HAKSÖZ HABER
Seçimler yaklaşırken muhalefet bloğu oldukça geniş. Sol-Kemalistler haricinde bazı muhafazakar oluşumlar ve liberal çizgideki kimseler de CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu destekliyor. Sol-Kemalistler zaten ideolojik olarak partilerinin durduğu yerde mevzilendiler bunda şaşılacak bir şey yok. Muhafazakarlar ise ontolojik karşıtlıkları unutarak bir takım küçük hesaplarla CHP adayını iktidara taşımayı tercih ederek unutulmaz bir hata içine girdiler.
Sol-liberal çevreler ise iktidara yönelik bir kısmı haklı otoriterleşme eleştirileri sebebiyle zaten sekülerlik zemininde bir araya gelebildikleri bir ismi tercih ettiler. Bu ismin önemli açılımlar gerçekleştirdiğine inanıyorlar. Kemalist tahayyülün aşıldığına yönelik bir inançla “özgürlük” temennilerini Kılıçdaroğlu’na bağlamış durumdalar. Destekledikleri adayın toplumun en zayıf halkası olan mültecilere yönelik yıllardır devam eden ırkçı safsatalarını görmezden gelerek büyük bir tutarsızlığa düşen bu tayfa bir yandan ise Kılıçdaroğlu’nun adaylık sürecinde ciddi desteklerini sundular.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına meşru ve rasyonel bir zemin oluşturmak için yıllarca mücadele ettikleri “devlet” temelli argümanlara dahi sarıldılar. Alper Görmüş, Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahçupyan, Serbestiyet’te özellikle Meral Akşener’in masadan ayrılma sürecinde yaşananları 'devlet' olarak tanımlanan görünmez gücün iradesine bağlayarak kendileriyle çelişki içine düşmüşlerdi.
Muhafazakar çevrelerde zaten var olan bu sorunlu düşünme biçimi çok farklı ideolojik kesimleri etkisi altına almış durumda anlaşılan. İşin trajikomik tarafı ise İttihat ve Terakki’den devralınan bir mülteci karşıtlığı geleneğini sürdüren CHP’nin bugünkü konumu göz ardı edilmeye devam edildi. İdeolojinin görünürlüğü azalsa da ortadan kaybolması mümkün olmayan varlığı popülist politik söylemler karşısında akıllardan çıkartıldı. CHP’li olmanın ne demek olduğunu unutmamak gerekiyor. Altı ok demek devlet demektir!
Tam bu esnada gerçekleşen bir ziyaret ise oldukça ilgi çekiciydi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hastaneden taburcu olan TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk'u evinde ziyaret etti. İstanbul’da gerçekleşen ziyarete İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katıldı. Ziyarette seçim süreciyle ilgili de görüş alışverişinde bulunuldu.
Geçtiğimiz sene Aralık ayında basına verdiği demeçte yaklaşan seçimler hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı Cindoruk:
“Yürürlükteki anayasa yerine şeri anayasa isteniyor. Bu seçimi yine şeriat yanlıları kazanırsa Türkiye sıkıntıya düşer”
Kemalist modernleşme öğretisinin yılmaz savunucusu Cindoruk bunları dile getirirken acaba “seçim süreciyle alakalı” nasıl bir görüş alışverişinde bulunuldu.
Ramazan ayında hastaları ziyaret etmek önemlidir ama bu güzel geleneği yaşatmak için yanlış kişi seçilmiş olmalı. Kemal Kılıçdaroğlu, laiklik sopasıyla dindar avına çıkan Cindoruk’u ziyaret etmesinin ne anlama geleceğini pekala biliyor. Cindoruk’un temsil ettiği şeyin zaten farkında. Ama ortamdan anlaşıldığı kadarıyla Ramazan’ın havasına uygun olarak karşılıklı muhabbet iklimi hakim…
Alın bakın gizli bir güce ihtiyaç yok. Karanlık 90’lı yılların 28 Şubat zorbalığının önde gelen aktörlerinden Cindoruk canlı kanlı bir şekilde karşımızda! Yanında ise “Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı” Kemal Kılıçdaroğlu var… Görünmez bir güç olarak devleti vehimlerde aramak yerine CHP adayının yakınlarına bakmanız yeterli…