Türkiye'de demokratikleşme sahasında en fazla mesafe alındığı son 8-10 yıl, ne yazık ki bir yandan da dinî değerlerimizde 1950'den bu yana en fazla aşınmanın yaşandığı, en temel ahlâkî değerlerin bile savunmasız bırakıldığı yıllar oldu.
En son, Prof. Orhan Çeker Bey'in dekolte kıyafet ve cinsel taciz konusunda belki iyi ifade edilememiş sözleri, hem bu ilim adamımıza hem de değerlerimize karşı medya lincine yol açtı. Bu lincin, en fazla üniversitede porno film çekimini akademik çalışma ve akademik özgürlük sahasına alarak savunan ve taciz de değil tecavüz üzerinden dizi yapıp tecavüzü sermaye olarak kullanan, gazeteyi çıplak kadın üzerinden para kazanılan bir dükkân olarak gören medya gruplarından gelmesi de işin ayrı bir boyutu.
Aşağıda, iki Hıristiyan papazının kadın ve giyim konusundaki konuşmalarının özetini bulacaksınız. İlki, 22 Şubat 2009'da Kuzey İrlanda'da bir Presbiteryan Kilisesi'nde yapılan bir konuşma:
"Konumuz, edep ve haya. Bunun erkeklerle de elbette ilgisi olmakla birlikte, asıl ilgi sahası kadınlarımız. Çünkü erkekler, kadınların erkeklerde gördüklerinden daha fazla kadınlarda gördüklerinden etkilenirler. Bakma ile bile erkeklerde cinsel arzu uyanır. Eyüp Kitabı'nda (31:1), 'Gözlerimle anlaşma yaptım, niye bir kadına bakayım ki?' denir. Zor ve günümüzde hakkında konuşmaktan korkulan bu konu üzerinde kadınlara yüklenmek için değil, tam tersine Hıristiyan kadınların onurunu korumak için duruyoruz. Kitab-ı Mukaddes'e baktığımızda örtünmekten maksadın vücudu örtmek olduğunu görürüz. Kadın güzelliği Kitabımızda reddedilmez, mahkûm da edilmez. Fakat uygun bir örtünmekle sergilenmemesi gerekir.
"Nedir uygun örtünme? Meselâ mini etek. Mini etek, 1960'larda toplumumuza girdi. Onu icat eden Mary Quant aynen şöyle diyor: 'Öğleden sonra seksi daha kolay ulaşılabilir kılmak için icat ettim. Mini kıyafetler, erkekleri baştan çıkarmak isteyen kızlar için sembolik manâ taşıyan kıyafetlerdir.' Bundan daha açık bir ifade olur mu? Mini etek, hayasızlık adına ve erkekleri baştan çıkarmak için icat ediliyor. Örtünmede edep ve haya, sadece örtülmesi gereken yerleri örtmekten ibaret değildir. Günahkâr erkekler, yeni günah ve kötülük yolları icat ediyorlar. Meselâ kot pantolonlar. Belden aşağısını tamamen örtse bile örtünme sayılmaz; çünkü vücudun şeklini ortaya koymaktadır. Bazı kadınlar, 'Çekici giyinmeyeceğiz de nasıl koca bulacağız?' diyorlar. Eğer bir erkeğin ilgisi câzip ve müstehcen giyiminize odaklanıyorsa, bu ilgi iki para etmez ve böyle bir kocadan da hayır gelmez. Ayrıca, böyle bir giyim, size hayırlı olacak kocaları da sizden kaçırır."
İkinci konuşma, 27 Kasım 2010 tarihli ve bir Afrika ülkesinden yine bir Hıristiyan papaza ait:
"Bu hafta, çok tartışılan bir konu üzerinde duracağız: Kutsal Kitabımızın emrettiği edepli giyinme. 1. Timoteyus 9-10'da şöyle yazar: 'Kadınların da saç örgüleri, altınlar, inciler ya da pahalı giysilerle değil, sade giyimle, edebe uygun ve ölçülü biçimde, Tanrı yolunda yürüdüklerini ileri süren kadınlara yaraşır şekilde giyinip süslenmelerini isterim.' Pek çok kadınlar, kendilerini giyimleriyle tanımlıyorlar. Toplumumuz, gittikçe Tanrı'ya arka dönüyor. İsa, 7. Emr'e atfen 'Size zina etmeyeceksiniz denildiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiştir.' derken, kadınlarımızın bugün giydikleri ne kadar ürküntü verici! Kadınlar olarak, 'Adam bana şehvetle bakmışsa günah onundur' diyebilirsiniz. Hayır, İsa 'Adam tek başına zina etmiştir' demiyor, 'o kadınla zina etmiştir' diyor; siz de o zinaya ortaksınız. Siz mini etek veya vücut hatlarınızı ortaya koyan kot pantolon veya kısa T-shirtler giyiyorsanız, ben 'ey kadınlar, kendinize gelin!' derim. Müzik endüstrisindeki kadınları taklit ediyorsunuz, ama bunların pek çoğu para ve şöhret için ruhlarını şeytana satmış olanlardır."
M. Ali Birand, ateş saçan bakışlarıyla bir ders de bu papazlara verir herhalde!
ZAMAN