HAKSÖZ HABER
Depremin yıkıcı etkileri geçse de hala binlerce insan zor şartlarda yaşamaya devam ediyor. Temel barınma ihtiyacını çadırlarla sağlayan insanlar için en büyük öncelik lavabo ve banyosu olan mahremiyetin sağlandı bir eve sahip olabilmek.
Türkiye’de sık sık dile getirilen “necip millet” söylemleri bir yana bazı çevreler ise durmaksızın alakasız konular üzerinden dezenformasyon üreterek mültecileri hedef gösteriyor. Türkiye toplumunun gidişatı değerlendirebilmek için tekil olaylardan ziyade genel fotoğrafa bakma gerek. Ancak Türkiye’de yaşanan toplumsal çözülmeyi görmezden gelerek bir yere varamayız...
Türkiye toplumunun ihtiyaç sahibine yardım konusunda önemli bir hassasiyeti olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor tabi ki ancak aynı zamanda Türkiye’de çok ciddi bir ahlak sorunu olduğunu da kabul etmemiz lazım. Hatay’da yaşanan olay tam da bu duruma örnek olacak cinsten. Hatay’da depremzedeleri hedef alan bir çete 25 aileyi “prefabrik ev” vaadiyle dolandırdı.
Depremzede Esra Ezer, 345 bin TL’yi alan şahsın kayıplara karıştığını belirterek “6 Şubat depreminde bizim evimiz yıkıldı. Daha sonra buraya geldik, burada bir prefabrik ev yaptırmak istedik. Başta annem ve ablam yaptırdı. Ben de paranın tamamı olan 345 bin TL’yi peşin verdim.”sözleriyle yaşadıkları mağduriyeti dile getirdi.
“Ben parayı verdikten sonra onların da evini yarım bıraktı. Benim de paramın da tamamını alıp kaçtı. Antalya’dan geldiğini biliyoruz. Şahsı tanımıyoruz. Benim gibi yaklaşık 25-30 kadar aileyi dolandırmış. Şu an ulaşamıyoruz. Sosyal medyadan yayınladıktan sonra tehdit mesajlarını aldık. Susmayacağız, hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Bu şahıs şu an; Antakya, Defne ve Samandağ’a gelemiyor. İskenderun, Dörtyol ve Payas’ta başka insanları dolandırmaya devam ediyor.”
Mağdurlar tarafından Antalya’dan geldiği ifade edilen çetenin depremzedeleri tam da en hassas noktadan sıcak bir yuva ihtiyacından yakalamış olması bu işte ne kadar becerikli(!) olduğunun kanıtı. Depremzedeleri dolandıracak kadar şeref yoksunu olabilmek ise bir başka başarı olarak önümüzde duruyor.
Türkiye ile alakalı abartılı söylemlerden ziyade sosyal gerçekleri apaçık bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Bir yanda depremzedelere yardım edebilmek için elinden geleni yapan orta ve dar gelirli insanlar bir yanda ise depremzedeleri dolandırmak için her şeyi deneyen eşkıyalar…