Erken başladılar saldırmaya.. En iyi bildikleri şey terör, hemen onu servise koydular.
Son olay, Apo’nun “Gerekirse bölgeyi cehenneme çeviririm” açıklamasının hemen ardından geldi. Kürt Ergenekonunun başı, kartlar yeniden karılırken, kendisinin masada olması gerektiğini düşünüyor olmalı..
Bitti bitecek derken, PKK Güneydoğuda 300'e yakın silahlı adamı ile Türkiye sınırını geçip, yine karakol bastı.. Türkiye bu kadar kalabalık grubun böyle bir operasyon yapacağı istihbaratını neden önceden alamadı? Bu kadar büyük bir topluluğun, bunca silahla bu kadar mesafeye gelişi sırasında neden müdahale etmedi?
Peki bizimkiler yapmadı, ABD'nin derin gözleri de mi görmedi!?.
Bölgedeki Kürt yönetiminin de mi haberi olmadı?.
Bile bile lades.. Tam da bayram sonrası, 29 Ekim'e doğru, sanki işaret fişeği atar gibi tetiği çektiler.. Göreceksiniz büyük şehirlerde de bombalar patlayacak. Şimdi “Şehit cenaze törenlerinde provakasyona dikkat”. Bu uyarı bir istihbaratçıdan geliyor. Bülent Orakoğlu uyarıyor ve ekliyor: “Aktütün'ün arkasından yeni bir Altınova'yı yaşamayalım..” Birileri tavşana kaç, tazıya tut diyor olabilir.. Daha açık bir ifade ile, Aktütün saldırısının arkasındaki güçler, cenaze törenlerinde halkın arasına karışıp yeni Altınovalar peşinde olabilir.. Türkiye'yi karıştırmak isteyen güçler, orada PKK'yı burada PKK karşıtlarını kışkırtmaya kalkabilir..
Bu oyunu görelim artık. Bu işin Türk'ü-Kürd'ü yok. Birileri bizi bize kırdırıp, bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız, çalınan alın terlerimiz ve ülke serveti üzerinde kendilerine iktidar ve servet üretmek istiyor.. Bu oyuna gelmeyelim. Media, siyaset ve STK içinde bu yönde tahriklerde bulunanları tanıyalım ve bu oyunu boşa çıkaralım!
Yine yolsuzluk ve irtica senaryoları gündeme gelecek.. Rejim - laiklik tartışmaları hız kazanacak.. Bu arada birtakım sendikalara da iş düşebilir.. Hani Ergenekoncuların kadrosunda aktif sorumluluk üslenen sendikacı sayısı az değil.. Ergenekon'un STK uzantısı, birkaç dernekle sınırlı kaldı.. Belki bu vesile ile onlar da ortaya çıkarılır. Görelim bakalım!
Şimdi bu olay karşısında Bakan Faruk Çelik'in dediği gibi, “3 aylık askerlerle bu işin olmayacağını” mı tartışacağız, yoksa Mahir Kaynak'ın dediği gibi, "Son saldırı Dağlıca baskınıyla benzerlik gösteriyor. Bu bir terör örgütü işi değil, istihbarat örgütünün işidir" mi diyeceğiz!..
Hani bölge ve örgüt BBG evi gibiydi!
Ortada ciddi bir zaaf var. İster askeri zaaf, ister istihbarat zaafiyeti deyin, ne derseniz deyin bir zaafiyet olduğu kesin..
İster Ergenekonla ilişkilendirin bu olayı, ister, ABD'nin Irak'tan geri çekilme planları yaptığı bir zamanda, bölgedeki boşluğu Türkiye'nin dolduracağı varsayımı üzerine yeni senaryolar geliştirin, sonuç değişmiyor.
Evimizde vurulduk!.. Bu iş Türk-Kürt meselesi değil. Bunu görelim artık..
25 terörist öldürüldü diye de avunamayız.. “Karakola baskın, 15 asker şehid”. Yer Hakkari'nin Şemdinli İlçesi. Aktütün karakolu!
Olay gündüz vakti, Cuma günü ve Cuma namazı saatinde gerçekleşmiş. Hemen Bayram sonrasında.. Şimdi bakalım, olayla ilgili daha neler duyacağız.. Ne iddialar atılacak ortaya..
Bildik cenaze törenleri, bildik görüntüler, taziye mesajları, kin ve öfke dolu, hamaset dolu mesajlar! Ya da “kanları yerde kalmayacak, gereken her şey yapılacak!” Bunları biliyoruz.. Bunları dinleye dinleye artık bıktı millet.. Başka şeyler duymak istiyor bu insanlar. Bebe katili, eli kanlı teröristler, teröre lanet okumakla demekle bitmiyor bu işler.. Bakın bu işler, derin güçlerin, bulanık suda balık avlamak, zaman kazanmak isteyen çevrelerin HALKI SOKAĞA DÖKME PLANLARInın bir parçası olmasın sakın!
Gazeteler yine “Türkiye şehidlerine ağlıyor” diye manşet atacak, televizyonlarda yine bildik sahneler. Vatandaş şunu soruyor artık: “Sınırlarımız yol geçen hanı mı? Nasıl oluyor da aynı karakol son 6 ayda 2. kez saldırıya uğruyor ve toplamda 21 askerimiz can veriyor?” Daha önce aynı karakol 5 kez vurulmuş. İnsaf yani! Askeri sorumluların bu soruya bir cevap vermesi gerek.. Bu konu Başbuğ'un komutanlık kariyeri açısından da büyük önem taşıyor.. TSK'nın resepsiyon ve akreditasyon konusunda kriz üretmek yerine, çözmesi gereken önemli işleri olduğunu görmesi gerek..
Ha! Unutmadan, bu arada, şu günlerde Meclis'te TSK'nın sınırötesi operasyon için iznin bir yıl daha uzatılması oylanacakmış. Tam zamanında değil mi? Bakalım Meclis'te bu konuda neler söylenecek? Hükümet ne diyecek ve muhalefet ne cevap verecek.. Muhalefetin hükümete yükleneceği muhakkak..
Göreceksiniz, kriz lobisi harekete geçecek. Terör, irtica, ekonomik kriz, ellerinden ne gelirse iktidarı yıpratmak için topyekun saldırıya geçecekler..
Doğan %20 küçülme kararı almış, işçi çıkaracak. Sendikaları sokağa çıkmaya zorlayabilirler.. Hani global kriz de varken hani, bu arada bir şeyler yapmak isteyebilirler.. Sağda solda yine bombalar paylayabilir.
Geçen gün Balıkesir'in Ayvalık ilçesi Altınova beldesinde yaşanan olaylar başka bölgelerde de tekrarlanmak istenebilir.. Bu işe mutlaka irticayı da katmak gerek.. Bakın Altınova'da etnik çatışma falan yoktu. Basit bir kavgadan siyasi bir isyan çıkarmaya çalıştı birtakım çevreler ve malum media. Mazlum-Der'in bölgeye gönderdiği heyetin hazırladığı raporda, Gergerlioğlu, olayların tüm taraflarıyla konuştuklarını, basit, adi bir olayın etnik köken kavgasına dönüştürülmek istendiğini belirlediklerini kaydetti.
Ergenekon davası başlarken, 29 Ekim'e doğru bir şeyler yapamazlarsa, daha sonra ülke seçim sath-ı mâiline girecek, bir şey yapamazlar. Onun için şimdi ne yapabilirlerse yapacaklar.. Yolsuzluk dosyaları, kadın ilişkileri, artık ne bulurlarsa! Basın yoluyla, internet yoluyla, video kaset, telefon görüşmesi vs..
Sokağa dökmek için “Cumhuriyet Kadınları”nın da kapısını çalarlar, Zeybeklerin de, Şehid ailelerinin de, Gazi derneklerinin de, icabında Seymenlerin de!. Dindarların da kapısını çalarlar, laiklerin de!
Tabii buna iktidarın cevabının ne olacağını da görmek gerek..
Bu arada Başbakan her hafta İstanbul'da.. Öyle anlaşılıyor ki, bu seçimlerde adaylar erken açıklanacak.. Tam da adaylar açıklandığında gayri memnunları toplayacak yeni siyasi adresler de bulmak gerek.. AK Parti'nin altını boşaltacak girişimler için de birileri devrede.
Yani Ergenekon henüz bu işlerden vazgeçmiş değil..
Neyse kendi içlerinde amaç ve yöntem olarak görüş birliği yok. Farklı grubların ise öfkeleri akıllarından daha büyük.. Bizimkilerin akılları ve örgütlerinden çok, ötekilerin dağınıklığı ve akılsızlıkları şansımızı artırıyor..
Selâm ve dua ile..
VAKİT