Darbecilere, hani dava açılamazdı?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Kumkumacı solaklar, dünkü gelişmelerden birazcık utanır mı acaba?

Sadece politikaya soyunmuş solakları kasdetmiyorum.. Sözüm, hukukçu kimliği ile ortada gezinen solaklara da..
Referandum öncesinde, bunların tamamı ne diyorlardı?
“12 Eylül darbesi, zamanaşımına uğramıştır. Anayasa’nın geçici maddesinin kaldırılmasına yönelik değişiklik, halkı aldatmaktan ibarettir.Halk, darbenin yargılanacağını sanarak, referanduma evet oyu verecek.Ama aslında, darbenin üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçtiği için, darbeciler yargılanamayacak. Halk da, kandırılarak anayasa değişikliğine oy vermekle kalacak!”
Bunu söyleyenler, hukuk tahsili almamış kişiler olsaydı, fazla üzerinde durmaya da gerek yoktu.
Ama İstanbulBarosu Başkanı Ümit Kocasakal’dan tutun, Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu’na, Anayasa Hukukçusu Süheyl Batum’a kadar, dönemin YARSAV Başkanı Ülker Tarhan’a kadar niceleri, aynı tezi savundular.
Hatta öyle ki, “Siz kimden yanasınız? Zamanaşımını darbecileri savunmak için mi söylüyorsunuz? Yoksa bu konuda çok kesin bir kural var da, biz mi bilmiyoruz” itirazında bulunduğumuzda, “Göreceğiz, referandum kabul edilince, darbeciler hakkında soruşturma açılmayacak. Zayıf ihtimal olarak açılsa bile, ifadeleri alınmadan kovuşturma düşürülecek” dediler.
Şimdi saçlar önümüze döküldü, ak mı kara mı gördük.
Dün yetkili savcı, Kenan Evren ve TahsinŞahinkaya’yı, ifade vermeleri için davetiye ile çağırdı..
Makul sürede gelmezlerse, polis zoru ile getirilecekler..
Şimdi, referandumda halkın aldatıldığını ileri sürenlere soralım, “Şiştiniz mi beyler/bayanlar?”
Demek ki ne imiş?
Demek ki halk, referanduma evet oyu vermeye çağrılırken aldatılmamış.
Tam aksine, referanduma hayır oyu vermeye çağrılan ve hayır oyu veren darbe karşıtları vatandaşlarımız kandırılmış.
Dün gördük, darbecilere çatır çatır, soruşturma da açıldı..
İfadeye de çağrıldılar..
Tabii ki bu ifadeden, tutuklama kararı beklemeyin.
Çünkü o darbecilerin avukatları çok..
Dün onlar, darbecilerin yargılanmasını istiyormuş gibi yapıp, “Suç zamanaşımına uğradı.Artık yargılanamazlar. Halk kandırılıyor” diyorlardı.
Şimdi ise, gerçekten onların avukatlığını üstlenip, cüppelerini giyip savunma yapacaklar: “Darbe suçunun üzerinden 20 yıldan fazla zaman geçmiştir. Müvekkilimizin aleyhine açılan soruşturmanın düşürülmesini talep ediyoruz” diyecekler..
Savunmaya devam edecekler: “Kaldı ki, 12 Eylül öncesinde, darbe zorunlu idi. O günün koşulları altında, darbeden başka çare yoktu. Evren ve Şahinkaya’nın beraatini talep ederiz” diyecekler..
Ömrümüz varsa, hep birlikte göreceğiz, bu gelişmeleri..
Dünkü çok önemli bir başka gelişme ise, Harp Akademileri Komutanı Bilgin Balanlı’nın tutuklanması idi..
Bu tutuklama, niçin çok önemli bir gelişme?
Çünkü Zekeriya Öz’ün Ergenekon bağlantılı soruşturmalarda yetkisinin alınmasından sonraki en önemli tutuklama..
Hem Zekeriya Öz’den sonra gerçekleşmiş olması, hem de muvazzaf generaller içinde en rütbeli isim olması açısından önemli bir tutuklama..
Oysa Zekeriya Öz’ün görev yeri değişikliği ile, bazıları pek sevinmişti..
“Tamam artık.Bu iş bitti. HSYK da, artık bu soruşturmalardaki uygulamalara dur demiş oldu.. Hatta hükümet içinde de itirazlar yükselmeye başladı. Zekeriya Öz’ün, yakında tamamen diskalifiyesini de görebiliriz” demeye başladılar.
Zekeriya Öz, gerçekten Ergenekon davasında çok önemli bir savcı... Ama koskoca soruşturmayı, bir savcıya endeksleyip, sanki o savcının özel görüşü ile bu süreç yürütülüyormuş gibi gösterilmesi, hem o savcıya “şahsi görüşleri ile hareket ediyor” suçlaması idi.. Hem de soruşturmanın ciddiyetine vurulmuş bir darbe idi..
Şimdi ortaya çıktı ki, Zekeriya Öz sonrasında da, darbe soruşturmaları yürüyor.
Başka savcılar da, olayın ciddiyetinin farkındalar..
Ve kimse artık, “Ergenekon fasa fiso” diyemez.
Kimse artık, “Darbe isnatları, gayrıciddi iddialar.. Somut hiçbir delil yok. Birkaç savcının ideolojik yaklaşımı ile soruşturma yürüyor,davalar açılıyor” diyemez..
Savcı değişti.. Tutuklamalar yine devam ediyor. Hem de rütbe terfisi ile..

YENİ AKİT