TV’lerde hep aynı konu! CNN’de aynı. Haberturk’te aynı. NTV’de aynı.. Konuklar bile hemen hemen aynı..
Karşı çıkış argümanları bile aynı..
“Prof. Orhan Çeker’in sözleri, tecavüzü meşrulaştırıyor”muş! “Dekolte giyim tarzının, tacizi tahrik ettiği iddiası doğru değil” imiş..
Miş miş miş..
Sıradan konuklar olsalar, “kahve sohbeti” diyeceğim. Ama kendileri CHP yönetiminden önemli isimler!.. Sosyolog hanımlar!.. Üniversitelerden bilim kadınları!..
En çarpıcı itirazları ise, “Profesörün sözlerinin yanlış olduğu şuradan belli: 8 yaşındaki çocuğa niye tecavüz ediliyor? Madem tacizin sebebi dekolte giyim.. 8 yaşındaki çocuğa niye tecavüz ediliyor?”
Amerika’yı keşfetmişçesine, bu sözlerin arkasından bir de kasılmaları var ki.. Amanin ki amanin..
Tesettürlü insanlara hakaret etmek için, her fırsatı kollayanların da ortak bir argümanı var: “Sadece açık giyinenlere mi tecavüz ediliyor? Anadolu’daki örtülü kadınlara yapılan tecavüzü nasıl açıklayacaksınız o zaman?”
Okuduklarını anlayamamış bu hanımlara, hatırlatalım: “Tacizin sebebleri arasında, dekolte giyim de vardır” demek; “Tacizin tek sebebi dekolte giyimdir” demek değildir..
Aynen, “Adam öldürme fiillerinin sebebleri arasında, küfür etme, haksız saldırıda bulunma gibi tahrikin de rolü vardır” demenin, “Adam öldürmelerin tek sebebi, haksız tahriklerdir” demek olmadığı gibi..
Bakın cinayet olaylarına.. Kimisi eşine sarkıntıda bulunanı... Kimisi kendisine küfür edeni... Kimisi kendisini daha önce döveni öldürüyor... Bilimsel araştırmalar da gösteriyor ki, cinayetlerin çoğu, haksız tahrik sonucu işleniyor.. Ama bunu söylediğimizde, katili masum mu göstermiş oluyoruz? “Haksız tahrik yapan”ın tek suçlu, “öldüren”in suçsuz olduğunu mu söylüyoruz?
Tabii ki hayır.
Aynen, tacizde bulunanın suçsuz, dekolte giyinenin tek suçlu olduğunu söylemediğimiz gibi..
Yine söyleyelim, “Cinayetlerin arka planında haksız tahrikin de rolü vardır” demek, “Bütün cinayetler, haksız tahrik sonrasında işlenir” demek midir? 10 cinayette tahrik varsa, 3 cinayette de olmayabilir. Aynen, 10 tacizde dekoltenin rolü varsa, 3 tacizde dekoltenin rolü olmadığı gibi..
Dolayısıyla, 8 yaşındaki masum çocuğa tacizde bulunma nadir olaylardandır.. Anadolu’da örtülü hanıma taciz, nadir vakalardandır.. Ama yılbaşında her Taksim gezintisinin sonu, tacizle bitmektedir. Çünkü dekolte ile, tacize davetiye çıkarılmaktadır.
Bu kadar net konuları bile anlamayan, anlamazlıktan gelen hanımlar, çıkıp televizyon ekranlarından, ahkam kesiyorlar.. Bir suçun sebebleri arasında gösterilen tekil bir fiilin, “suçun tek sebebi olarak gösterildiği”ni sanıyorlar..
Hanımlara çağrım.. “Kadın vücudu”nu rant kapısı edinen kartelin dolduruşuna gelmeden yorum yapmaları..
YARGITAY ÜYESİ KOYUNCU’DAN AÇIKLAMA
Bazı internet sitelerinde yer alan konuşma kayıtlarına göre, Yargıtay üyesi Nihal Koyuncu’ya ait olduğu ileri sürülen sözleri eleştirmiştik. Nihal hanımdan bir açıklama geldi. Cevap benim eleştirilerime tam bir karşılık olmasa da, cevap hakkına saygı gereği yayınlıyorum:
“30 Ocak 2011 tarihli gazetenizin ilk sayfasında ‘Kim bu angut’ başlığı ile yayınlanan haber ve 10. sayfada yayınlanan köşe yazınızda, hem şahsım hem de 30 yılı aşkın süredir büyük özveri ve onur ile hizmet ettiğim Yüksek Yargıtay’ı zan altında bırakıp, halk indinde küçük düşürmeye çalıştığınız yazıları üzüntü ve esefle okudum.
Birtakım teknik imkanlardan yararlanılarak hukuka uygun olmayan yöntemlerle hazırlanan sözde kaset ile camiamın küçük düşürülmeye çalışıldığı maalesef bir gerçektir. Şunu da ifade etmek isterim ki, yıllara varan meslek yaşamım içinde, hukuka uygun olmayan hiçbir oluşumun içinde yer almadığım gibi, açıkça hukuku ihlal eden, insan onur ve vakarı ile bağdaşmayan hiçbir söz ve davranışta da bulunmadım. Bu nedenle de, hemen kurumuma başvurarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amacıyla, hakkımda derhal soruşturma başlatılmasını talep etmiş bulunmaktayım.
Sayın Karahasanoğlu, bu tür haber ve yayınların amacı, parlamento tarafından yargı ile ilgili yapılması gereken kimi yasa değişikliklerine bir zemin hazırlamak ise; bu tür hak ve hukuk ihlallerine hiç mi hiç gerek bulunmamaktadır. Çünkü bir hukuk devleti olan ülkemizde, parlamento tarafından usulüne uygun olarak çıkarılıp yayımlanarak kesinleşen her türlü hukuk kuralına bizler uymak zorundayız. Zira, hem bizler, hem sizler ve hem de parlamentomuz bu yetki ve ödevi hukuktan alırlar. Kaynağı hukuk olan ve hukuka uygun bulunan hiçbir uygulamaya kimsenin ve hele bizlerin kesinlikle bir itirazı olamaz. Bu bakımdan, nasıl, nerede, kim tarafından ve ne amaç ile oluşturulduğu belli olmayan biçimde, birtakım çirkin söz ve davranışların şahsıma ait olduğu iddiasına dayanılarak, bunu da haber imiş gibi gösterip insanları karalamaktan, onur ve şereflerini incitmekten lütfen kaçınınız. Unutmayalım ki, hukukun dışına çıkmak, bu güne değin hiçbir faniye mutluluk getirmemiştir. Saygılarımla.. NİHAL KOYUNCU”
YENİ AKİT