Murat Alan / Yeni Akit
28 Şubat cuntacılarıyla işbirliği içindeki yargı, medya, sivil toplum kuruluşu mensupları hakkında kritik bilgiler veren derin yapılanmanın kilit ismi Ergenekon avukatı Doğan Yıldırım’ın hayatını kaybettiği ortaya çıktı. İlk olarak Akit’te yer alan röportajı sonrası yazılı ve görsel medyaya defalarca konu olan Yıldırım’ın şüpheli bir şekilde öldüğü, otopsi dahi yapılmadan alelacele defnedildiği belirtildi. 28 Şubat cuntasının sivil kanadı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade vermeye hazırlandığı sırada ölüm haberi gelen Yıldırım, uzunca bir süredir tehdit mesajları aldığını söylüyordu.
Bahçelievler davasından tutuklanan Haluk Kırcı ve Mehmet Ali Ağca ile 1. Ergenekon davası sanığı Fuat Turgut’un avukatlığını yapan, 28 Şubat darbesinin asker sivil bağlantısı hakkında önemli bilgilere sahip Doğan Yıldırım’ın 28 Şubat savcılarına ifade vermek üzereyken şüpheli bir şekilde öldüğü ortaya çıktı. Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat ve 90’lı yıllarda işlenen faili meçhullerle ilgili kilit konumda bulunan Yıldırım’ın Kayseri’de öldüğü, yakın çevresinin konu hakkında konuşmak istemediği belirtildi.
KİMLİĞİ BELİRSİZ KİŞİLERLE YEMEK YEDİKTEN SONRA ÖLDÜ
Kayseri’de atıl durumda bir otel ve besi çiftliği bulunan Yıldırım’ın, “3 gün sonra döneceğim” diyerek İstanbul’dan ayrıldığı, Kayseri merkezde kimliği bilinmeyen 5-6 kişiyle buluşup restorana gittiği ifade edildi. Buluştuğu kişilerle yediği yemekten sonra bir anda fenalaşan ve ağzından köpükler çıkan Yıldırım’ın hastaneye kaldırıldığında ölmüş olduğu belirtildi. Sürekli tehdit telefonları alan Yıldırım’a otopsi yapılmadan alelacele Kayseri’nin Talas ilçesinde defnedildiği öğrenildi.
ÖLÜM TEHDİDİ ALMIŞTI
Muhabirimizle yapmış olduğu görüşmede bildiklerini basınla paylaşması sonrası ölüm tehditleri aldığı vurgulanan Yıldırım’ın, ölümünden bir süre önce 28 Şubat davasına bakan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verme kararı aldığı belirtildi. Akit’te yayınlanan röportajından sonra yaptığımız görüşmede Yıldım şunları söylemişti: “Haber sonrası paniğe kapılmışlar. Aracılarla uyardılar ‘Akıllı olsun, çok konuşmasın’ diye tehdit ettiler. Korkmuyorum ancak kızgınım arkadaşlarıma. Bir dönem dava arkadaşıydık, yıllarca birlikte mücadele etmişiz. Beni halen tanıyamadılar mı? Tehditle susar mıyım, boyun eğer miyim ben?”
28 Şubat darbesinin hazırlandığı süreçte askerleri kumanda eden derin güç hakkında bilgi ve belge sahibi olduğunu söyleyen Yıldırım, dönemin sivil unsurları arasında bulunan yargı mensupları, siyasiler, iş adamları, medya patronları ve sivil toplum kuruluşu üyelerini koordinede köprü vazifesi gören isimleri tek tek açıklayacağını ifade etmişti. Cunta toplantılarına katılan, üst düzey subaylara dahi emir veren sivil şahısların isimlerini bildiğini söyleyen Yıldırım’ın savcılara ifade vermeye hazırlanırken ölmesi soru işaretlerine neden oldu.
FEYYAZ ÖĞÜTÇÜ ARKADAŞI, ÖZDEN ÖRNEK HOCASI
Doğan Yıldırım ismi kamuoyu tarafından ilk olarak Akit’le duyuldu. Ülkü Ocakları’nda illegaliteden sorumlu olduğunu, 70’lerde MİT için çalıştığını, Ağca’yı yurtdışına kaçırdığını söyleyen, “Türkiye’deki illegalite a’dan z’ye benden sorulur” diyen Yıldırım, Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan koramiraller Kadir Sağdıç, Feyyaz Öğütçü ve Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz’le Deniz Harp Okulu’nda aynı sınıfta okudu. Yıldırım, Balyoz’dan ceza alan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in de en sevdiği öğrencilerinden. Darbe planladıkları gerekçesiyle ordudan atılan Yıldırım, bitirdiği hukuk fakültesi sonrası uzun yıllar ünlü ülkücülerin avukatlığını yaptı. Askerlerle, özellikle darbeden ceza alan devreleriyle bağlantısını hiç kopartmayan Yıldırım’ın, Silahlı Kuvvetler’in birçok davasını aldığı da belirtiliyor.
AKİT’E VERDİĞİ RÖPORTAJDAN ÇARPICI BÖLÜMLER
Ergenekon’dan daha büyük bir örgütün varlığına işaret eden, 28 Şubat cuntasının İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantılarda alınan kararları ve toplantının katılımcılarını açıklayan Yıldırım Akit’e verdiği röportajda şöyle konuşmuştu: “28 Şubat aslında 1997’de değil, Özal’ın ölümüyle başlayan bir süreçtir. Soruşturması ve davası süren Ergenekon yapılanmasından çok daha büyük bir yapılanma var aslında. Bu henüz tam olarak idrak edilebilmiş değil. Soldan sağa doğru hilal gibi dizilen gizli bir oluşum... Sol kesimi idare eden isim isim verebileceğimiz insanlar var. Sağ grubu da hakeza. Kendi tanımlamalarına göre hilalin merkezinde birleşiyorlar. 28 Şubat post modern darbesinin sivil örgütlenmesi askerin sivilleri koordinesi Harbiye Orduevi’nde yapıldı. Benim de katıldığım toplantıya yargı mensupları başta olmak üzere akademisyenler ve o dönem çok etkili olan birçok gazeteci iştirak etti. Toplantıya katılanların koordineli hareket etmesi ve kendi konumlarından doğan gücü lehte kullanmaları gerektiği vurgulandı.”