Haksöz-Haber
Denizli’de 1 Aralık Cumartesi günü, Suriye İzlenimleri adlı panel gerçekleşti. Program Kuran-ı Kerim tilaveti ve slayt gösterisiyle başladı. Slaytın ardından Akan Akamak söze başladı.
Asr Suresini okuduktan sonra Suriye’nin alt yapısı ve devrim sürecine değindi. Devrimlerin Tunus’la başlayarak Mısır’ı, Libya’yı etkilediğini ve şimdi sıranın Suriye de olduğuna işaret etti.
Suriye ayaklanmasının başını şu cümlelerle özetledi: “Mart 2011 Deraa kentinde başlayan ayaklanmanın kıvılcımı, çocuklara yapılan işkenceler oldu. Şam’da Cuma namazı çıkışlarında eylemler yapılmaya başlandı. Suriye halkı daha adil bir sistem ve özgür bir basın istediğini vurguladı.”
Bundan sonra Esad’a karşı Özgür Suriye ordusunun kurulduğu ve bu ordunun, Esad’ın ordusundan ayrılan askerler tarafından kurulduğunu söyledi.
Suriye de ki zulmün çok boyutlu olduğunu öyle ki İhvanı Müslimin üyesi olmanın idam sebebi olduğunu belirtti.
Bugün, Esad tarafından katledilen insan sayısı 50 bini buldu.1 milyondan fazla insan evini yurdunu terk etti. İran ve Lübnan Hizbullahlarının tutumlarına değinen Akamak, tavırlarının ümmeti derinden yaraladığını söyledi.
Buradan sonra sözü alan M.Akif Deniz özetle şunları söyledi: “Savaşta hiçbir zaman ölü ve yaralı sayısı net olarak verilemez. Direnişten bu yana 1,5 yıl geçti. Direnişten bu yana katliamın en yoğun olduğu ay olan ramazan’da yaklaşık 7 bin kişi öldürüldü. İlk günden bu yana 70 bine yakın kişi katledildi, yaklaşık 100 bin kişi kayıp ayrıca 300 bin kişi de hapishanelerde kötü muamelelere maruz kalmaktadır. Yaklaşık 130 bin mülteci çadır kentlerde yaşıyor ve bu rakam her geçen gün artıyor. 1 milyona yakın kişi ise çeşitli ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır.”
Daha sonra Suriye ve diğer ülkelere göç eden mültecilerin durumu ile ilgili şunları söyledi: “Çadır kentlerde insanlar kalabalık bir şekilde çadırlarda kalıyorlardı. Yazın telefon kulübelerinde, hangarlarda, ağaçların altında kalmaya çalışıyorlardı. Bu bölgede IHH günde 2 defa yemek dağıtıyordu. Hijyen hiçbir şekilde yok. Çocuklara çocuk bezi yok. Suriye içinde durum daha da kötü. Esad havadan bombalıyor. Fakat içeride muhalifler hem savaşıyorlar hem de halka yardımcı olmaya çalışıyorlar. Bayramda kurban kesimi yapıldı ve birer kilo halinde poşetlere konuldu. Yaşam alanları on metrelik alanlar; perde ya da çarşaflarla yaşam alanları oluşturmuş durumdalar. İçeride durum kötü. Şanslı aileler buldukları jeneratörleri kullanıyorlar. Elektrik, su yok. Fırın yok. Muhalifler sadece un istiyorlar. Kendi imkanlarıyla fırınlar kurup halka ekmek dağıtmaya çalışıyorlar. 3 yaşındaki çocuk bile sizi görünce tekbir getiriyor. Sınırdan her gün onlarca yaralı geliyor. Bu insanların buralarda ilaca ihtiyaçları var.”
Panel soru cevap bölümünün ardından sona erdi.