Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, önceki gün dikkat çekmişti: “Bu davayı açanlar 3 tane general. Rütbeleri ne? General, amiral. Peki AYİM’deki hakimlerin rütbesi ne? Yarbay, albay. Ast ve üst münasebetine dayalı bir hiyerarşik sistemde bu hakimler tarafsız yargılama yapabilir mi? Bağımsız karar verebilir mi? Cevabını birileri versin.”
Evet, cevabını birilerinin vermesi lazım.
Gerçekten de, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 7. maddesi şöyle: “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin Üyeleri;
a) İki yılını doldurmuş kurmay yarbaylarla albay rütbesinde üç yılını doldurmamış kurmay subaylar,
b) En az yarbay rütbesinde birinci sınıf askeri hakimler, arasından seçilirler.”
Sistem böyle kurulmuş!
Bu sistemde, teğmen, yüzbaşı, bilemedin yarbayın dava açıp, hak arama uğraşı vermesi söz konusu olabilir!
“Benim şöyle bir hakkım vardı, verilmedi. Bir inceler misiniz?” şeklinde bir talep yarbay rütbesine kadar olanlar için getirilmiş bir imkan..
Albaydan yukarısının “dava açma hakkı” (!?) diye bir şey söz konusu değil.
Hayır, “Dava açma hakkı yok” derken, bunu olumsuz anlamda kullanmıyorum.
Albaydan yüksek rütbede olanlar için, “dava açma”larının gereksizliği anlamında söylüyorum.
Onlar, sadece emrederler!
İstenilen kararlar verilir!
Çünkü, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ndeki hakimlerin çoğunluğu, yarbay veya albay!
Dolayısı ile, albaylıktan daha rütbeli bir konumda olanların, bir “emir”leri yeter..
Ne istiyorlarsa, astları konumundaki hakim tarafından, askeri kural gereği yerine getirilmesi gerekir!
Askeri Yüksek idare Mahkemesi’nin Başkanı tuğgeneral ama..
Onun da, bizim şu an tartıştığımız olayda bir önemi yok.
Niye mi?
Dava açan üç generalden ikisi zaten tümgeneral.
Tuğgeneralliği çoktan geçmişler!
Birisi de Tuğamiral.
Ama, o da tuğamiralliğin sonuna gelmiş!
Dolayısı ile, Askeri Yüksek idare Mahkemesi’ndeki tuğgeneralden bile daha eski bir subay!.
Sonuç?
Sonuç şu: Dava açanlar emredecek..
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ndeki hakimler karar verecek!
Bu kadar basit olay..
Aksi takdirde, “emre itaatsizlikten, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi hakimini içeri bile atabilirler.”
Şaka değil söylediğim.
Askeri kurallar böyle..
Bir yandan “hak veriyor” gibi görünür ama..
Temel kaide değişmez.
Temel kaide nedir?
“Bir rütbe üstte olan, alttakine emreder!”
Rütbeler eşit mi?
Kurallarda boşluk yok, rütbe kıdemi giriyor hemen devreye:
“Bir gün bile kıdemli olan, sonrakine emreder.”
Dolayısı ile, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ndeki tüm hakimler, açığa alınan üç davacı generalin rütbesinden daha alt rütbede olduklarına göre, verecekleri kararın hukuk kaidelerine uyarlığı da söz konusu olamaz.
Çözüm ne?
Amerika’yı yeniden keşfetmek değil!
Dünyada diğer ülkeler bu konuda ne yapmışlar; şöyle bir bakmak yeterli.
Diğer ülkeler, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi diye bir mahkeme bile kurmamışlar..
Sivil idare mahkemeleri, askerlerin davalarına da bakıyor!
Dolayısı ile, anayasadaki sivil yargı, askeri yargı iki başlılığının, en azından idari davalar için hemen kaldırılması gerekir.
Aksi takdirde, görüntüde davalar açılır. Görüntüde kararlar verilir.
Ama kimsenin vicdanı tatmin olmaz.
Nasıl olsun ki?
Yarbay, tümgeneralin davasına nasıl bakabilir ki?
O davada, hukuka bağlı kalarak, nasıl karar verilebilir ki?
Tabii ki komutanın emri yerine getirilecek!
Dava dilekçesinde ne yazıyorsa, o karar verilecek!
YENİ AKİT