İsveç'te yaşayan PKK ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, NTV'ye çarpıcı açıklamalarda bulundu. Diyarbakır'da süren JİTEM soruşturması kapsamında geçtiğimiz günlerde savcının kendisine yönelttiği soruları yanıtladığını belirten Aygan, birçok faili meçhul cinayet hakkında bilgi verdiğini söyledi.
33 asker olayı
Aygan katıldığı programda özetle şunları söyledi: "Diyarbakır'da süren JİTEM davasını basından takip ediyorum. Konuyla ilgili buradan en son 20 ve 21 ekimde savcıya ifade verdim. Savcılar bana JİTEM davası kapsamında soruşturulmayan Gaffar Okkan suikastı, Musa Anter'in vurulması, 33 asker olayı, Albay Rıdvan Özden cinayeti ve Bahtiyar Aydın'ın ölümüyle ilgili sorular yöneltti. O dönemde JİTEM tarafından öldürüldüğü iddia edilen 57 cinayet hakkında savcılar benim bilgime başvurdu. Ben de bunların yanında konuşulmayan 15 ayrı cinayet hakkında da bilgi verdim. 33 askerin öldürülmesi olayına geldiğimizde o dönemde bu saldırı Şemdin Sakık'ın üzerine atıldı ancak onunla hiçbir ilgisi yok. Bu saldırının asıl failleri bir Avrupa ülkesinde yaşıyor ve bu olay JİTEM ile PKK'ın bilgisi dahilinde yapıldı.
Devlet destek verdi
Susurluk olayının ardından JİTEM'in deşifre olduğunu gördüler ve başka bir yola başvurdular. Bundan sonra ismini Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı olarak değiştirdiler. JİTEM'in personelini ise daha sonra başka birimlere dağıtmaya başladılar. Bunu dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş ve Hikmet Köksal biliyor. JİTEM grup komutanı Tahir Adıyaman, o dönemde Tansu Çiller'in yanına gitti ve onu JİTEM oraya gönderdi. Süleyman Demirel yanına gelen JİTEM grubuyla makamında görüştü. Bunu inkâr etmesi yersizdir. Bu görüşmenin ardından grup komutanımız Abdulkerim Kırca'ya, Hasan Kundakçı ve Ünal Erkan "Korkmayın, maddi ve manevi her konuda arkanızdayım" dedi. Bu açıklamanın ardından JİTEM'e kamyon dolusu malzeme geldi. Sekiz telefon hattını aynı anda dinleme imkânına sahip yeni cihazlar gönderildi. Yani siyasi iradenin verdiği destekle faili meçhul cinayetler işlediler.
JİTEM'in ucu Ankara'da
Bazı çevreler benim Türkiye'ye iade edilmemi istiyor, ama oraya geldiğimde Başbakan dahil benim can güvenliğimi kimse sağlayamaz. Çünkü ülkede hâlâ Ergenekon ve JİTEM'in kalıntıları var. Oraya gelmem halinde bir şekilde susturulacağım. Kimse itirafçıları, birkaç uzman çavuşu ve Cemal Temizöz'ü yargılamakla bu cinayetleri aydınlatamaz. Esas sorumlular ortada gezerken kullanılan birkaç insan mahkemeye çıkarılırsa bu adalet değildir. JİTEM'in ucu Ankara'da."
TARAF