HAKSÖZ HABER
Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramsallaştırması Batılı bir perspektifle inşa edilmiş belli bir siyasi arka plana sahip. Ancak Türkiye’de her konuda olduğu gibi bu meselede de arka plan göz ardı edilerek yaşanıyor ne yaşanıyorsa…
Sağlıklı bir şekilde sorunları konuşmak için çerçevesi belli bir düzlemde farklı dünya görüşlerine sahip insanların tartışma yürütmesi gerekiyor. Hakim paradigmanın hegemonik belirleyiciliğinde ise böyle bir şeyi yapmak mümkün değil.
Şuanda akademide alakalı alakasız her mesele toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamına çekilerek tartışılıyor. Popüler olduğu için olsa gerek siyaset de bu kavramsallaştırmayı ağzına sakız etmeye başladı
DEVA Partisi “Lise müfredatına ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi’ dersini ekleyeceğiz. Üniversitelerde seçmeli olan bu dersi tüm üniversitelerde müfredata alacağız.” şeklinde yaptığı paylaşımla toplumsal cinsiyet eşitliğini eğitimin her safhasına yerleştirme vaadinde bulundu!
“Toplumsal cinsiyet” denilen şeyin ne olduğu dahi tam anlaşılamamışken kadınların var olan sorunlarına çare olarak sunulması ve bunun zaten berbat durumda olan ders müfredatına eklenmesinden nasıl bir çözüm beklenmektedir?
Çok bilinmeyenli denklem misali büyüyen sorunlar yumağına “devasal çözümler” başlığıyla önerilerine sunan DEVA Partisi kurulduğu günden beri seküler argümanlara eklemlenmiş durumda.
Toplumsal cinsiyet olarak ifade edilenin biyolojik cinsiyetlerin varlığına mugayir bir şeyler barındırdığını anlamak için çok fazla çaba göstermeye gerek yok! Peki, DEVA Partisi sunduğu "çözümlerle" sorunu derinleştirdiğinin farkında mı acaba?