6 Şubat depreminin sarsıntıları her açıdan sürüyor. Bu kadar büyük ve sarsıcı bir hadisenin etkilerini daha çok uzun bir zaman yaşamayı ve konuşmayı sürdüreceğimiz açıktır.
Karşımızdaki manzara bizi hayat ile ölüm arasındaki ilişki; sahip olduklarımız ve arzu ettiklerimiz ile asıl hedeflenmesi gerekenler arasındaki denge hususunda çok dikkatli olmaya sevk ediyor. Hızlıca gündemleşen ve bir çırpıda tüketilen mevzuların ötesinde asıl yoğunlaşmamız gereken hakikate odaklanmamızı, nefsimizi ve yakınlarımızı korumak için tedbirler almamızı gerektiren dehşetli bir tabloyla yüz yüzeyiz.
Onarılması gerekenler sadece binalarımız mı?
Herkesin evini, binasını güçlendirmekten, yenilemekten söz ettiği; kentsel dönüşüm projelerine kafa yorduğu bir ortam var karşımızda. Şüphesiz gayet lüzumlu bir çaba bu, panikle hareket edip evhamlı bir ruh haline yol açmadığı müddetçe bu çabaların anlayışla karşılanması ve desteklenmesi elzemdir. Eğer yaklaşan bir tehlike varsa tedbir almakla mükellefiz.