Deviren, Devrilen ve Yerine Geçenin Buluştuğu Parti

Engin Alan, Meral Hanım’a yönelik olarak, “Söyleyin o kadına, avanesi ile birlikte bakanlığının önünde onu yağlı kazığa oturturuz” tehdidinde bulunuyor.

Ali İhsan KARAHASANOĞLU; 28 Şubat süresinin tanınmış isimlerinden Engin Alan, Meral Akşener ve Murat Başesgioglu üzerinden MHP'yi analiz ediyor.

Deviren, devrilen ve yerine geçenin üçü de

MHP’de!MHP, “milliyetçi bir parti” olarak bilinir.

Tabanının tek tip insanlardan müteşekkil olduğu kabul edilir.

MHP’nin 52 milletvekilinden üçünün tanıtımını yapalım.

Bu kanaat ne kadar doğru, siz karar verin.

Aynı zamanda, MHP’nin 28 Şubat sürecinin neresinde olduğunu da, bu vesile ile görmüş olun.

Bu milletvekillerinden birisi; Meral Akşener.

28 Şubat’ın hedefindeki Refah-Yol hükümetinin İçişleri Bakanı idi, Meral Hanım..

O tarihte, en ağır hakaretlere maruz kalmış, DYP’deki nice erkek bakan/milletvekillerinden daha dik durmayı başarabilmişti, darbecilere karşı..

Darbeciler Refah-Yol’u istifa etmek zorunda bıraktılar..

Yerine geldi ANASOL-M.

Onun İçişleri Bakanı da, Murat Başesgioğlu oldu..

Yani Akşener’in terketmek zorunda kaldığı koltuğa oturan, dönemin ANAP milletvekili idi, Başesgioğlu..

Üçüncü isim de, aynı 28 Şubat sürecinde, hükümeti çekilmeye zorlayan ve dolayısıyla İçişleri Bakanlığı koltuğunun Meral Akşener’den alınıp, Murat Başesgioğlu’na geçmesini sağlayan darbe şüphelisi generallerden biri: Engin Alan..

Nasıl bir birliktelik bu?

Kimse, “Başesgioğlu AK Parti’de bakanlık yaparken tek kelime etmiyordunuz” demesin. O zaman da diyeceğimizi dedik. 28 Şubat darbecilerinin iktidarı teslim ettiği hükümet içinde bulunanların AK Parti’de yeri olmadığını, olmaması gerektiğini o zaman da yazdık.

Ama şimdiki birliktelik bir başka..

Devrilen.

Devrilenin yerine gelen.

Ve deviren..

Üçü birlikte, aynı partide..

Hatırlayın..

Emniyet İstihbarat Başkanı Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki darbe girişimi ile ilgili belgeyi elde etmiş. Askerler Bülent Bey’in kellesini istiyor.

Meral Hanım, aslanlar gibi direniyor.

Hatta bu arada, bugün MHP listesinden milletvekili seçtirilen Engin Alan’ın mesai arkadaşı generallerden birisi, Meral Hanım’a yönelik olarak, “Söyleyin o kadına, avanesi ile birlikte bakanlığının önünde onu yağlı kazığa oturturuz” tehdidinde bulunuyor.

Meral Hanım yine Orakoğlu’nu harcamıyor.

Taa ki, hükümet yıkılıp, Murat Başesgioğlu İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturuncaya kadar.

Başesgioğlu, Meral Akşener’in tam aksine, Bülent Orakoğlu’nu askerlere teslim ediyor.

Birisi Orakoğlu için tehdit eden.. Diğeri tehdit edilen. Üçüncüsü de, tehdide eyvallah eden..

Şimdi üçü de, aynı partide..

“Canım böyle şeyler her partide olur” demeyin.

Topu topu 52 tane milletvekilleri var. İktidarda değiller ki, “Darbeciyi de, darbeci ile iş bitireni de, darbecinin hedefindekini de.. Herkesi kucaklıyorlar” diyelim.

Muhalefetteki bir partide, bu kadar birbiri ile çelişen üç milletvekili, nasıl bir araya gelebiliyor?

Birbirlerine nasıl katlanabiliyorlar?

Hangisi, hangi yaptığında samimi?

Dün yaptıklarında mı? Bugün birlikte olduklarında mı?

Meral Hanım, 28 Şubat’ın yıldönümü sebebi ile televizyonlara çıkıp, eski direnişini savunuyor..

Ama, koltuğu bıraktığı, bugünkü partidaşı Başesgioğlu’ndan hiç bahsetmiyor.

“Biz direndik, onlar gelip teslim oldular. Sivilleri, askerlere emir eri yaptılar. Emniyet Müdürü’nü, askerin cezaevine koydurdular” diyemiyor.

“Biz direnirken, Engin Alan gibiler, bizi fişliyorlardı.. Kuyumuzu kazmaya çalışıyorlardı.. Şimdi darbecilikten hesap veriyorlar. Ama o gün, bizden hesap sormaya kalkışıyorlardı” diyemiyor..

“Darbeci”yi, “darbecinin hedefindeki bakan”ı ve “darbeci ile işbirliği yapıp koltuğa oturan bakan”ı hep birlikte bünyesinde barındıran partiden, vatana millete ne hayır gelir?

Hiçbir hayır gelmez..

Gelmeyeceği için de, MHP’nin genel başkanı, zorunlu eğitimdeki 4+4+4 değişikliği için açıklama yaptı: “Birçok mahsuru içinde barındıran bu sözde hazırlığın, geleceğimize katkı sağlaması ve evlatlarımızın ihtiyaçlarını karşılaması söz konusu bile olmayacaktır.”

Hey gidi hey..

“Darbecilerle işbirliği yaparak kesintisiz eğitimi getiren DSP-ANAP” ve onların karşısında “kesintisiz eğitime direndiği için darbecilerin hedefinde olan FP-DYP” arasında koalisyon ortaklığı konusunda tercihte bulunurken, “darbecilerden yana” tavır alan Bahçeli, hâlâ milletin yanına geçemiyor. Hâlâ TÜSİAD paralelinde politika üretmeyi, maharet sanıyor!

YENİ AKİT 

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...