Almanya’da yaşayan Türk asıllı Murat Kurnaz’ın, ABD’nin işkence üssü olan Guantanamo’da suçsuz yere uzun süre tutulduğunu ve işkenceler gördüğünü biliyorsunuz. Murat Kurnaz’ın Guantanamo’da yaşadıklarıyla ilgili olarak ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi’nin bir alt komitesinde oturum düzenlenmiş.
O oturuma; ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Almanya’dan video konferansla katılmış. Daha önce yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine de, “ABD işkence yapmaz” demiş.
“Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz!”
Bu sözü hatırlıyor musunuz?
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack ve Süleyman Demirel..
Bu tavır karşısında söylenecek tek söz var: Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir?
Bunlar “namus engelli” insanlardır.
Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, kalpleri var hissetmezler..
Bunlar hiçbir şeye inanmıyorlar.. Vicdanları gözlerinden daha kör.
Dinimiz bize “Bir kavme olan düşmanlığınız sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin” der..
ABD işkence yapmazmış.
Kızılderililere yapmadı değil mi?
Zencilere de..
Soğuk Savaş’ta kullandığı kişilere de yapmadı. Vietnam’da da, Somali’de de, Afganistan’da da böyle şeyler yapmadılar değil mi?..
Hoş, zaten bunları “yaptım” diyecek halleri de yok.. Belki susabilirler.. Geçiştirebilirler, ama pişkinlikle bazen surat asarak, bazen sırıtarak, insanlarla dalga geçercesine bildik, klişe yalanlarını tekrarlıyorlar...
Guantanamo’da da bir şey yaptıkları yok.
Irak’ta, Afganistan’da yaşananlar da hep uydurma değil mi?
Sean McCormack’a sormak gerek, dürüst olmak gerçekten bu kadar zor mu?
Demirel, aslında McCormack’dan daha namuslu gibi sanki.. Biliyorum ama bana itiraz ettiremezsiniz gibi bir tavrı var.. “Bana söyletemezsiniz” diyor.
Ne bileyim, belki de bu kadar fark da çırak-usta farkı.. Bu kadar öğrenebilmiş..
Bu tavır, politikacıların genel hastalığı aslında.
Gerçekleri görmek istemezler. Onların yalanları gerçeklerden daha üstündür!.. “Yok” demekle bazı şeylerin yok olmadığını biliyorlar ama bu şekilde konuşarak gerçekleri toplumun gündeminden silmek istiyorlar. Gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyorlar..
İktidarları bu kan, gözyaşı, çalınan alın teri ve yalanlar üzerinde yükseliyor aslında..
“Zulm ile abad” olmaya çalışıyorlar..
Kendilerini yeryüzünün modern tanrıları gibi görüyorlar. İnsanlar üzerine hüküm koymak ve onları terbiye etmek istiyorlar.. İlahlık ve Rablık taslıyorlar yani..
“Ben merkezci” bir dünya görüşleri var.. Onlara göre “öyle diyorlarsa öyledir..”
Hani bu tamam da, bir de kalkıp demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir yönetimden, bilimsellikten, gerçeklikten, erdemden söz etmiyorlar mı!..
Bir fahişenin iffet üzerine konuşmasından daha anlamlı değil aslında bu tip politikacıların bu tür söylevleri..
McCormack’ı düşünürken Demirel’i hatırladım birden..
İslâmköylü Süleyman’ı, Çoban Sülü’yü, Kırat’ın Nurlu Süleyman’ını, Küçük Amerika olma hayallerini, Morisson Süleyman’ı hatırladım..
Demirel, McCormack’ın Türkiye versiyonu gibi bir şey ya da tam tersi; o, Demirel’in Amerikan versiyonu.
Aynı tezgahtan çıkmış tipler bunlar.
Biyonik robot gibiler..
McCormack Demirel’e bakıp kariyerinin sonunda varacağı yeri görebilir.. Bunlar plastik oyuncak gibidirler. İşleri bitince çöpe!
Ama artık büyü bozuldu.. Derin gerçek fâş oldu!
Bir gün bu gerçeği tüm dünya öğrenecek ve bir yüzyılın hesabı görülecek.. 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, adına Soğuk Savaş denilen 3. Dünya Savaşı, soygun ve vurgun düzeni... Media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi ve STK’lar arasındaki karanlık ve kanlı ilişkiler... Kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı siyaset vesaire vesaire..
McCormack’ın sözlerini okuyunca o şapkalı adam geldi aklıma! Ömrümün 40 yılında gölgesi ülkemden eksik olmayan, gölgesinde ot bitmeyen o adam..
Allah mazlum halkları, zalim ve yalancı kişilerin şerrinden muhafaza etsin.. Önce de politikacı tiplilerinin şerrinden..
Selam ve dua ile.
Vakit gazetesi