Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında, HDP'nin çözüm sürecinin devamı için hükümete yaptığı çağrıyı değerlendirdi. Kobani'ye destek için sokağa çıkma çağrısında bulunan HDP'den "6-7 Ekim'de yapılanlar demokrasiye de, çözüm sürecine de ihanettir" demesini istedi.
"HDP sözcüleri o Kobani protestolarında hiç hisseleri yokmuş gibi hükümete çağrıda bulunuyorlar. Biz geçen sene Mart - Nisan aylarında çözüm sürecine ivme kazandırmak için çalışmalara başladık. Mutabık kalınan husus Mayıs ayında bu terör unsurlarının ülkeyi terk etmeleriydi. Bu yönde bir adım attılar mı? Hayır. 12 yılın en büyük demokrasi paketini devreye soktuk. Bu sefer 17-25 Aralık darbe girişimini devreye soktular ama o zamanki adıyla BDP irade ortaya koymadı. Malazgirt’te Alparslan’ın ordusunda yan yana duranların bu tarihi kardeşliğinin pekişmesi için bu iradeyi ortaya koyduk. Biz bekledik; HDP çıksın, kendi çözüm süreci iradesini ortaya koysun. 6-7 Ekim'de eşkiyalıklarını zirveye çıkardılar. Ne yapacaktık? Sessiz mi kalacağız. Beklentileri şuysa; bir taraftan çözüm diyelim, bir taraftan kamu düzenin aşındıralım. Çıksınlar açık şekilde '6-7 Ekim’de yapılanlar çözüm süreci ve demokrasiye yapılan ihanettir' desinler.
Davutoğlu hükümetin kamu düzenini koruma konusunda kararlı olduğunu vurguladı, HDP'nin çözüm sürecinde muhatap olmasının şartını tekrarladı:
Hükümetimizin çözüm süreci konusundaki iradesi tam ve kesindir. Ama çözüm sürecinin başarıya ulaşması konusunda kamu düzenini koruma irademiz de tam ve kesindir. Eğer bu hususlarda mutabık kalınırsa, herkes elinden gelen çabayı gösterirse bizim için muhataptır."
"Şiddete teröre açık olamayız"
Grup toplantısının ardından kuliste soruları yanıtlayan Davutoğlu 1 Kasım'da yapılan gösterileri örnek verdi, "Demek ki şiddet olmadığı zaman görüşler ifade edilebiliyor. demek ki binalar yakılmadan, yıkılmadan görüş ifade edilebiliyor" dedi. Davutoğlu her türlü eleştiriye açık olduklarını, diğer partilerden de bu tavrı beklediklerini söyledi:
"Açık olmadığımız tek şey yasa dışı faaliyettir, şiddettir, terördür, talandır. Buna açık değiliz, açık da olmayacağız. Bizim için bütün siyasi partiler muhataptır ama her siyasi partinin de asli görevi hele hele çözüm süreci gibi hassas bir süreçten bahsediyorsak, barışçıl bir dil kullanmasıdır, itham etmemesidir, şiddete davetiye çıkaramamasıdır.