Derin bir öfke, korku ve panik hali!

Abdurrahman Dilipak

Baykal ve Tuncay Özkan’ın performansına bakıyorum da, kimsenin bir şey yapmasına gerek yok. Kemalizmi bitirmek için bunlar yeter..

Sesleri yüksek çıkıyor değil mi? Son sınırındalar. Daha yüksek çıkaramazlar.. Bir gün onlar da yorulur.. Kışkırtma da bir yere kadar..
Hep gergin bir ruh hali.. Adamların işi, aile düzeni, sosyal ilişkileri hepsi berhava oldu.. Hızla yalnızlaşıyorlar.. Artık eşlerine, çocuklarına bile kendilerini anlatamıyorlar..
Yani Özyürek olayı tek örnek olmadığı gibi, bu yabancılaşma entellektüel düzeydekilerin sorunu değil sadece. Kemalist manken ya da işportacının sorunu da aynı..
Bunların hepsi hep kazanmaya alışmışlar ya, yenilgiyi bir türlü kabul edemiyorlar. Ama Hurşit Tolon’un da gözaltına alınmasından sonra, artık bu iş bitmiştir.
Basında çıkan çete iddiaları da zaten kafaları iyice karıştırdı.. Kimin eli kimin cebinde belli değil..
İlk çözülme solda oldu.. Solun bazı önemli isimlerinin CHP’den uzaklaşarak demokratik bir mücadelede yer alması ile Kemalistler büyük kan kaybetti.
Zaten daha önce Kürt ve Alevi oylarını kaybetmişlerdi..
CHP’nin son 7 yılda, demokratik her talebin karşısında yer alması ve bu süreçte hemen hemen hiç olumlu bir rol üstlenmemesi ile demokrat kesim CHP’den umudunu kesti.
CHP, Sosyalist Enternasyonel’den çıkartılması ile bana kalırsa yolun sonuna geldi.
Parti içi yolsuzluk ve usulsüzlükler yanında, bu ihracın gerekçesi ve ihraç öncesi tartışmalar CHP’nin kimliği üzerinde ciddi tartışmalara sebep oldu.
CHP’nin faşist bir parti olduğu söylendi..
Cumhuriyet mitingi sırasında dolduruşa gelip sağa sola hakaret dolu mesajlar gönderen birinin, mahkumiyeti ile sonuçlanan yargılamasındaki derin pişmanlığı, aslında tekil bir olay değil..
Bu tür olaylar, belli bir kesim üzerinde nasıl ağır bir baskı oluşturulduğunu, nasıl kışkırtıldıklarını açık bir şekilde gözler önüne seriyor..
Saldırganlıkları biraz da korkularından kaynaklanıyor. Bunların bir kısmı “Dinciler gelecek, sizi kıtır kıtır kesecek” yalanına inanmışlar.. “Hem de paslı testere ile”
Karşılarında bir “insan” olduğunu düşünmüyorlar.
“Ben” ve “Öteki”.. “Bana benden başka herkes düşman” anlayışı..
“Türkiye İran olacak”, “Türkiye İslâm devleti oluyor”, “Fethullah Gülen, Humeyni gibi gelecek” iddiaları ile birileri ortalığı germek istese de, artık kimse malum medianın bu tür yalanlarına inanmıyor..
Bu işin arkasındaki derin gerçek ortaya çıktı..
Yabancılar bile bu iddialara gülüyor ve bu tür iddiaların arkasına gizlenmeye çalışılan faşizan hayallerin farkında artık bir çok kişi.
CHP’nin malum Kemalistlerinin paradigması da, ütopyası da çöktü..
Değişimi savunuyorlardı, muhafazakar bir çizgiye savruldular..
Dayandıkları kavramları ve kurumları bir bir kaybettiler.. Toplumsal tabanlarını kaybettiler..
1960’ta bir çok DP’linin çocuğu CHP’li olmuştu. Özal sonrası CHP’lilerin çocukları başka kulvarda koşuyorlar.. Dine ve dindara babaları, dedeleri gibi bakmıyorlar.. Özgürlük istiyorlar. Çatışma ve düşmanlık değil, tolerans, empati, diyalog istiyorlar.
CHP’lilerin oğulları, torunları, damatları, gelinleri başka telden çalıyor..
Bu iş çok da fazla böyle gitmez..
İnternet çocukları bu yalanlara artık çok da fazla inanmıyor. Kiminin ise bu işler umurunda değil..
İnternete rağmen gerçekleri daha fazla saklayamazlar.
Devletçilik bitti artık. Devleti arkalarına alıp, kötü malı pahalıya satamazlar..
Okumuyorlar. Servetlerini, imtiyazlarını, itibarlarını kaybediyorlar.. Yavaş yavaş geçmişin hesabı sorulmaya da başlandı. Şimdi korkuyorlar. Derin bir yalnızlığa düştüler..
CHP’nin üst yönetimi, emekli paşalar ve emekli yüksek yargı mensupları da yavaş yavaş köprünün altından çok suyun aktığını görecekler. Geri dönüşün mümkün olmadığını da.
Selam ve dua ile...

 

VAKİT