15 Temmuz’da FETÖ tehlikesini başarıyla savuşturan Türkiye, benzer bir tehlikeyle karşı karşıya. FETÖ’den boşalan bir kadroya Aydınlıkçı ve ulusalcı isimler yerleşirken, başından beri darbeye tepki gösteren Vatan Partisi’nin Maocu Genel Başkanı Doğu Perinçek “Doğru cunta bizimkilerdir” moduyla fabrika ayarlarına döndü
Vatan Partisi’nin Maocu Genel Başkanı Doğu Perinçek fabrika ayarlarına döndü. “Milli Hükümet kurulacak” diyerek AK Parti’yi tehdit eden Perinçek, Silivri Cezaevi çıkışında “Bütün cemaatlerin kökünü kazıyacağız” dedi. Perinçek, köşe yazısında ise “Göreceksiniz, hepsi Abdülhamit’in kaderini paylaşacaktır” ifadesini kullandı. Perinçek’in kaos peşinde olduğu belirtiliyor.
Doğu Perinçek’in Aydınlık Gazetesindeki yazısı Türkiye’yi asıl bekleyen tehlikenin ne olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor:
İyi Şeyler Oluyor / Doğu Perinçek
Artık “ilerici” denen aydınlarımızın hastalığı haline gelmiş. Birbirlerini “Ne kötü günlerdeyiz” diye selamlıyorlar. Acıklı bir bakışla, ilk sözleri bu oluyor.
Her zamanki gibi olgulara bakalım. Yaşadığımız nesnel süreçlere bakalım. Gerçekler, kötümserleri doğrulamıyor.
Türkiye Atlantik sisteminden kopuyor ve Avrasya’daki konumuna yerleşiyor. Atlantik sistemi bize Kemalist Devrimi yasaklamıştı. Batı emperyalizmi, bize bölünmeyi ve borçlanma ekonomisini dayatmıştı.
Avrasya ise, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü destekliyor. Avrasya, yobaz terörüne ve bölücü teröre karşı birleşenlerin kıtası. Avrasya, borçlanmanın değil, üretimin iklimi. Avrasya ülkeleri, Türkiye’de Atatürk Devrimi yürüsün istiyorlar. Atlantik sistemi, yobaz coğrafyasıdır. Avrasya, devrim iklimi, yeni uygarlığın eski kıtası, ekonomik gelişmenin ağırlığı orada.
Özeti şu anda Kemalist Devrimin tamamlanmasının önü açılıyor. Stratejik düzlemde yaşadığımız olay bu. Türkiye, 1945 yılında girdiği kapandan kurtuluyor. Son yetmiş yılın en iyimser dönemindeyiz.
SİYASAL DÜZLEM
Siyasal düzlemdeki gelişmelere göz atacak olursak:
- 15 Temmuz 2016 gecesi, devlet ve millet birleşti. ABD’nin Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki Gladyosu ezildi. Onyıllardır “Kontrgerilla, Kontrgerilla” diye verdiğimiz mücadelelerden zaferle çıktık, bundan büyük sevinç olur mu?
- Sağ partilerin seçmen kitlesi, ABD’nin zincirlerini kırdı. ABD, ne zaman sıkıntıya girse, Türkiye’yi seçime götürüyor ve iktidarını yeniliyordu. Sağ seçmen, ABD’nin sigortası gibiydi. Artık Atlantik sistemine boyun eğen bir halk yok.
- Türk askeri ve polisi, 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana Bölücü Terör Örgütünü hendeklere gömüyor. Kürt yurttaşlarımız PKK teröründen kurtuluyor ve özgürleşiyor. PKK/HDP baş aşağı gidiyor. PKK ile birlikte ABD’nin Türkiye planları da hendeklere gömülüyor.
- Silivri duvarları yıkıldı. FETÖ, ordudan, yargıdan, polisten ve genel olarak devlet kurumlarından temizleniyor.
- Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin egemenlik alanına girdi, Amerikan Koridoru yırtılıyor. Financial Times, “ABD’nin Kürdistan projesi artık hayâl” diye yazıyor.
- Washington Post bile itiraf ediyor: “Ortadoğu’da denetimi Türkiye-Rusya-İran ele geçirdi, ABD oyun dışı kaldı.”
- Türkiye, ABD emperyalizmine kafa tutuyor, Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti ile stratejik işbirliği yoluna girdi.
- Türkiye-Suriye işbirliğinin önü açıldı, güzel haberler geliyor.
- Ekonomik düzlemde ABD-Avrupa savaşı başladı. Almanya, ABD denetiminden uzaklaşıyor ve başta Çin ve Rusya olmak üzere Asya ülkelerine yaklaşıyor.
- Ermeni Soykırımı dayatmalarını Avrupa’nın en yüksek mahkemesinde bozguna uğrattık. Alman Hükümeti, Alman Meclisinin Ermeni Soykırımını tanıma kararının hukukî geçerliliği olmadığını ilan ediyor.
- Vatan Partisi, Türkiye’nin umudu oldu, hızla büyüyor.
- Vatan Savaşı’ndan Millî Hükümet’e gidiyoruz.
- Bu sancılar, Atatürk Devrimi rotasına yönelmenin sancıları.
İYİMSERLİK ZAMANI
Türkiye, Atlantik’ten Avrasya’ya, bağımlılıktan bağımsızlığa, bölünmeden birliğe, borçlanmadan üretime yönelmiştir.
Bu öyle bir süreçtir ki, Atatürk kendisine düşman olanları teslim almıştır. Bütün dünya bunu görüyor ve saklıyor.
Avrasya’da yobazlığa yer yok. Türkiye’yi tarikat-cemaat ağına kapatmak isteyen planlara hayat yok. Göreceksiniz, 31 Mart hınçları, Abdülhamit özenmeleri, hepsi Abdülhamit’in kaderini paylaşacaktır.
Türkiye, 1945 sonrasında girdiği Küçük Amerika sürecinden çıkmaktadır. Ülkemiz, bu büyük kararı, tutarlı ve kararlı olarak hayata geçirecek bir Millî Hükümet arayışına girmiştir.
Karamsarlık gerçekçi değil, doğru değil ve kötü olan her şeye mahkumiyetten başka bir anlam taşımıyor.
Karamsarlık, teslimiyettir.
İyimserlik zamanıdır.