nın başörtülü yayın performansı: Suriye Devrimi’ni DAEŞ’le aynı kefeye koyma çabası