İstanbul’da darbecilerin ilk hedeflerinden biri Valilik binası oldu. Ajanslara yansıyan bazı görüntülere göre, darbe kalkışmasına katılan rütbeliler beraberlerindeki askerlerle içeri girerken, dışarıda güvenlik önlemi alan erler, çevredeki sivillerden kalkışmaya dâhil olduklarını öğrendi.
Aynı saatlerde darbeciler, Boğaziçi Köprüsü’nü Asya-Avrupa yönünde trafiğe kesti. Subaylar polislere darbe yaptıklarını söyleyip, teslim olmalarını isterken, erlerin şaşkınlığı yüzlerinden okundu. Zira onlara, bir güvenlik zâfiyeti olduğu ve güvenlik güçlerine destek olmaya gittikleri söylenmişti.
Özellikle rütbesiz askerlerin çoğunun, kalkışmayı “görev” yerlerine ulaştıklarında fark ettikleri anlaşıldı.
Kuleli Askerî Lisesi'nde “Tatbikat”
Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerini ve orada görev yapan erleri darbe kalkışmasına dâhil etmeyi planlayan darbeci subay ve astsubaylar lisenin halı sahasını helikopter pisti olarak kullandı.
Darbeciler, “Terör tatbikatı yapıyoruz.” diyerek personeli harekete geçirdi. Ancak asıl amaçları darbecilere direnen Çengelköy Polis Karakolu’nu ele geçirmekti. Er Şükrü Şahin o anları daha sonra ifadesinde şöyle anlattı:
“20-25 kişilik bir grup hâlindeydik. Bize, ‘Kimse çekilmeyecek, korkmayacak, şu an sâdece tatbikat yapıyoruz, ileriye yürüyeceksiniz.’ dendi. Herkesi zorla nizamiyede kamyonete bindirdiler. Kamyonetler yarım saat sonra teker teker çıktı. Ben binmedim, arkada kaldım bilerek. Herkes mühimmat almak için yürüdü, biz de, tatbikat için neden mühimmat almamız gerektiğini sorduk. Bize okul tarafında gelen araçlara, ‘Devam edin, durmayın, evlerinize gidin, ortalık güvenli değil.’ gibi uyarılar yapmamızı söyledi. Biz de bunu yaptık”.
Askerlerini Darbecilerden Kurtaran Astsubay
Kuleli Askerî Lisesi'nde askerliğini yapan erlerden Nazım Usta’nın terhisine günler kalmıştı. İfadesinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Terhis olacağımız için silahlarımızı teslim etmiştik. Ama subaylar bizim de tatbikata katılmamız gerektiğini söylediler. Er gazinosundan su almaya giderken televizyondan bunun tatbikat olmadığını, bir darbe girişimine dâhil edilmek istendiğimizi anladım. Sonra bize mühimmat verdiler, nizamiyeye geri döndük. Nizamiyede bizi mühimmat almaya gönderen bölük komutanı Samet yüzbaşının emirlerine karşı çıkan Astsubay Kemal Vurgun, ‘Siz kimden emir alıyorsunuz, siz 3-5 vatan haini emir almışsınız, ben bu askerleri yem ettirmem.’ dedi. Bölük komutanı da, ‘Askerler, emrediyorum, benimle gelin.’ dedi. Ben haberlerde Genelkurmay ve 1. Ordu'nun onaylamadığını gördüm. Kemal Vurgun'un yanında 3 asker vardı. Bu askerler Kemal astsubay ile birlikte birlik içerisindeydiler. Aralarında çatışma çıktı ve silahlar çekildi. Kemal astsubayın silah doğrulttuğu kişi Samet yüzbaşıydı. Sonradan ismini bilmediğim bir yarbay gelmişti. Kemal astsubay, ‘Benimle gelin.’ deyince onunla gittik. ‘Dağılın.’ diye bir ses geldi. Oradan uzaklaşmaya başladık. Birbirimizi kaybettik. Sabaha kadar er gazinosuna gelerek bekledik. Kapıları kilitledik.”.
Tankı E-5 Karayolunda Polise Teslim Etti
Selimiye kışlasından Boğaziçi Köprüsü istikametinde ilerleyen bir tankın ekibi Hasanpaşa kavşağında vatandaşların engel olması sonucu durdu. İkna çabaları sonucu tankta bulunan üç asker teslim oldu. Tank komutanı astsubayın polis ifadesi şöyle:
“Benim hiçbir şeyden haberim yok. Bize dediler ki eğitim yapacağız. Akşam, gece eğitim alarmı verilebilir dediler. Biz her zamanki yaptığımız bir eğitim olarak düşündük. Çıktık, sonra dediler ki mühimmat alınacak. Mühimmatlarımızı aldık.”.
Zırhlı araçların nizamiyeden iki ayrı grup hâlinde çıktığını söyleyen asker, darbe kalkışması ile ilgili bir şey bilmemelerine rağmen, halkla karşı karşıya geldikleri noktada, kendi istekleri ile polise teslim olduklarını anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Genelkurmay Başkanlığı
Darbeci subay ve astsubaylar benzer yalanları darbe kalkışmasının Ankara ayağında da kullandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görevli tüfekli gösteri takımı da darbe kalkışmasına dâhil edildi. Daha sonra polise teslim olan askerlerin sorgu kayıtlarında, askerler başlarına geleni şöyle anlattı:
“Bölüğe tatbikat verdiler. Tören bölüğü gelmeyecek dediler. Bizden 9 kişi seçtiler, alay komutanının yanına çıktık. Alay komutanı Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış dedi ki, Genelkurmay’dan gelen Ümit Yarbay'ın emir komutasındasınız. Tatbikata çıkıyoruz. Siz Yarbay'ın korumaları olacaksınız dediler. Askerlik yapanlar bilir, biz de verilen emri uyguladık”.
Genelkurmay Başkanlığı binasında da benzer bir durum vardı. Yaklaşık 700 asker Genelkurmay binasının korkuluklarından atlayarak polise teslim oldu. Teslim olan askerlerin bir kısmı başka birliklerden gene “tatbikat” adı altında getirilmişti.
Gece Muharebe Sistemi Donanımlı F-16’lar Diyarbakır’dan
Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda bulunan ve gece muharebe sistemleriyle (LANTIRN) donatılmış olan 181. Pars Filo’dan 6 uçağın darbe kalkışmasında aktif olarak kullanıldığı anlaşıldı. Meclis ve Ankara Poli Özel Harekât Merkezi’ni buradan havalanan F-16 uçakları bombaladı.
Üsse düzenlenen polis operasyonunda aralarında rütbelilerin de olduğu 142 asker gözaltına alındı. Askerlerin ilk sorgusundan sonra 25 personel serbest bırakıldı.
Darbeciler, F-16’ları savaşa hazır hâle getiren yer ekibini, “Kandil’i bombalayacağız.” yalanıyla planlarına dâhil etmişti.
Gözaltına alınan 8'inci Ana Jet Üssü Harekât Komutanı Albay Özkan Edip Akgülay’ın ifadesine göre, darbe kalkışmasının olduğu gün saat 12.00 sıralarında 181 ve 182'nci Filo Komutanları Binbaşı Ahmet Özdemir ve İbrahim Yozgat'ın yanına geldiğini belirterek şunları söyledi:
“Öğleden sonra acil bir görev olduğunu, iki filodan 3'er uçak olmak üzere, 6 uçak ile terörle mücadele harekât görevi verileceğini söylediler. Arkadaşları Tuğgeneral Deniz Kartepe'ye götürüp, durumu arz ettik. Kendisi de onayladı.”.
Kaynak: Al Jazeera