Derginin Sunuş Yazısı:
İslam coğrafyamıza baktığımızda Müslüman kardeşlerimiz; mezhepçilik, kavmiyetçilik, particilik gibi fitnelerle birbirlerine düşürülmüşlerdir. Müslümanların dağınıklığından, bölünmüşlüğünden ve birbirleriyle uğraşmalarından istifade eden emperyalist şer güçleri ittifakla ortaya çıkardıkları terör örgütleriyle coğrafyamızı kana bulamakta, coğrafyamızı parsel parsel bölüşmekte ve maddi manevi kaynaklarımızı sömürmeye devam etmektedirler. Müslümanlar olarak bilinçli bir ümmet olamamanın ızdırabını çekiyoruz. Kendi aralarında ittifak halinde olan küfür milleti de bu ateşe benzinle gelerek yakıcı ve yıkıcı faaliyetlerini hızlandırıyorlar. Emperyalist şer güçlerinin İslam âlemindeki bu katliamlarına, oyunlarına, tehditlerine karşı ancak Allah’ın ipine sımsıkı sarılmakla ve güçlü bir ümmet olmakla cevap verebilir ve bu içler acısı durumdan ancak ittihatla kurtulabiliriz.
Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin. Allah’ın size olan nimetini anın. Hani siz birbirinize düşmandınız Allah gönüllerinizi birbirine yaklaştırdı da O’nun nimetiyle kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, Allah sizi oradan kurtardı. Doğru yola erişmeniz için Allah size ayetlerini böyle açıklıyor.” (Ali İmran, 130)
Bölgemizdeki bu kan ve gözyaşına rağmen Yüce Allah müminlere vadini gerçekleştirecek ve kaybeden asla İslam olmayacaktır.
Davet Mektebi dergimizin bu sayısında asrını ve sonrasını derinden etkileyen; düşünceleriyle, yaşantısıyla ve şehadetiyle asrına ve sonrasına ışık saçan 20. yy’ın en büyük ve en önemli düşünürlerinden biri olan Seyyid Kutub’u dosya konusu olarak ele alıyoruz. Yazarımız Ekrem Özgüç, Mısır ve küresel tağutların zulüm ve işkencelerine göğüs gererek gayesi uğruna canını veren Şehid Seyyid Kutub’un kısaca hayat hikâyesini, İhvan-ı Müslimin hareketine katılışını, Seyyid Kutub’un deyimiyle “cahiliyeden hidayete dönemini, tevhidi anlayışı ve yaşayışını, islam dünyasındaki etkisini ve Kutub’u hedef alan haksız ve yanlış tenkitleri kaleme aldı. Yazarımız Molla Salih Turgut; derin bir araştırma ve analiz yazısıyla Seyyid Kutub’a yönelik tekfircilik suçlamalarına kaynaklarıyla cevaplar veriyor. Misafir yazarımız Kazım Sağlam ise “Seyyid Kutub’u nasıl okumalıyız” başlıklı yazısıyla bizlerle...
Ayrıca yazarımız Muhammed Özkılınç “Müzmin Hastalık TEKFİR” yazısıyla tekfircilik hastalığının İslam ümmetine verdiği tahribatları kaleme aldı. SeyyidKutub’un mücadele ettiği emperyalist tağutlar, yerli işbirlikçileriyle beraber günümüzde de Müslümanlara kan kusturmaya devam etmektedirler.
Araştırmacı-yazar Ahmet Varol “İslam Dünyası” köşesinde “Küresel zulme Küresel terör: IŞİD” başlıklı yazısıyla şer güçlerinin İslam dünyasına musallat ettikleri terör örgütlerine ve kirli tuzaklarına değinerek İslam coğrafyasındaki gelişmeleri sizlerle paylaşmaktadır. Gündem Analiz yazarlarımız Mümin Yılmaz Suruç’ta ki terör olayı sonrası bölgemiz ve ülkemiz üzerinden oynanan oyun ve tuzaklar karşısında halkın “uyanık” olması ve inisiyatif alması gerektiğini yazdı. “Türkiye savaşa mı çekiliyor, savaş alanı mı oluyor” başlıklı yazısıyla yazarımız Ahmet Milli Türkiye’nin içinde bulunduğu sancılı dönemi çeşitli yönleriyle analiz etmektedir.” Dolunay, etrafında yoğun bir karanlık olduğunda çok daha iyi görülür! Eğer bir dolunay kadar ışık veriyorsan, etrafındaki karanlıklar senin ışığının değerini yükseltir! Karanlıklar, yakında görünecek bir dolunayın ortaya çıkacağının işaretidir...” diyen başyazarımız Recep Songül Peygamberler kıssalarından çıkardıkları derslerle ümmetin içine düştüğü ümitsizliğe ümit, mücadelesine heyecan katıyor.
Düşünce, aile mektebi, genç kürsü, teknoloji ve edebiyat sayfalarımızla Davet Mektebi Dergimiz gerçek bir mektep olma idealini sürdürüyor.
Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi vesellem): “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır” hadisinin verdiği mesaj doğrultusunda her yeni sayıyla birlikte daha iyiye ve daha mükemmele doğru gitme arzusu taşıyoruz. Bu arzumuzu gerçekleştirmede Yüce Allah’ın bize yardımcı olmasını temenni ediyoruz.
Daha güzel ve daha başarılı sayılarda buluşma arzusuyla hepinizi Allah’a emanet ediyor, Yüce Allah’ın bizleri her şeyin en hayırlısına muvaffak kılmasını diliyoruz.
“Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz.”(Al-i İmran 139)