Dersim Hesaplaşması ve Atatürk’ün Gölgesi

Dersim tartışması pek çok ileri boyut ve yenilik içermekle birlikte rejimin kutsallarına dokunma hususunda çok da tutarlı bir seyir izlendiğini söylemek kolay değil!

Başbakan Tayyip Erdoğan dün Dersim katliamı konusunda çok ileri şeyler söyledi ve devletin katliamcı geçmişinden dolayı özür dilemeyi de ihmal etmedi. Yakın tarihi boyunca kimisi bilinen, kimisi gizli kalmış pek çok vahşete, zulme, katliam gerçekleştirmiş bir sistem açısından bu açıklamaların da özrün de anlamı büyük. Bu gelişme bilhassa daha çok kısa bir süre öncesine kadar devlet adına kurşun yiyenin de atanın da şerefli olduğuna ilişkin bir yaklaşımın etkisi altındaki devlet mantığındaki dönüşümün göstergesi olarak da okunabilir.

Ne var ki, TC sisteminin çelişkileri kolay giderilecek gibi de gözükmüyor. Örneğin dün Başbakanın açıklamalarının içeriğine bir bakalım. Dersim katliamı dolayısıyla Başbakan, klasik sağ bir refleksle İnönü-Bayar ayrımı yapmıyor, zulme imza atmış dönemin yetkililerini gündemleştiriyor, katliama dair belgeleri sıralıyor. Ama dönemin asıl kudretli kişisi, “Ebedi Şef”i atlıyor. Bu tutum sağlıklı bir hesaplaşma önünde çok büyük bir engel. Başbakan Dersim katliamı dolayısıyla CHP’yi, hatta CHP’nin katliam sırasında hayatta dahi olmayan bugünkü Genel Başkanını suçluyor. İyi de o dönemin devletin de CHP’nin de başında kim vardı, ona bir türlü gelemiyor.

Aslında büyük çelişkiyi görebilmek, daha iyi anlayabilmek için Başbakanın bu önemli açıklamayı yaptığı salonun manzarasına göz atmakta yarar var. Başbakan kürsüde Dersim katliamının belgelerini açıklıyor ama ardında devasa boyutlarda bir Atatürk posteri bulunmakta. Adeta Orwell’in 1984 adlı kurgu romanındaki “Big Brother siz izliyor” mesajına denk düşecek bir biçimde Başbakan’ı hizaya sokuyor, daha ileri gitmesine engel oluşturuyor. Poster o kadar büyük ve korkutucu ki, neredeyse verilen tüm çarpıcı, cesur mesajlar altında eziliyor.

Bu durumda bir kere daha sormak gerekiyor: Katliam ifşaatı ve devlet adına dilenen özür çok önemli ve güzel bir gelişme ama bu cesur sözler Atatürk posteriyle gölgelenmiş olmuyor mu? Ve ilaveten, bir siyasi parti toplantı salonundan rejimin halen tartışılan pek çok icraatının asıl sorumlusunun resmini dahi indiremeyen bir tutum geçmişle nasıl hesaplaşacak?

HAKSÖZ-HABER

 

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...