Dersim’de Yüksek Memurlara Sömürge Yetkisi

1933 tarihli Dersim raporunda, Dersim'e atanacak memurlara sömürgeleştirme yetkisinin verilmesi öneriliyor.

28 Şubat 1997 sürecinde karışıklık ve kaos ortamındaki şehirlere ordu müdahalesini öngören EMASYA benzeri bir planın, Dersim katliamı öncesi hayata geçirildiği ortaya çıktı.

Dersim bölgesine yapılacak harekât için hazırlıkların yoğunlaştırıldığı 1933 yılında basıldığı anlaşılan 'Dersim' adlı raporda 'büyük harekât' için öneriler sıralanıyor. Kazım Orbay'ın başında olduğu Jandarma Umum Kumandanlığı tarafından hazırlanan ve İçişleri Bakanlığı'na iletilen raporda, Dersim'le ilgili ayrıntılı bilgiler ve arazi tasvirleri detaylı olarak yer alıyor. Bölgeye atanacak yüksek rütbeli 'memura' sömürge yetkisinin tanınmasının istendiği raporda, Dersimlilerin saklanacakları mağaraların bile istihbarat uçuşlarıyla tespit edilmesi talep edilmiş.

Rapor olası 'Dersim Operasyonu' için neler yapılması gerektiğini de anlatıyor. Raporda "Dersim harekâtı hazırlıkları kapsamında askeri nakliyat için 600 bin TL'ye, nakliyat için de 600 bin TL'ye ihtiyaç duyulacağı" belirtiliyor.

İLK KEZ GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

Dersim harekâtına giden süreçle ilgili yazılmış kaynakların neredeyse tamamının referans gösterdiği, alıntılarıyla çok sayıda kitabın, gazete haberinin yapıldığı, ancak bugüne kadar hiç gün yüzüne çıkmayan 'Dersim' raporunun orijinal nüshası, İstiklal Savaşı kumandanlarından olan Org. İzzettin Çalışlar'ın kitaplığından çıktı. Çalışlar'ın kendi adını taşıyan torunu İzzeddin Çalışlar'ın Yeni Şafak'a açtığı kitaplığında ilk kez görüntülenen rapor, "T.C. Dâhiliye Vekâleti Jandarma Umum Kumandanlığı III. Şube I. Kısım, 55058 numaralı Dersim adlı raporun basılan 100 nüshasından biri" ibarelerini taşıyor.

1938'E HAZIRLIK

300 sayfaya yakın raporda Osmanlı'dan 1933'e kadar Dersim'le ilgili bütün veriler sıralanırken, sonuçta Dersim'de neler yapılması gerektiği, muhtemel harekât için atılması gereken adımlar birer birer sıralanıyor. Rapora göre harekâta sebep gösterilen "Pah Köprüsü'nün yıkılması hadisesinin" de sadece bahane olduğu ortaya çıkıyor. Zira, harekat planları 1933'e ait... Raporda, "Dersim için birinci sene şu kadar paraya ihtiyaç olduğu tahmin ediliyor. 600.000 lira askeri nakliyat için 600.000 lira da Dersimlilerin garba nakilleri için tahsisat konulmalıdır. Harekâta haziranda behemehâl başlamalıdır. Dersim harekâtına askeri ve idari bir tetkikin takaddüm etmesi elzemdir. Dersim gibi geniş, çetin çok silahlı bir mıntıkaya karşı tetkiksiz ve hazırlıksız bir harekât yapılması makûs neticeler doğurabilir" ifadeleri yer alıyor.

Umum Kumandanlığı'nın raporunda Dersim harekatı için yapılacak tatbikatın bile yine Dersim içinde yapılması öneriliyor. Askerlerin coğrafi koşullara alışması için 'elzem' gösterilen bu öneriye göre "Mücavir kıtanın tatbikatı ve atışları Dersim içinde yapılmalıdır" deniyor.

UÇAKTAN RESİMLER ÇEKİLSİN

Harekâta giden süreçte öngörülen hazırlıklardan biri de Dersim'le ilgili 'ön istihbarat' bilgilerinin sıralanması... Buna göre "Tayyarelerin talim uçuşları Dersim üzerinde yapılmalıdır. Ve bu münasebetle tayyareden resimler alınmak muvafık olur."

MAĞARALAR BİLE RAPORDA

Raporda 'dehşet' boyutunda istihbarat bilgileri dikkat çekiyor. Olası bir operasyon sırasında Dersimlilerin sığınabilecekleri, saklanabilecekleri mağaraların da tespit edilmesi gerektiği belirtilen belirtilerek şu ifadeler kullanılıyor: "Harekâta iştirak edecek kıtaat zabitanının kadro seyahatleri Dersim içinde yapılmalıdır. Bu esnada Dersimlilerin harekât zamanında sığınması muhtemel mağaralar görülmelidir. Arazi mevazi, yollar ve sular tetkik edilmelidir."

Orijinal harekât planları

1933'te sadece 100 adet basılan ve bir tanesi de o dönemde 2. Ordu Kumandanı olan Orgeneral İzzettin Çalışlar'a verilen raporun içinden Harekât Planları da çıktı. Toplam sekiz krokideki bilgilere göre Dersim'in tam anlamıyla 'kıskaca' alındığı görülebiliyor. Sayfa 304'te 'Dersim tedibini gösterir kroki eki', sayfa 307'de 1926'da yapılan 'harekâta ait vaziyet ve hareketin mutasavvar şekli' ek olarak bulunuyor. Önceki operasyon planlarının da yer aldığı ekler arasında '1926 Koçuşağı Tedibi', '1930 Pülümür 1. Safha Tedibi' ve yine '1930 2. Safha Pülümür Tedip Harekâtı'na dair krokiler yer alıyor.

Memurlara 'koloni' yetkisi

Dersim raporunun "Dersim'in Islah Esasları" bölümünde, 249. sayfasındaki 'Islahın İlk Safhaları' başlığıyla verilen 'yapılacaklar listesi', 37 harekâtında yapılanlarla birebir özdeşiyor. Memurlara 'kolonileştirme' yetkisinin bile tanınmasının istendiği o liste şu maddelerden oluşuyor:

A- Ana yolların inşası

B- Silahların toplanması

C- Reislerin, bey ve ağaların, seyitlerin bir daha gelmemek üzere garbi Anadolu'ya nakli

D- Yerli memurların kâmilen çıkarılması, Dersim'e en iyi memurların tayini

E- Yüksek idare memurlarına adeta koloni (sömürge) idarelerindeki salahiyetin verilmesi

F- Propagandaya kuvvet verilmesi ve Türklük telkini

G- Kürtçe yerine Türk dilinin ikamesi.

1933'te hazırlanan bu raporda önerilenlerin bir bir hayata geçirildiği göze çarpıyor. 25 Aralık 1935'te kabul edilen Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun bu konuda dikkat çekici hükümler içeriyor. Hayata geçirilen yasayla bölgenin 'Dersim' olan adı 'Tunceli' yapılmış ve bölgeye atanacak 'korgeneral' rütbesindeki subaya hem 'vali' hem 'kumandan' hem de 'umumi müfettiş' yetkileri verilmişti. 1937'de başlayan harekatı yöneten General Abdullah Alpdoğan, bu yasa doğrultusunda Dersim'deki memurların üzerinde 'bakan' yetkisine sahipti. Vali-kumandan, istediğinde ilçe ve nahiyelerin sınır ve merkezlerini bile değiştirebiliyordu. Vali, gerekli gördüğü takdirde belediye başkanlıklarına kaymakamları ve nahiye müdürlerini de atayabiliyordu. Hatta, istediği kişiyi istediği yere sürgün edebiliyor, kişiler hakkındaki idam kararlarının infazını da tecil edebiliyordu. Genel valinin tecil etmediği idam hükümleri zaten infaz ediliyordu. Bölgede görev yapan herhangi bir devlet memuru hakkında dava açılabilmesi de 'vali-kumandan'ın iznine bağlıydı.

OKŞANMAKLA AKILLANMAZLAR

Raporda 'Hulasa' başlığındaki sonuç kısmında özetle yapılacaklar anlatılırken çarpıcı ifadeler yer alıyor. 'Islahın İlk Safhaları' başlığındaki sonuç kısmında, Dersim'deki durumun sürdürülmesinin tehlikelerinden bahsedilerek, "Dersimli okşanmakla kazanılmaz. Müsellah kuvvetin müdahalesi Dersimliye daha çok tesir yapar ve ıslahın esasını teşkil eder" deniyor. Sonuç kısmının 3. maddesinde ise "Dersim evvela koloni itibara nazara alınmalı, Türk camiası içinde Kürtçülük eritilmeli, ondan sonra tedricen öz Türk hukukuna mazhar kılınmalıdır" önerileri sıralanıyor.

Tesadüfen buldu

Kurtuluş Savaşı komutanlarından ve dönemim 2. Ordu Kumandanı Orgeneral İzzettin Çalışlar'ın kitaplığından çıkan 'Dersim' raporu, yıllar sonra onun torunu İzzettin Çalışlar tarafından bulundu. Çalışlar, dedesinden kalan evdeki kitaplar arasında bulunan raporun Türkiye'de hâlâ saklanan iki rapordan biri olduğunu söylüyor. Çalışlar, 1933'te sadece 100 adet basılan raporun bir kopyasının da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da olduğunu belirtiyor. Daha önce birkaç yayınevi tarafından içeriği yayımlanmış olan rapor, ilk kez orijinal haliyle basında yer alıyor. Çalışlar, raporun geçtiğimiz yıl 'Dersim Raporu' başlığıyla İletişim Yayınları tarafından kitaplaştırıldığını belirterek, raporun orijinal haliyle ilk kez Yeni Şafak'ta yer aldığını söylüyor.

İlk kapsamlı istihbarat

Benzer içerikli bir kitap da, Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı tarafından 1972 yılında 'hizmete özel' olarak yayımlanmıştı. "Türkiye Cumhuriyeti'nde Ayaklanmalar" (1924-1938) adını taşıyan o raporda değinilen konular arasında, ilk bu raporun hazırlanmasına sebep olan Dersim harekâtına ilişkin detaylar yer almıyor. Bu bakımdan 'hazırlanmış ilk rapor' özelliği taşıyan belgenin, yakın tarihe dair kayda değer bilgiler taşıdığı düşünülüyor.

Kaynak: Yeni Şafak

 

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı