‘Derin hukuk’ yanlıları, tasfiye sürecinde!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yıllardır hukuk falan tanımadan, keyfi icraatlarını sürdürenler, hukuka bağlılık yolunda adımlar atılmaya başlanınca, kıyameti kopartıyorlar..

Derin hukukun yürürlükten kaldırılma girişimlerine, çarpıtma haber üreterek karşı çıkıyorlar: “Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, Abdullah Gül hakkında takipsizlik kararını kaldırdı. Gül’ün yargılanması yönünde karar verdi. Onun için aleyhinde soruşturma açıldı ve şimdi de ihracı isteniyor!”

Aynı derin hukuk yanlıları, şu eklemeyi de ihmal etmiyorlar: “Osman Kaçmaz’ın, Tayyip Erdoğan aleyhindeki kararını da unutmayın. Kaçmaz’a ihraç, Cumhurbaşkanı ve Başbakan aleyhine verdiği kararlar sebebi iledir.”

Dürüst olalım.

Objektifliği elden bırakmayalım.

Görüşlerimizi, karşı cenahtan gelebilecek muhtemel itirazları dikkate alarak ortaya koyalım.

Osman Kaçmaz’a istenilen ihraç cezasının gerekçesinde, “Abdullah Gül için böyle karar alınamazdı. Niye o kararı aldın” mı yazıyor?

Veya ihraç istemli soruşturmada, “Başbakan için yanlış bir karar verdin. Dolayısıyla ihraç cezası ile cezalandırılman gerekir” mi deniliyor?

Hayır..

Derin hukuk yanlıları itiraz edecekler: “Canım ihraç isteyenler o kadar saf mı? Niyetlerini böyle açıktan ortaya koyarlar mı? Tabii bahane bulunacak.Bahane ile ihraç istenecek. Ama asıl sebeb, Kaçmaz’ın verdiği kararlardır!”

Aşağıda Kaçmaz’a yönelik iddialarla ilgili vereceğim somut bilgileri okuduğunuzda, bu itirazın haksızlığını göreceksiniz.

Ama yapılan demagojiye de, misliyle bir cevap verebilirim..

Şöyle: “Hakim Osman Kaçmaz, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan aleyhindeki kararları verirken, hukuk öyle gerektiği için hareket etmemiş, siyasi görüş farklılığı ile o kararları almıştır. Amaç, farklı siyasi görüşte olan Gül ve Erdoğan’ı, önyargılı olarak cezalandırmaktır.”

Ne dersiniz?

Buyrun çıkın işin içinden.

Siz Kaçmaz hakkındaki ihraç istemini siyasi olarak yorumlarsanız, ben de Kaçmaz’ın Gül ve Erdoğan için verdiği “yargılansınlar” kararlarını siyasi bulurum.

Ne diyeceksiniz?

Oysa olay basit..

Bir soruşturma/bir ceza istemi, hukuki midir, yoksa siyasi mi, nasıl anlaşılır?

Tabii ki iddiaları masaya yatırarak. Objektif incelemeye tabi tutarak.

O halde Kaçmaz hakkındaki ihraç istemini, tarafsız bir gözle değerlendirelim..

Kaçmaz’a ne suçlama yöneltiliyor?

“Hakim Kaçmaz, şu şu tarihlerde, raporlu ve izinli olmadığı halde, göreve gelmemiştir. Bunun için cezalandırılması gerekiyor!”

Şimdi bu iddianın neresinde Cumhurbaşkanı var? Neresinde Başbakan var?

Somut bir suçlamada bulunuluyor, Kaçmaz hakkında..

Tek taraflı konuşmayalım, soralım Kaçmaz’a: “Ne diyorsunuz bu hususta?”

Sayın Kaçmaz’ın, bu hususta söylediği bir şey yok.

“Benim elime bu bilgiler verilmeden, niye başkalarının eline geçti” deyip, kızıyor ve ifade vermeden soruşturmadan kaçıyor.

İyi de, soruşturulan şahıs, kızıp ifade vermekten kaçtı diye, onun lehine mi karar verilir?

Tabii ki hayır.. Kaçmaz’ın, zaten verebileceği cevap yoktu.. Alınganlık göstermiş gibi yapıp, ifade vermekten kaçındı. Olay bundan ibaret. İddia doğru. Ceza istemi haklı..

Kaçmaz hakkında başka ne iddia var?

“Sağlığının iyi olmadığı yönünde rapor aldığı günlerde, tatil yaptığı tesbit edilmiştir.”

Buna ne diyor sayın Kaçmaz?

Ona da bir cevabı yok hakim beyin.

Başka ne iddia var?

“İstanbul’da olduğu saatte, Sincan’daki adliyede imiş gibi imza attığı. Yani sahte tarihli imza attığı!”

Bu konuda ne diyor sayınKaçmaz?

Kaçmaz’da çıt yok.

O, mensubu olduğu YARSAV’ın, HSYK’daki üyelerine güveniyor.

İyi de, HSYK’daki o üyeler ne yapacak, sen kendini savunamadıktan sonra..

Ama burası Türkiye.. Olmayacak bir şey yok bu ülkede. Bu kadar net deliller karşısında, Kaçmaz hakkında ne karar verilecek, bekleyip göreceğiz!

VAKİT