Davutoğlu'ndan Arınç açıklaması: Kimin istifasının kabul edilip edilmeyeceğine Bahçeli karar veriyor

Bülent Arınç'ın istifasını değerlendiren Ahmet Davutoğlu, “Son 2 yıldır kimin istifasının durdurulacağına, kimin istifasının kabul edileceğine, nihai kertede Sayın Bahçeli karar veriyor.” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, FOX TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programına konuk oldu. Davutoğlu, Eski TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa etmesini değerlendirdi.

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra son 2 yıldır kimin istifasının durdurulacağına, kimin istifasının kabul edileceğine, nihai kertede Sayın Bahçeli karar veriyor. O zaman Sayın Erdoğan’a sormak lazım ülkeyi kim yönetiyor? Siz mi yönetiyorsunuz Bahçeli mi” diye sordu.

AK Parti kimliğinin oluşmasına katkıda bulunan herkesin AK Parti vitrininden birer birer kenara itildiğini savunan Davutoğlu, Arınç'ı istifaya götüren "Tutukluluk cezaya dönüşmemeli. Demirtaş ile bizim 1-2 görüşmemiz oldu. Cezaevlerinde isyanlar, açlık grevleri olmuştu. Selahattin Demirtaş'ı tanımak veya onu yargılamak için onun yazdığı 'Devran' isminde kitap var. Ne olur onu alıp okuyun", iş insanı Osman Kavala'nın tutukluluğu konusunda ise "Ben iddianameyi okudum. Hala tutuklu kalmasına hayret ediyorum. Tahliye edilmesi lazım. Bu iddianameleri okuduğumda çocuk bile yazmaz bunu dedim, cübbeyi bile giyesim gelmişti. Çıkması lazım" sözlerinin 'geç kalınmış ifadeler' olduğunu kaydederek, "Sayın Arınç'ın kendisine de söyledim. Geç kalınmış ifadelerdir bunlar" dedi.

Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanı bizi dinlemedi, Türkiye'de otoriterliği artıran, nepotizmi artıran, akraba kayırmacılığını artıran, ehliyet ve liyakati yok eden uygulamalara devam etti. Biz bunların hepsini Sayın Cumhurbaşkanı'na partinin içerisindeyken defalarca söyledim, rapor da verdim.

Dünyanın en nitelikli insanı bile olsa bir kişiye bağlı bir sistemin başarı üretmesi mümkün değil. Berat Albayrak, son 2 yıldaki ekonomik felaketin birinci derecede sorumlusudur. Bundan 3 ay önce ben kongrelerimizde şunu diyordum; Bu cahil Hazine ve Maliye Bakanı bırakıp gidecek ama geride kalan enkazla uğraşmak zorunda kalacak olan bizleriz. Ve bıraktı gitti. Şimdi buradan söylüyorum, bugün Türkiye'yi bu otoriter eğilimlerin içerisinde sokan bugünkü iktidar da gitmek zorunda kaldığında Türkiye çok daha ağır bir maliyetle yüzleşmek zorunda kalacak.

AK PARTİ VİTRİNİNDEN BİRER BİRER KENARA İTİLİYORLAR

Sayın Arınç herhangi birisi değil. TBMM Başkanlığı yapmış her şeyden önce ve bu vasıfla Yüksek İstişare Kurulu'nda bulunuyor AK Partili kimliğiyle değil. AK Partili pek çok duayen var orada değil. YİK üyeliği Sayın Cumhurbaşkanı tarafından eski TBMM Başkanları ve Başbakanlara dönük olarak yapılır genellikle. Bu vasıfla bir insanın fikrini beyan etmesinden daha doğal bir durum yok. Buradaki anormallik Sayın Arınç'ın bir fikir beyan etmesi değil bu fikre katılırsınız veya katılmazsınız ama bu fikrin bir anda fitne, terörist gibi en ağır suçlamalara muhattap kılınması...

Problem burada. İki açıdan problem var: Bir AK Parti'nin kendisi açısından bir de Türk siyaseti açısından. AK Parti'nin yapısı açısından durum şu: Partiyi kuran ve iktidara gelmesinde hem öncülük eden hem de içinde bulunan ve yükseliş döneminde AK Parti kimliğinin oluşmasına katkıda bulunan herkes AK Parti vitrininden birer birer kenara itiliyorlar. Gerekçe de ağır suçlar falan değil. AK Parti kimliğinin oluşmasına katkıda bulunan herkes içinde benim de olduğum, gördüğü gerçekleri dile getirdiği için kenara çekiliyor.

AK PARTİ ELEŞTİRDİĞİ 90'LI YILLARA DÖNDÜ

AK Parti eleştirdiği 90'lı yıllara döndü. 90'lı yılların dili neyse her konuda, demokrasi, hukuk, Doğu-Güneydoğu'daki yanlış uygulamalar, 28 Şubat döneminde kullanılan devlet dilini Sayın Erdoğan bugün AK Parti'ye giydirdi. 28 Şubat'ın ideoloğu olduğunu söyleyen Perinçek bugün AK Parti'nin izin verdiği bütün kanallarda dolaşıyor. AK Parti kimlik değiştiriyor, bunu AK Parti kitlesinin görmesi lazım, oy verdikleri parti yok artık. Sayın Cumhurbaşkanı'nın etrafını 90'lı yılların artığı olan bir grup kuşatmış durumda ve bunların hepsi geçmişte AK Parti'nin savunduğu değerlere saldıran insanlar.

ARINÇ'A DA SÖYLEDİM, BUNLAR GEÇ KALINMIŞ İFADELER

Sayın Arınç son dönemlere kadar burada kaldı. Sayın Arınç'ın kendisine de söyledim. Geç kalınmış ifadelerdir bunlar. Sayın Arınç ile istifasından sonra da görüştüm. Dün akşam görüştüm. Bugün öyle bir durum var ki; Sayın Arınç'ın söyledikleri... Katılırsınız katılmazsınız, bana da dün ifade etti 'Eski TBMM Başkanı olarak ifade ettim onları YİK Üyesi olarak değil' dedi. Benim için önemli olan husus bunlar YİK'te dile getirildi mi? Sayın Arınç getirildiğini söylüyor. Yani bunlar YİK'te dile getirilmiş hususlar ise ki Sayın Arınç öyle söylüyor keşke bunlar çok daha önce çok daha etkili bir şekilde dile getirilseydi.

BAHÇELİ'YE: BEN BAŞBAKAN OLDUM DA...

Sayın Bahçeli dün yine bana ağır ve sert ifadeler kullandı, bu ifadeleri kullanma gerekçesinde de hep 'Serok Ahmet'i gösteriyor. Ben de onun bu sözü üzerine 'Ser sera ser çewa' dedim. Son 2 yıldır dikkat edin, kimin istifasının duyurulacağına, kimin istifasının kabul edileceğine, kimin istifa etmesi, kimin yargılanması, kimin yargılanmaması gerektiğine nihai noktada Sayın Bahçeli karar veriyor. Bahçeli, yargının bağımlı hale gelmesinden sorumlu olan kişidir. Bu çok vahim bir tablodur.

(Bahçeli’nin “herkes adam oldu da bir sen olamadın” sözleri üzerine) Vallahi ben Başbakan oldum da Sayın Bahçeli hayatında tek bir seçim kazandı mı? Türk demokrasisinin en yüksek oyunu ben aldım. Sayın Bahçeli yüzde 10’ları aşabildi mi? Baraj altında bıraktı partisini. Benim adam olup olmadığıma kitleler karar veriyor."

Gündem Haberleri

Suriyelilerin ülkelerine dönüşlerini kolaylaştıracak yeni adımlar devrede
Şanlıurfa’da cinsel sapkınlık programı tepki çekti
AK Parti'de yeni İstanbul İl Başkanı belli oldu
“Şam fehedildiyse Kudüs'ün de fethi yakındır"
Muğla'da Sağlık Bakanlığı'na ait ambulans helikopter düştü: 4 ölü