Darbecilerle Burjuvazinin Ortaklığı OYAK

Darbelerin arkasındaki güç sermayedir. Bu işbirliğinin en somut örneği ise sanayicilerin desteğiyle kurulan OYAK'tır.

Haber: ALİ KUŞ

Deniz Kurmay Albay Abdullah Köktürk, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde hazırladığı 'Türkiye'de Liberalizm, Sermaye, Demokrasi İlişkisi (1950-1980)' başlıklı Yüksek Lisans tezinde 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri müdahaleleriyle ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu.

2011 yılında Harp Akademileri'ne bağlı Strajetik Araştırmalar Enstitüsü'nün Danışma Kurulu'nda yer alan Köktürk, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda görevli olduğu 2005'te hazırladığı tezinde ordunun tüm darbeleri sermayenin çıkarlarını korumak için yaptığını vurguluyor. Köktürk'ün tespitleri, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) demokrasiye bağlılık ve siyasete müdahalelere karşı duruş noktasındaki dönüşümü göstermesi açısından da önem taşıyor. Tezinde tüm darbelerin öncesinde gelişen olayları ve ardından sermayenin bu müdahalelerden nasıl faydalandığını örnekleriyle anlatan Köktürk, 27 Mayıs'ın ardından Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) kurulmasıyla, ordunun kapitalist sisteme dahil edildiğini söyledi. Köktürk, tezinde bu durumu şöyle izah ediyor: '27 Mayıs 1960'tan sonra yaşanan gelişmelerden birisi de 3 Ocak 1961 tarihinde OYAK kuruluşudur. OYAK'ın kuruluşunda bu projeye sanayi sermayesinin danışmanlık yapması, Vehbi Koç ve Kazım Taşkent'in ilk yönetim kurulunda yer almaları ve önemli OYAK girişimlerine kurucu ortak olmaları, kuruluşundan itibaren askeri seçkinler ve iş dünyasının seçkinleri arasında kusursuz bir görüş birliğinin varlığını göstermektedir. İsmet Akça ise (YTÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi), OYAK'ın kuruluşunu, sermayenin orduyu kendi egemenlik alanına dahil ederek orduyla bir ittifak oluşturma girişimi olarak izah etmektedir.'

TÜSİAD'A DOKUNMADILAR

1960 darbesi ve 1971 muhtırasındaki sermaye asker ilişkilerini de irdeleyen Köktürk, 12 Eylül'e giden süreci de '1979 Mayıs ve Haziran aylarında TÜSİAD'ın gazete ve dergilerde Ecevit hükümeti aleyhine paralı ilanlar yayınlatması dönemin özellikleri açısından dikkat çekicidir' şeklinde tanımlıyor. Çalışan kesimlerin aleyhine olan birçok yasanın 12 Eylül askeri darbesiyle çıkarıldığını belirten Köktürk, ayrıca, darbeden sonra tüm siyasi partiler ve dernekler kapatılmışken TÜSİAD'a dokunulmadığını kaydediyor. Deniz Kurmay Albay Abdullah Köktürk, tezinin girişinde, araştırma sürecinde karşılaştığı ilginç bir durumu da şöyle aktarıyor: '2003 Aralık ayı içerisinde TÜSİAD'dan alınan randevu ile Tepebaşı/İstanbul'daki TÜSİAD merkezine gidilmiş ancak TÜSİAD'dan hiç kimse görüşme talebini kabul etmediği gibi, TÜSİAD arşivinden yararlanma izni de verilmemiştir.'

YENİ ŞAFAK 

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı