Geçen gün Vatan’da Sanem Altan, İnan Kıraç’la ilgili ilginç bir yazı yazdı..

Hemen söyleyeyim, Türkiye’de Ergenekon yapılanması futbolla iç içedir.. Ve bir gün bu karanlık ilişki de ortaya çıkacaktır.. Bir kirli oyunun arkasında kimler ne haltlar karıştırıyor, bir gün onlar da ortaya çıkacaktır..

Futbol sadece spor değildir..

İnan Kıraç da futbolu, siyaseti, piyasayı dizayn eden biri. Çetin Emeç suikastıyla ilgili hassasiyeti de ilginç. Suikasttan sonra Emeç ailesine sahip çıkmış.. Bu görevi ona birileri veriyor. Herhalde, “Derin karanlıkların gücü adına” yapıyordur bunu..

Kıraç ve Emeç.. Emeç’in ailesine sahip çıkması tamam da, olayla ilgili hassasiyeti kafa karıştırıcı bir durum..

Koç ve Doğramacı ailesini yakın izlemeye almak gerek.. Vehbi Koç kimdir? Bakarsınız ipin ucu Bandırma vapuruna kadar gider.. Bernard Nahum da çok önemli bir isim ve tabii Hayim Nahum Efendi de öyle.. Koç deiyince bugün akla Mustafa Koç, Rahmi Koç gelse de, aslında Koç ailesinin asıl önemli isimleri Kıraçlar. İnan Kıraç da damad..

Aydın Doğan da aileden biri sayılır..

Türkiye’nin derin gerçeği çözülmeden Koç ailesinin derin sırrı da çözülmez gibi..

Koç’un devlet içindeki önem ve ağırlığını biliyoruz. Adam “Amiral gemisi”nde oturuyor.. Doğan’ın Hürriyet’inde Özkök “Topyekun savaş” manşetini atarken de herhalde “Derin Karanlıkların Gücü Adına” yapıyordu bu işi.

Bu Hayim Nahum adı önemli.. Lozan’ın perde gerisindeki Siyonist o.. Türkiye’deki Arap düşmanı Kemalist milliyetçiliğin sponsoru da o. Daha sonra gitti Nasır’a danışman oldu. Arap Yahudilerini örgütledi ve Türk düşmanı Arap milliyetçiliğinin liderliğini üslendi..

Arap düşmanı Kemalist Türk milliyetçiliği fikrinin arkasında kimler vardı bakın bakalım. Kod adı Tekinalp olan Moiz Kohen ve daha sonra dinde reform bayraktarlığı yapan “Türk’ün dini Kemalizmdir” diye kampanyalar yürüten Osman Nuri Çerman..

Çetin Altan bir gün, hem komünistlik yapıp, hem de İstanbul’daki sermaye çevrelerince nasıl desteklendiğini bir anlatsa aslında.. Hani Ticaret Odası, Çiftçi Birlikleri filan.. TÜSİAD’ın ilk günleri.. Adamlar resmen “Konsey” kurmuşlardı..

Komünist bildiriler yayınlayıp, sonra da NATO broşürlerini tercüme edip belli yayınevlerinde yayınlayarak geçimini sağlayan Amerikancı - sol / sosyalist aydınlarımız da oldu zamanında.. Hani şu kontrollü bunalım stratejisi dedikleri şey! Mesela birçok ülkede Siyonistler, bizzat anti Siyonist hareketleri kendileri örgütlerler ve kontrol ederler.. Zaten Yahudileri göçe zorlayan soykırım meselesi de böyle bir şey değil mi idi? En azından biri bunu kullandı.. Baksanıza Lenin de Yahudi imiş. Hitler için de aynı şey söylenir.. Şimon Zwi oluyor Şemsi Efendi, Moiz Kohen oluyor Tekinalp! Türk Ocakları’nın kuruluşundaki en büyük maddi desteği kim sağlamıştı, hatırlayın: Lazaro Franco!

KİM KİMDİR bazen insan şaşırıyor.

Sanem Altan, “İnan Kıraç; Önder Sav’ı, Onur Öymen’i, Mustafa Özyürek’i istemiyordu. Onlar da gitti. Haberi duymadınız belki de. İnan Kıraç, Deniz Baykal’ın kaset skandalı patlamadan üç ay önce Baykal’a gidip o üç yöneticiyi seçime girerken listeye almamasını, dışarıda bırakmasını istiyor. Baykal da arkadaşlarını dışarıda bırakamayacağını hissettiriyor İnan Kıraç’a. Aradan üç ay geçiyor, Deniz Baykal bir kasetle gönderiliyor, yerine Kemal Kılıçdaroğlu geliyor ve istenen ‘devrimi’ yapıyor” diye yazdı, sözkonusu yazısında.. Bakalım savcılık Kıraç’ın ifadesine başvuracak mı? Çok şey bildiği muhakkak.. bana kalırsa bu olay, CHP ve MHP’yi sarsan kaset olayındaki çirkinliklerden çok daha önemli..

Kılıçdaroğlu’nun YENİ CHP’sini dizayn edenler kimler şimdi daha iyi anlaşılıyor.. CHP’yi yeniden dizayn edenler, şimdi de MHP’yi dizayn ediyor.. Baykal da Bahçeli de onları tanıyor ve susuyor..

Kıraç hep “gölgelerin gücü adına” konuştu ama artık deşifre oldu.. Derin gırtlak şimdi konuşmaya devam etmeli.. O konuşmuyorsa, cevabını arayan sorular arttıkça, savcılar da herhalde harekete geçerler o zaman.. Bu arada Kıraç ve temsil ettiği irade, tepedekilerle anlaşamadı ki, o da bir anda kendini böyle bir tartışmanın ortasında buluyor.. Haydi hayırlısı bakalım. Selâm ve dua ile..

YENİ AKİT