Demirtaş ne söylemek istiyor?

Tutuklu olan HDP’li Selahattin Demirtaş, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçları ve partisinin bu süreçteki tutumuna ilişkin röportaj verdi.

YAHYA FIRAT / HAKSÖZ-HABER

Selahattin Demirtaş, 6-8 Ekim olaylarının azmettiricisi olduğu gerekçesiyle şu an tutuklu. Seçim sürecinde “Selahattin Demirtaş’ın serbest kalmasını istiyorsanız bize katılacaksınız” cümlesini sarf eden CHP’li cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu canla başla destekledi.

HDP’nin seçimlerde desteklediği Yeşil Sol Parti’nin beklenen başarıyı elde etmemesi, Kılıçdaroğlu’nun 2 hafta içinde 2 defa seçimleri kaybetmesinin ardından bu süreçte deyim yerindeyse Kılıçdaroğlu’nun trollüğünü yapan Demirtaş, “öz eleştiri” yaptı.

Bir internet sitesinde yayımlanan röportajında, öne çıkan en önemli başlık Demirtaş’ın aktif siyaset hayatını bıraktığını açıklamasıydı. Seçim sonuçları nedeniyle öz eleştiri yapan Demirtaş, “Ben kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum.” ifadesini kullandı.

Tabi Demirtaş’ın gerçekten siyaseti bıraktığını düşünmek yanıltıcı olur. Bu çağrının muhatabının daha çok Türk soluna gereğinden fazla tolerans gösteren ve Kılıçdaroğlu’na karşılıksız destek sağlayan HDP içindeki kliklere yönelik olduğu görülüyor.

Çünkü Demirtaş, cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini, seçimin ikinci tura bırakıp demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunmak istediğini partisine ilettiğini ancak bu talebin gerekçesiz reddedildiğini aktardı. Bu açıklama HDP’nin başından beri planlarını Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerine kurduğunu gösteriyor.

Demirtaş, HDP’nin aday çıkarmamasında Emek ve Özgürlük İttifakı içindeki sosyalist partilerin etkisine de işaret ediyor. Siyasi ittifak yerine mücadele ortaklığına vurgu yapan Demirtaş, Yeşil Sol Parti ile ortak listeden seçime girmeyen TİP’in Kürt halkının sorunlarına sırtını döndüğünü belirtti. Bu durum, HDP’nin içindeki Kürtçü klik ile Türk solu arasında bir çatışmanın baş gösterdiğine işaret ediyor. HDP’lilerin katkı sunmamasına rağmen politik kazanım elde eden Türk solu ile nasıl bir ilişki geliştireceği önümüzdeki günlerde netleşecek.

Demirtaş’ın kendisini ziyaret TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın “Kürtlerle yan yana durmazsak oy alacağımız kesimler” dediğini aktarması ise hayli ilginç. HDP seçmeni sayesinde meclise giren Baş ve avanesinin popüler olmak adına Kürt seçmenle anılmamak istemesi solun Kürtleri oy deposundan ibaret gördüğünün en müşahhas örneği.

Şimdilik aktif siyaseti bıraktığını bildiren Demirtaş, partisinin taze kana ihtiyaç duyduğunu deklare ederek seçimlerde başarısız bir politika yürüten Pervin Buldan ve Mithat Sancar’a eş genel başkanlığı bırakma çağrısı yaptı. HDP’nin sahibinin halk olduğunu söyleyen Demirtaş, popülizmi de dibine kadar yapmaktan çekinmiyor haliyle. HDP tabanının tavan tarafından belirlenen politikalara kayıtsız şartsız teslim olduğu göz önüne alınırsa kitlenin sahip olmaktan ziyade partinin nesnesi konumunda olduğu ortada. Ki HDP ve öncüllerinin de buna çok izin vermediği bir gerçek.

Kılıçdaroğlu’nun aslında seçimi kazandığını, Erdoğan’ın yurt dışı oyları, sonradan vatandaş yapılanlar ve hilelerle seçimi resmi olarak kazandığını iddia eden Demirtaş, solun klasik inkâr ve gerçekleri bile bile çarpıtma taktiğini sergileme gafletinde bulunuyor. Yabancı oyların seçimi belirlediği yalanına sarılan Demirtaş, bu noktada ırkçı Ümit Özdağ ve Fatih Altaylı ile dairede yer almanın gururunu yaşayabilir.

Röportajın en dikkat çekici kısımlarında biri de HÜDA PAR ile ilgili. Erdoğan’ın AK Parti’nin yıprandığı için giremediği yerlere Kürt kimliğini kullanarak HÜDA PAR eliyle girmek istediğini ileri süren Demirtaş, HÜDA PAR’ın devletin kullanışlı aparatı olduğunu öne sürerek, HDP ve öncüllerinin kendisi gibi olmayanları ajan-provokatör, işbirlikçi yaftasıyla etiketleme anlayışını sergilemeyi ihmal etmedi.

HÜDA PAR’ı Cumhur İttifakı ile el sıkışmak yerine HDP ile el sıkışmaya davet eden Demirtaş, aslında Kürt tandanslı tüm siyasi oluşumları partilerinin bünyesinde eritme isteğini dolaylı olarak beyan ediyor.

Çünkü, HDP ittifak adı altında Kürt siyasi oluşumları kontrol etmek ve yönlendirmek istiyor. Aykırı seslere tahammülü olmayan bu mantalite sindirdiklerini bünyesine dahil ederken sindirmediklerini ise karalıyor.

Seçimlerde Kılıçdaroğlu’nun siyasi ofisi gibi çalışan, zaman zaman sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla trollere taş çıkartan, Türk solunu bir arada tutmak için taviz verilmesi çağrıları dahi yapan Demirtaş’ın yeni süreçte nasıl bir tutum sergileyeceğini hep birlikte göreceğiz. Ancak seçim öncesinde popülerliğini hayli yükselten Demirtaş’ın havasının uzun bir süre sönük olacağı görülüyor.

Yorum Analiz Haberleri

Allah'ın rahmeti olan aklımızı gerektiği gibi kullanalım
Magazinleşen Yenidoğan Çetesi ve unutulan bebekler
Yapay zeka çağında kontrol kimde olacak?
Spiegel: “İsrail'in üst düzey siyasetçilerini ‘korumanın’ Almanya'nın ‘varlık sebebi’ olduğu düşüncesi feci bir hatadır”
UCM'nin tutuklama kararları Siyonist çete İsrail'i yalnızlaştırıyor