HAKSÖZ HABER
Muhafazakar gelenekten gelen DEVA Partisi’nin sağ ve sol Kemalist partilerle kurduğu ittifak en başından beri oldukça tartışmalıydı. DEVA ile Gelecek Partisi’nin de dahil olduğu ittifakın Saadet Partisi kanadına kimse şaşırmazken bu iki yeni partinin CHP ile birlikte görüntü vermesi rahatsızlık oluşturmuştu. Saadet Partisi zaten uzun zamandır İran’ından CHP’sine kadar bilumum İslam düşmanı ile göğsünü gere gere ittifak içinde!
Seçim sisteminde yapılan düzenleme sonrasında ittifak içinde de bir takım şikayetler dile getirilmeye başlandı. Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Cumhurbaşkanı adayı kriterlerini açıklarken sarf ettiği sözler de gerilime sebep olmuştu.
Netice olarak DEVA Partisi kendi logosu ve ismiyle seçimlere girme kararı aldı. Peki bu durum nasıl karşılık buldu? İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ın, DEVA’nın önümüzdeki seçimlere kendi adıyla logosuyla gireceği açıklaması için, “Kendisiyle görüşmedim henüz nedir ne değildir bu manada bilmiyorum ama seçim yasasına dair yapılmış bir açıklama diye düşünüyorum. Sonra yaptığı açıklamalarda Millet İttifakının dışına çıkan bir durum yok, parlamenter sistem artı cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir farklılık yok” dedi.
CHP’li Özgür Özel’den de benzer bir açıklama gelirken iki parti DEVA’nın aldığı kararın ittifakın devamlılığına bir engel oluşturmadığı vurgulamak istiyor. Tabi ki bu siyaseten kullanılan bir argüman. DEVA’nın aldığı karar ittifakı ciddi anlamda etkiliyor. Gelecek Partisi’nin de orada bulunmasının artık pek bir anlamı kalmadı!
HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya ise DEVA Partisi'nin seçime kendi ismi ve logosuyla girme kararının CHP'de ciddi bir rahatlama sağladığını yazdı. "Kararları ve diğer seçeneklere açık oldukları hem DEVA Genel Başkanı Babacan tarafından Pazar günkü zirvede 5 lidere açıklanmış, hem de önceki gün açıklama öncesi kurmaylar bilgilendirilmiş… Bu karar özellikle CHP’de ciddi bir rahatlama sağlamış… Çünkü kendi listesinden diğer partilerin aday olacağını duyan milletvekilleri kendilerine yer kalmayacağı kaygısıyla huzursuzlanıyordu; bu ortadan kalktı."
Sarıkaya meseleyi sadece milletvekili aday listeleri üzerinden izah ederken rahatsızlığın bunun da ötesinde olduğu biliniyor. ODTÜ’de Ali Babacan’ın maruz kaldığı muamele herkesin hatırında olacaktır. ODTÜ’deki çirkin saldırıya karşı CHP ve İYİ Parti’nin önemli isimlerinden kayda değer bir açıklama duyduk mu?
DEVA ve Gelecek’in CHP ve İYİ Parti’yi rahatsız eden özelliklerinin başında kimlikleri geliyor. Dindar-Muhafazakar hatta bir yönüyle İslamcılık içinden gelen insanların bulunduğu bu iki parti sol ve sağ Kemalist parti seçmenleri tarafından açıkça düşman olarak görülüyor! DEVA’nın ittifaktan ayrılması bu sebeple büyük bir tepki çekmedi.
İYİ Partili isimlerin de zaman zaman DEVA ve Gelecek hakkında “yük” değerlendirmesi yaptığı bilinen bir şeydi. Netice olarak değer ve kimlik merkezli siyaset yapılmazsa savrulma kaçınılmaz oluyor. CHP’de yaşanan rahatlama kendi seçmenine “gericilerle” ve “Atatürk düşmanlarıyla” kurduğu ittifakı izah etme zaruretinden kurtulmuş olmaktan kaynaklanıyor. Siz ne kadar kendinizi öyle değilmiş gibi göstermeye çalışsanız da Kemalistlerin gözünde Müslümanların yeri değişmez!