Bu “derin devlet” denen şey hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu işler geri dönülmez noktaya geldi, ama iş bitmiş değil.. Kozmik odaya girilmediği gibi, merkez komite de, ülke geneline yayılmış tetikçiler de dışarıdalar.
İçeridekiler onun için susmayı tercih ediyor..
İşin kötü yanı, yeni bir derin yapı oluşuyor. İktidar ve servetle tanışanlar bir şekilde kendi aralarında kayıtdışı bir birlik oluşturuyorlar. Zaten onun bir adım ötesi ya MAFİA’laşmak, ya da derin bir yapıya dönüşmektir. Bu defa derin yapıda namaz kılanların sayısı artacak sanırım..
Tutuklananlar arasında, sanki, derin yapının içinde karar vericiler arasında da olmayan, tetikçilik de yapmayan bir sürü adam var.. Birileri kurunun yanında yaş da yanar hesabı onları da listeye dahil etmiş gözüküyor.. Bu işler, bu adamları oraya sokup, işin ciddiyetini sulandırmak isteyenlerin de işi olabilir ya da kendilerine rakip ve tehdit olarak gördüklerini, kurunun yanında da yaş da yanar hesabı kendi cehennemlerine çekmek isteyenlerin işi de olabilir..
Hatta öteki tarafta olup da, dışarıdakiler, birilerini kendi yanlarına çekmek için de o kişilerin içeri girmesine göz yummuş olabilirler. Böylece adam kazanacaklar..
Adamlar kendilerinden çok eminler, “biz gideriz - ötekiler gelir, ama sonuçta bu düzen böyle devam eder” anlayışına sahipler. Başka türlü olmayacağını düşünüyorlar. Yaşanan bazı olaylar da onları haklı çıkartır gibi aslında..
İktidar ve servet dönüştürücü bir güce sahip, ilk olarak da bu güç, kendine sahip olmak isteyenleri dönüştürüyor..
Bir gün bu Balyoz ve Ergenekon davası sonuçlanacak ve göreceksiniz, başka davalar, başka tartışmalar başlayacak.. Bu dava sürecinde yaşanan örtülü hesaplaşmaların davası ayrıca görülecek..
Yarın sıra 28 Şubat’a gelirse, Muhsin Yazıcıoğlu suikastı ile ilgili tutuklamalar da başlayınca, daha yüzlerce kişi hapse tıkılacak.. İnanın bunların tümünü mahkemeye çağırsanız yargılayacak yer ve adam bulamazsınız, bunları hapsedecek hapishane de yok.. O kadar çoklar.. Onun için bir gün genel afla bu işlerin üzerinin örtüleneceği hesabını yapıyorlar..
Sanki iktidar da bu işi daha fazla dağıtmamak ister gibi.
MİT ve Emniyet niye elindeki bilgileri açıklamıyor? Jandarma İçişleri Bakanlığı’na bağlı değil mi, niye bu işin üzerine gidilmiyor? Jandarma İstihbaratının bilmediği bir şey mi var?
Yani birileri gerçekten Muhsin Yazıcıoğlu suikastı ile ilgili bilgiye sahip değiller mi?
Bana kalırsa NATO ülkeleri de biliyor, ayrıca ve özellikle İsrail de, ABD ve tabii bizimkiler de..
Bana kalırsa şu şike işini biraz eşeleyin, bakın bakalım bu işin arkasından ne çıkar.. Sakın Ergenekon çıkmasın..
İşe bakar mısınız, durup dururken bir şike yasası çıkardılar, daha yasanın mürekkebi kurumadan bir daha değiştirdiler. Önce 2 yıllık cezayı beş yıla, ardından da beş yıllık cezayı bir yıla indirdiler.. Peki bu nasıl oldu.. Bu konuda söyleyecek sözü olan var mı? Ayıp ya hu, insaf yahu!
Bir ülkede ne kadar çok yasa varsa o ülkede özgürlükler o kadar az ve baskı altındadır demektir.. Yasa ile düzenlediğiniz her alanda bürokrasinin borusu öter. Hani şu “bürokratik oligarşi” var ya o!
Bana sorarsanız şike yasası tam bir ŞİKE oldu! Benim adalet duygularım incindi..
Demokrasi, böyle işlerle örselenirse, demagojiye dönüşür.. Üzerinde yükseldiğimiz zemini tahrip etmiş oluruz.. Yasa dediğiniz şeyin saygınlığı, caydırıcılığı kalmaz, yaz-boz tahtasına döner..
Bana kalırsa bu yasa değişikliği ŞİKE’cileri kurtarmaya yetmez.. Bu işi bir adım öteye götürürseniz, çete olayı ile birleşir..
Yıldırım benim gözümde şimdi daha çok Haberal’a benziyor.. Bu işe ecinnilerin karıştığını düşünüyorum.. Birileri bu durumu savunmak yerine sussalar daha iyi ederler.. Çünki mızrak çuvala sığmıyor.. Bir de bu işin Dalan bağlantısı var. İşin ucu Ergenekona kadar gidiyor..
Sahi şu 28 Şubatçılara sıra ne zaman gelecek?
Ben Ergenekona da karşıyım, Balyozculara da, kayıtdışı ekonomiye de, kayıtdışı siyasete de karşıyım. Bunu yapan bizden ya da onlardan olabilir.. Halka karşı ihanet planı yapanlar, devleti ele geçirip topluma İlahlık ve Rablik taslayanlar, eğer bu işten vazgeçmeyeceklerse tümünün canı cehenneme! Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT