2007 yılında Irak'ta Amerikalıların işkencesine uğrayan, Buka hapishanesinde işkence sonucu iki gözünü kaybeden, kolları ve bacakları kırılan, dili kesilen Avukat İmad Menhel Sultan (32), yaşadıklarını Yeni Akit'e anlattı. İmad Menhel şunları söyledi: "Çok profesyonel ve sürekli işkence yaptıkları belli olan kişiler, bir demir parçasıyla gözlerimi dibinden çıkardılar."
3 kız çocuğu babası olan avukat İmad Menhel Sultan, 3 yıl önce Amerikalıların Buka hapishanesinde uğradığı işkence sonucu iki gözünü kaybetti, kolları ve bacakları kırıldı, dili kesildi. Şu günlerde çok sevdiği mesleğini yapamayan, cep telefon kartları alıp satarak geçinmeye çalışan İmad Menhel Sultan, Amerikan hapishanelerinde yaşadıklarını Irak'ta Yeni Akit'e anlattı.
"AMERİKALILAR GECE EVİMİ BASTI"
Iraklı bir tercümanın yardımıyla yapılan sorgusunda gerçekle alakası olmayan, inanılmaz gülünç ve aşağılayıcı sorular sorulduğunu söyleyen Sultan; "Sorguda Amerikalılara sordum, 'Beni neden getirdiniz?' diye... 'Bir muhbirimiz var, senin terörist olduğunu söyledi. Bu sebepten dolayı getirdik seni. Eğer senin bir şey yapmadığın ortaya çıkarsa, biz bir şey kaybetmeyiz ama sen terörist çıktığın zaman biz büyük bir başarı kazanırız' dediler. Bana sorguda Usame bin Ladin'in nerede olduğunu sordular. Amerikan limanına roket attığım, arabaları bombaladığım, Kerkük'te yapılan terörist operasyonların lideri olduğum, kadınların ırzına geçtiğim şeklinde aslı astarı olmayan suçlamalarda bulundular. 'Ben hangi kadının ırzına geçmişim, ben neleri yapmışım, söyleyin' dedim. "Bilmiyoruz, sadece buraya yazılmış, biz soruyoruz…" cevabını verdiler. Şu nokta çok ilginçtir, beni bu hale getirdikten sonra serbest bırakırken bana, 'Biliyoruz, sen suçlu değilsin' dediler" diye konuştu.
"GÖZLERİMİ ÇIKARDILAR"
İmad Menhel Sultan, kendisinin bu hale gelmesini şu şekilde anlattı: "Çok profesyonel ve sürekli işkence yaptıkları belli olan kişiler, bir demir parçasıyla gözlerimi dibinden çıkardılar. Dilimi kesmek için çalıştılar, ağzımı açtılar, onlarla mücadele ettim, biraz ağzımın yumuşadığını hissettiğim o sırada dilimin yüzde 40'ını kesmişler. Onlar benim dilimin hepsini kestiklerini zannettiler. Sonra beni yere yatırdılar, o sırada başım yere vurdu. O çadırda, çadırı tutmak için bulunan kalın demirle beni dövdüler. Sağ ve sol kollarıma demirle vurdular ve iki elim de kırıldı. Sonrasında iki ayağımı havaya kaldırdılar ve o demirle ayağıma vurdular. Darbelerden dolayı ayağım un gibi oldu. Şu anda ayağımın içinde bulunan platin gibi tıbbi cihazlarla ayakta duruyorum. Sonra hayalarıma vurmak istediler, demir darbeleri baldırlarıma isabet etti. İşkence sırasında sanki yer ile göğün birleştiğini ve ortada kaldığımı zannettim. Sonradan kendime geldiğimde 20 gün geçmiş ve bir hastanede uyanmıştım. Kalktığımda Amerikalılardan duyduğum ilk söz, 'Artık göremeyeceksin' oldu."
"SİZLER YURDUMA VE EVİME SİLAHLA GİRDİNİZ; AMA EVİME BENİM RIZAMLA GİRMEYECEKSİNİZ"
"Her şey Allah'ın emridir" diyen İmad Menhel Sultan, Amerika Kerkük havalimanı generali Bron'un kendisine telefon ettiğini ve yaşadıklarından dolayı ziyaret gerçekleştirmek istediğini söylediğini kaydetti. Sultan ise general Bron'a şu şekilde cevap verdiğini belirtti: "Sizler benim yurduma ve evime silah gücüyle girdiniz; ama evime benim rızamla girmeyeceksiniz." Iraklı Sultan, Amerikalılarla ilgili düşüncesini şöyle açıkladı: "Amerikalılar, Amerika hükümeti ve Amerika güçleri ile son nefesime kadar savaşacağım. Amerikalıların Irak'ta olmalarını istemiyorum." YACAĞIM"
Sorgusunun ardından Bağdat'ta bulunan yarısı liman, yarısı cezaevi olan Amerikan havalimanına götürüldüğünü kaydeden Sultan, "Bağdat'ta gördüğüm o işkenceleri hayatım boyunca unutmayacağım" diye konuştu.
Ellerinin çok sıkı bir şekilde bağlandığını ifade eden İmad Menhel Sultan, ellerinin şiştiğini ve acısından haykırdığını, bu sırada ise askerlerin gelip kendisini darp ettiğini belirtti. 1 ay hapishanede kaldıktan sonra 10 Ekim tarihinde Basra ilçesinde bulunan Buka hapishanesine götürüldüğünü vurgulayan Iraklı Sultan, hapishanede eski çadırlar olduğunu ve etrafını Amerikalıların çevirdiğini söyledi. Hapishaneye geldiği Ramazan bayramının 1. günü kendisini yemek çadırına götürdüklerini belirten Sultan, yüzleri maskeli, 15'e yakın kişinin kendisine saldırdığını kaydetti.
"AİLEM GÖZYAŞLARINI BANA GÖSTERMEDİ"
Amerikalılara ait özel bir hastanede uyandığında vücudunun hiçbir yerinin çalışmadığını, sadece başının hareket ettiğini kaydeden Iraklı Sultan, o halde bile askerlerin kendisini çaprazlama bir şekilde yatağa bağladığını vurguladı. Hastaneden çıkmak için açlık grevi yaptığını ifade eden Sultan, daha sonra kendisini Bağdat havalimanındaki hapishaneye götürdüklerini söyledi. 1 ay sonra serbest kaldığını anlatan Sultan, Bağdat havalimanından Kerkük havalimanına getirildiğini belirtti. Kardeşi Amr'ın kendisini havalimanından aldığını kaydeden Sultan, kardeşinin kendisini gördüğünde Allah'a secde ettiğini ifade etti. Bir imtihandan geçtiğinin altını çizen Sultan, ailesinin kendisini bu haliyle görmesi durumunda aklına çok kötü düşünceler geldiğini ama ailesini gördüğünde düşündüklerinin hiçbirisinin gerçekleşmediğini söyledi. Ailesinin çok güçlü imanı olduğunu kaydeden Iraklı Sultan, annesinin, eşinin ve kardeşlerinin ağlamak istediği zaman gidip başka bir odada ağladığını, gözyaşlarını kendisine göstermediklerini belirtti.
HÜSEYİN KULAOĞLU / YENİ AKİT