Varlığı tartışılan ‘Devletin ölüm listesi’ belgelendi. ‘PKK destekçisi’ iddiasıyla oluşturulan 193 kişilik ‘Kürt işadamları’ listesinin 1996’da mahkemece de onaylandığı ortaya çıktı.
Kamuoyu 1990’lı yıllarda oluşturulan ‘ölüm listesi’ ile Kürt işadamlarının faili meçhul cinayetlere kurban olduğu iddiasını tartışırken, ‘PKK’ya destek verdikleri’ iddia edilen 193 kişilik bir listenin varlığının 1996’da mahkeme tarafından kabul edildiği ortaya çıktı. Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis’in ‘listede yer aldığı’ iddialarına ilişkin Ankara 6. İdare Mahkemesi’nde görülen davada, İçişleri Bakanlığı’nın listenin varlığını kabul ettiği ancak ‘devlet sırrı’ olduğu gerekçesiyle içeriğini açıklamadığı, bu nedenle bakanlığın Ziya Halis’e 100 milyon lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği öğrenildi.
Jandarmaya dayandırılan rapor
Ziya Halis, yeni soruşturmalara konu olan 1990’lı yılların yakın tanığı bir siyasetçi. 1995 yılında birinci Tansu Çiller hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yapan Halis, faili meçhuller soruşturmasını yürüten özel yetkili savcının peşinde olduğu, ‘teröre destek veren işadamları’ listesinde adı geçtiği belirtilen isimlerden biri. Adı bu listelerden birinde geçtiği için devletle davalık olup tazminat da kazanmış. Liste, geçtiğimiz günlerde bir gazeteye yaptığı “PKK’ya destek veren işadamları listesini Milli Güvenlik Kuruluna verdik” açıklaması ile gündeme gelen eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe döneminde davalık olmuş. Ziya Halis bakan olduğu 1995 yılında Jandarma’ya dayandırılan raporlarda adının “PKK’ya destek veren sakıncalı işadamları listesi” ile birlikte gündeme gelmesi üzerine İçişleri Bakanlığı aleyhine Ankara 6. İdare Mahkemesinde dava açıyor. Dilekçesinde basında yer alan iddialara göre Genelkurmay’ın emri doğrultusunda Jandarma Genel Komutanlığınca hazırlanan bir belgede adının PKK’ya destek veren işadamları listesinde yer aldığını belirten Halis, asılsız iddialarla kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle 2 milyarlık manevi tazminat talebinde bulunuyor. Yargılama sonucunda raporu güvenlik birimlerinin görev alanı içinde değerlendiren mahkeme, bilginin medyaya sızdırılmış olmasına ise ‘hizmet kusuru’ yorumunu getiriyor. Bu nedenle de Ziya Halis’in uğradığı manevi zararın tazmin edilmesine hükmederek İçişleri Bakanlığı’nı 100 milyonluk manevi tazminat ödemeye mahkum ediyor.
Hatırladıkça yüzüm kızarıyor
1990’lı yılların Türkiye’nin en karanlık süreçlerinden biri olduğunu kaydeden Ziye Halis şöyle konuşuyor: “1991 seçimlerinde kurulan DYP-SHP koalisyonundan umutluyduk. Ama maalesef Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri bu koalisyon zamanında yaşandı. Biz yumuşama beklerken tam tersine şeyler oldu. Yargısız infazlar, suikastler, köy yakmalar. Geriye dönüp baktığımda o sürecin içinde bir şekilde yer almış olmaktan dolayı kendimi suçluyorum. Yüzüm kızarıyor.”
‘Devlet sırrı’ mahkemeye gönderemeyiz
Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 23 Ekim 1996 tarihli karar metninde İçişleri Bakanlığının savunması şöyle özetleniyor: “Başbakanlık genelgesi uyarınca verilen bir emrin yerine getirilmesi amacıyla alınan istihbari bilgilerin icra makamlarına iletildiği... Davalı idare böyle bir raporun varlığını kabul etmektedir. Başbakanlık genelgesi ve 2937 sayılı yasanın getirdiği zorunluluk nedeniyle ilgili makamların bilgilendirilmesi amacıyla ve Genelkurmay Başkanlığınca intikal ettirilen bilgiler doğrultusunda raporun hazırlandığı belirtilmiştir. Ayrıca bu bilgi ve belgelerin devletin güvenliğine ve yüksek menfaatine ilişkin olması nedeniyle mahkemeye gönderilemeyeceği de savunmada ifade edilmiştir.”
ZİYA HALİS O LİSTEYİ ANLATTI
Bizim üzerimizde kırmızı çizgi vardı
Ziya Halis şunları söyledi: “İdare listeyi kabul ediyor ama devlet sırrı diye mahkemeye vermiyor. Bu olaydan önce böyle bir listeden bahsedilen bir röportajı bana yurtdışından göndermişlerdi. 1995 yılında. Özel harp Daire Başkanlığında Cem Ersever’in grubundan biri ile yapılan bir görüşme. Burada Genelkurmay Başkanlığınca hazırlanan en kapsamlı raporda 197 Kürt iş adamının listesi, şirketleri, verdikleri vergi, bağlantıları, mensup oldukları aşiretler, kaç kez evlendikleri, kaç çocukları olduğu gibi en detayına varana kadar bilgileri içeriyor. PKK ile ilişkili olanlara kırmızı işaret, kendi hallerinde olanlara sarı, devlete yakın olanlara ise yeşil çarpı işareti atılıyormuş. Kırmızı işaretlilerle ilgili sayılanlar arsında Behçet Cantürk, Yaşar Kaya gibi isimlerle birlikte ben de varım.”
‘Cezaevinde suikastten kılpayı kurtuldum’
İçişleri Bakanlığının “PKK’ya destek veren sakıncalı Kürt işadamları” listesinde adı geçen eski bakan Ziya Halis kendisi hakkında hazırlanan bir suikast planından da son anda kurtulduğunu belirtiyor. Halis’in anlattığına göre Kırklareli Cezaevi’nde hapis yatan PKK itirafçısı Tekin Gencer, Terörle Mücadele Müdürü gidiyor suikast için ikna ediliyor: “Tekin Gencer’e diyorlar ki öldüreceksiniz sizi çıkaracağız. Olayı da PKK’nın üstüne atacağız. Fakat sonra bu itirafçı eylemi yapmaktan vazgeçiyor. Bunu da DGM’deki ifadesinde anlatıyor.”
(Star Gazetesi)