Değiştirilmek istenen savcıları da HSYK atamadı mı?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Hakim ve savcı atamaları, günlerdir tamamlanamadı.

Niye bekliyor, bu atamalar?
Hakkari’deki hakim, Konya’ya gidecek. Konya’daki hakim, Bursa’ya gidecek. Antalya’daki hakim de İzmir’de göreve başlayacak...
Niçin önemli bu atamalar? Niçin önemli ki, aylardır bekletiliyor..
Hani “hakime göre değişmez”di kararlar?
Bu işe engel çıkartanlar, demek ki çok iyi biliyorlar, “Hakime göre kararın değişeceği”ni..
Aslında engeli çıkartanlar, suyun başında duruyorlar.
Hangi hakim, hangi mahkemeye gelirse gelsin, sonuçta vereceği karar, suyun başındaki yüksek hakimlere gelecek..
Onlar da “bozulmalı” dediler mi.. Yine yüksek hakimlerin istediği olacak.. Buna rağmen, yerel mahkemelerdeki hakimlerden razı değiller.. Çünkü bu işin sonunda, göstere göstere mahcup olmak var..
Ne oldu Danıştay davasında?
Kararı verenler, kendi atadıkları, kendileri ile paralel düşünen hakimlerdi..
Ama İstanbul’da mahkeme, başka dosya vesilesi ile öyle deliller ortaya koydu ki!
Sonuçta Yargıtay da mecbur kaldı, “İstanbul’daki dava ile birleştirilmeli” demeye..
İstanbul’daki mahkeme, “Bize ne yaa. Ne güzel bir senaryo uydurulmuş, karar da verilmiş Ankara’da. Daha bunu karıştırmanın, arkasında hangi derin eller var, onları araştırmanın ne alemi var” deseydi..
Şu an, Danıştay saldırısı olayı için, maddi gerçekle taban tabana zıt bir karar kesinleşmiş şekilde önümüzde duruyor olacaktı..
Bir örnek daha vereyim..
HSYK, Erzurum savcılarını anında özel yetkilerini geri almıştı.. O karar; “Bu savcılar, olayı böyle soruştururlarsa, delilleri ayrıntıları ile ortaya koyarlarsa, biz Yargıtay’da da dosyayı istediğimiz yöne çeviremeyiz” endişesinden kaynaklanıyordu..
Nitekim, Erzurum Mahkemesi’nin de elinden aldılar.. “Siz bu dosyaya bakmaya devam etmeyin. Devam ederseniz, her ne kadar nihai kararı verecek olan biz de olsak, dosyaya girecek delillerle, biz bile istediğimiz kararı veremez hale düşebiliriz” dediler..
Yargıtay üyeleri birbirleri ile temasa geçti.. İnternet sitelerinde dinlediğimiz konuşmalarla, yüksek mahkeme başkanı seçilme vaadi karşılığında temaslar yapıldı... Sonuçta dosya, cumburlop, Ankara’ya getirildi..
Ama gerçekler ortaya çıkınca, hem yüksek mahkemenin, hem HSYK’nın karizması çizildi.. Şimdi, bu tür yeni örneklerin olmaması için önemli illerdeki hakim ve savcıları, kendi görüşlerinden kişilerle doldurmak istiyorlar..
Oysa, derdimiz hukuk olsa.. Dürüstlük olsa.. Bu kadar tartışmaya hiç gerek kalmaz..
Hakim ve savcı atamalarında temel ilkeleri takır takır sıralarız:
Birinci ilke; eğer zorunlu görevde değil ise (Güneydoğu, Doğu illerinde görev yapmıyorsa), herkes kendi yerinde kalmalı..
İkinci ilke, önemli davaların yürütüldüğü mahkemelerdeki hakim savcılar oldukları yerde kalmalı.. Çünkü onları zaten HSYK atadı.. Şimdi onları yerlerinden alıp, başka yerlere atamak, HSYK’nın kendisini inkâr etmesi olur.
Üçüncü ilke, soruşturması bitmeyen kimseye dokunulmamalı..
Bunlara birkaç ilke daha eklersiniz..
Alın size hakim ve savcıların atanması ile ilgili Anayasa!
Bu kuralların hepsi, benim bir çırpıda aklıma gelen, “objektif olma”nın öne çıkardığı temel ilkeler.
Zaten atama kararnamesinin taslağını Bakanlık hazırlamış. HSYK’daki malum üyeler itiraz etmeseler, on dakikada açıklanacak kararname..
Ama itiraz ediyorlar.
Tabiî ki, “hiçbirisine itiraz etmesinler, taslak geldiği gibi çıksın” demiyorum.
Ama bir tanesine, üç tanesine, bilemediniz 15 tanesine itiraz edersin, gerekçelerini koyarsın ortaya, olur biter.
Kararnamenin hepsini adeta hırsız arıyormuş gibi inceleyip, “istemezük”çülük yapmanın ne mânâsı var.
Dün Habervaktim.com’da yayınlanan bir haber vardı.
HSYK üyesi bir yüksek hakim şöyle diyordu: “Niye? Dediğim gibi, biz bazı davalara el attık, bazı davalardaki hakim ve savcıları değiştirmek istemeye kalkıştık, sanki kuyruklarına basılmış gibi, tabiri caizse, efendim, feveran ediyorlar. Ama iddia ediyorum, mesela, Antalya Başsavcısı’nı değiştireceğiz deyin, vallahi kavga etmezler. Etmezler! Ama, kalkıp da İstanbul’daki filan yer savcısı, filan savcı deseniz birbirine giriyorlar...”
İşte, niyet apaçık belli değil mi? İstanbul’daki hakimleri değiştireceklermiş!
Peki, İstanbul’daki hakimleri kim atadı oraya?..
Ben mi atadım? Başbakan mı atadı? Söyleyin, istemezükçüler!
O hakimlerin çoğu, hemen hemen 10 yıldır oradalar.. HSYK atadı onları, o mahkemeye..

VAKİT