HAKSÖZ HABER
Enflasyondaki yükseliş ile beraber tüketim ürünlerinde uçuk rakamlar ortaya çıkmaya başladı. Ekonomik büyümenin pazara yansımadığı görülürken alım gücü de düşmeye devam etti.
Son günlerde gıda fiyatlarındaki yaşanan artış Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da gündemine girmiş Erdoğan konuyla ilgili, “İnşallah enflasyonu en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki, tezgahlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz.” demişti.
Bu konuşmanın hemen ardından tezgahlarda fiyat takibine girişen Ticaret Bakanlığı marketleri ve pazar esnafını sorumlu kılan söylemlere başlamıştı.
Türkiye’de denetimlerin arttığı süreçte pazarda 40 milyar liralık paya sahip olan BİM ve benzeri süpermarketler de sorunun kendilerinden kaynaklı olmadığını ifade eden açıklamalarda bulunmaya başladı.
BİM yetkilisi Galip Aykaç, "Perakende noktaları aslında enflasyonun düşmesine sebep olan bir rekabet içerisinde çalışıyorlar. Merkez Bankası verilerine göre perakende sektöründe net kâr marjı 1.6'dan 1.2'ye düşmüş durumda. Eğer burada bu işler yapılıyorsa bu paralar nerede? Böyle bir dünya yok, lütfen bizi töhmet altında bırakmasınlar... Fahiş fiyatla perakendenin bir alakası yok "Sadece sebze-meyveye bakmayalım. Bu artışlar sadece sebze meyve ile sınırlı değil. Soruyor Ankara'dan bazı yetkililer; 'Ya ne oldu da peynir fiyatları, süt fiyatları arttı?' diye. Ama bilmiyorlar ki çiğ süt fiyatını devlet artırdı zaten. Yani bunlarla da mücadele ediyoruz, onlara da izahatta bulunuyoruz anlatabildim mi? Bu sektörün bu kadar töhmet altında bırakılması doğru değil. Bu fiyat artışlarıyla bu sektörün uzaktan yakından alakası yok. Bu tamamen bir algı yönetimi, bu algıya biz müsaade etmeyeceğiz."" ifadelerini kullandı.