Dershaneler ile ilgili hükümetin kararı, bana göre doğru yönde ileri doğru atılmış bir adım..
Çocuklarınızı okula gönderiyorsanız niye dershaneye gönderiyor ve çift dikiş yaptırıyorsunuz ki?
Dershaneye gidiyorsa okula göndermeyin, açık liseye gitsin..
Çocuklar okumaktan nefret eder hale geliyor. Okul-dershane, bana kalırsa o çocukların psikolojisi bozuluyor. Bu bir haksızlık.
Çocuklar için okul niye yeterli olmuyor?
Çünki sınıflar kalabalık ve öğretmen yeteri kadar öğrencilerle ilgilenemiyor.
İyi işte, dershaneler okul olsun o zaman, nasıl olsa dershane parasını verecek aileler var, öğrenci de var, masa - sıra, sınıf o da var, öğretmen de var. Yağ, un, şeker var, niye helva yapıp yemiyorsunuz.
Dershaneler okula dönüşsün, o zaman devlet okullarındaki sınıf yoğunluğu düşecektir.
Bugün faal olan dershanelere okul olma yetkisi verilsin.. Bunların bir kısmı belki meslek okullarına dönüşür. Sanayi sitelerine taşınırlar, yarı zamanlı eğitim yarı zaman iş.. Çocuklar hayatın içinde, sektörün içinde hayata hazırlanırlar.. Üretime katılırlar bir yandan da..
Aslında mesela 1000’den fazla çalışanın olduğu sanayi sitelerine meslek okulu açma zorunluluğu getirilmeli.. 2500’den fazla çalışanı olan yerde 2 yıllık ön lisans meslek yüksek okulu açılmalı, 5000’den fazla çalışanın olduğu yerlerde 4 yıllık meslek yüksek okulu açılmalı ve buradaki öğretim hep yarı zamanlı olmalı. İnsanlar yarı zaman atölyede çalışmalı. Çalışanlar da isterlerse öğrenimlerine devam edebilmeli.. Hatta isteyenler akademik kariyer de yapabilmeli.
O zaman patent patlaması yaşarız. O zaman akademik makalelerin sayısı artar. Bilgiye dayalı yönetim ve üretim alanlarında bir şeyler olur..
Bu dönüşüm programından ne dershane sahipleri, ne çalışanları ve ne de öğrenciler zarar görmemeli. Aksine yeni süreç herkesin lehine bir yeniden yapılanma fırsatına dönüşebilir.
Gecekondusunu yıktırmamak için kentsel dönüşüm projelerine karşı çıkanlar gibi davranmamak gerek.
Madem “eski hal muhal, ya yeni hal, ya izmihlal” o zaman değişime karşı çıkmamak gerek..
Mesela dershanelerin bazıları, niye belediyelerle, KOSGEB ve Halk Eğitim Merkezleri ile işbirliği yaparak, engelli eğitimi, iş ve meslek edindirme, sanat eğitimi, halk eğitimi, aile ve sağlık eğitimi, anne-baba eğitimi, kadın, çocuk ve aile eğitimi programları ile ilgili projeler geliştirmiyorlar.
Dil okulları açılabilir..
Dini eğitim programları uygulamaya konulabilir.
Rejimin yanlış politikaları sonucu oluşan anomalilerin telafisine yönelik halkın çözüm arayışına cevap vermek adına ortaya çıkan ve düne kadar önemli bir fonksiyon icra eden dershanelerin artık değişen teknoloji, ihtiyaç, ülke, bölge ve dünya şartlarına göre yeniden yapılanması gerekiyor..
Dershanelerin önemli bir kısmı üniversiteye hazırlıkla ilgili çalışıyordu zaten. Bir kısmı işe girişlerle ilgili. Bütün bunlar değişecek.. Değişmek zorunda.. O zaman dershaneler de değişecek.
Mesela, AB ile imzalanan katalog sözleşme çerçevesinde, gıda ile uğraşan herkes hijyen, sağlık, çevre, kalite ve verimlilik, atık yönetimi eğitimi almak zorunda. Dahası işin hukuki, ahlaki, mesleki standartları ile ilgili de eğitim zorunluluğu var. Ayakkabı boyacısı da, su, simit satıcısı da aynı şekilde eğitim alacak.. Berberi de, tornacısı da.. Çoğu kimse bu alanda eğitim vermek için hazır değil..
Dershaneler konusunun bu makro çerçevede ele alınması kaçınılmaz.
Her şey ve herkes değişecek. Biz kendimizi değiştirmeden, Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek..
Değişim kaçınılmaz.. İki günümüzü birbirine eş kılmadan yürüyüşümüzü sürdürmek zorundayız.. Zaman ve şartların, ihtiyaçlardaki değişiklikler ve talepler, kavramları ve kurumları da değişikliğe gitmeye zorlayacaktır..
Sadece dershaneler değil, okulların da değişmesi gerek. Sadece okullar değil, hastahaneler de, belediyeler de, sanayi siteleri de değişecek..
Tekrar söylüyorum; başbakanın başlattığı süreç, doğru yönde, ileri doğru atılmış bir adım. Teşekkür ediyorum.
Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT