Deniz Feneri e.V davasında ‘resmi belgede tahrifat’ suçlamasıyla yargılanan savcılardan Nadi Türkaslan savunmasında mahkeme kararının üstünü kapatarak ilgili müdürlüklere fotokopisini geçtiğini kabul etti.
DENİZ Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürütürken ‘’resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma’’ iddiasıyla görevden alınan Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün yargılaması başladı.
STAR’ın haberine göre Savcı Nadi Türkaslan, davaya konu belgenen aslını değil fotokopisindeki bilgilerin üzerini örttüğünü belirterek “Fotokopi hukuken bir belge değildir” diyerek kendini savundu.
Deniz Feneri soruşturmasını yürütürken görevden alınan savcıların ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nde görülen davanın ilk duruşması dün Yargıtay Genel Kurul Salonu’nda yapıldı. İddianamenin okunmasının ardından ilk sözü Nadi Türkaslan aldı. Türkaslan, 26 yıllık savcı olarak heyetin karşısında bulunmanın kendisi için kolay olmadığını söyledi. Türkaslan, soruşturma sırasında gizliliğe riayet ettiklerini ve bu nedenle de zaman zaman medyada ‘soruşturmayı örtmekle’ eleştirildiklerini iddia etti.
Aslını değil fotokopisini gönderdim
Türkaslan, Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin Deniz Feneri davası şüphelilerinin malvarlıklarına tedbir konulmasına ilişkin kararında bir tahrifat yapmadığını savundu. Türkaslan, “Sulh Ceza Mahkemesi’nin tedbir kararının üzerinde hiçbir şekilde oynama tahrifat yapmadım. Kararın fotokopisi üzerini b ve c maddelerinin üzerini kapatarak Tapu Sicil Müdürlüklerine gönderdim. Fotokopi hukuki bir belge olmadığına göre yüklenen suçun unsurları oluşmamıştır” dedi. Türkaslan, kararın bazı maddelerinin üzerinin kapatılmasının iğfal kabiliyeti olmadığını da iddia etti.
Sıradan vatandaş değil Cumhuriyet savcısıyız biz
GÖREVDEN alınan Cumhuriyet savcıları Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren ise soruşturmaya sonradan dahil edildiklerini belirterek, özellikle tedbir talebine ilişkin kararda imzalarının olmadığını ifade ettiler. Tamöz, soruşturmaya dahil edildikten sonra kararların 3 imzalı olduğunu hatırlatarak, “Bu imzalar aynı görüşte olduğumuz anlamına da gelmez” dedi. Abdulvahap Yaren ise “Yargısal faaliyetler yargılama konusu yapılamaz” diyerek HSYK’nın kovuşturma izni kararını eleştirdi. Yaren, kararın oy çokluğuyla alınmadığına vurgu yaparak, “Karar keenlemyekündür (yok hükmünde)” dedi.
Abdulvahap Yaren’in avukatı İbrahim Demirci’nin savunmasında “Ankara’da da hakimler var. Size güveniyoruz” demesi dikkat çekti. Demirci, “Yargılaması yapılanlar sıradan bir vatandaş değil, Cumhuriyet savcısı yargılanıyor burada” diye konuştu. Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nde görülen İlhan Cihaner yargılamasında da “fotokopi belge”, “Ankara’da da hakimler var” gibi tartışmalar yaşanmıştı.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, Zekeriya Karaman’ın müdahillik talebini reddederken mal varlıklarına tedbir konulan şirketlerin ise suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle müşteki olarak davaya katılmalarını kabul etti.