Darbeciler Tutuklanınca Tutuklular Hatırlandı

Dü­ne ka­dar ül­ke­ye ege­men olan­lar... Tu­tuk­lu­lar için akıl­la­rı­na ge­tir­me­dik­le­ri hak­la­rı, şim­di ken­di­le­ri tu­tuk­la­nın­ca, bir bir ka­bul et­ti­ri­yor­lar.

Ali İhsan KARAHASANOĞLU

Darbeciler sayesinde tutuklular yaşadı, sıra mahkumlarda!

“Dar­be­ci” ege­men­ler tu­tuk­la­nın­ca..

Tu­tuk­lu hak­la­rı, baş­tan aşa­ğı­ya de­ğiş­ti.

Tu­tuk­lu “Has­ta­yım” der­se ne ola­cak?

Es­ki­den şöy­le de­nir­di:

“Ahan or­da re­vir. Git, yat.”

“Has­ta kalp kri­zi ge­çi­ri­yor­”muş. “Du­ru­mu acil­”miş. “He­men has­ta­ne­ye kal­dı­rıl­maz­sa teh­li­ke­li bir du­rum­la kar­şı­la­şıl­ma ih­ti­ma­li yük­sek”­miş!

Bun­la­rın hiç­bi­ri­sin­de ce­vap de­ğiş­mez­di:

“Faz­la uzat­ma iş­te.. Re­vir or­da!”

Re­vir­de dok­tor var mı?

Bı­ra­kın dok­to­ru, re­vir­de ya­ta­cak yer var mı?

Bun­lar hiç önem­li de­ğil­di..

Ama bi­rin­ci sı­nıf va­tan­daş­la­rı­mız tu­tuk­la­nın­ca.. Ege­men­ler ce­za­evi­ne gi­rin­ce..

Bu ku­ral­lar al­tüst ol­du..

Tu­tu­kev­le­rin­de ar­tık 24 sa­at dok­tor bu­lun­du­rul­ma­sı bir ya­na..

Tu­tuk­lu­lar anın­da has­ta­ne­le­re sev­ke­dil­me­ye baş­lan­dı­.

Ye­ter ki, “Ben has­ta­yım” de­nil­sin..

Al­lah kim­se­ye has­ta­lık ver­me­sin.

Di­rekt hep­si için, “Nu­ma­ra ya­pı­yor­lar” di­ye­cek ha­lim yok.

Ama ga­ri­ban­lar “Has­ta­yım” der­ken, dü­ne ka­dar kim­se­nin çı­tı çık­mı­yor­du.

Bı­ra­kın has­ta­ne­le­re sev­ket­me­yi, re­vir­de dok­to­ra bi­le gö­tü­ren yok­tu.

Şim­di?

Şim­di GA­TA’la­ra sevk­ler baş­la­dı. Ne­re­dey­se tu­tu­ke­vi ile GA­TA ara­sı­na ser­vis ko­ya­cak­lar!

Baş­ka ne­ler de­ğiş­ti, dar­be­ci­ler/ege­men­ler tu­tuk­la­nın­ca?

Me­se­la, “ge­rek­çe­siz tu­tuk­lan­ma” uy­gu­la­ma­sı de­ğiş­ti..

Yok ar­tık öy­le, “De­lil­le­rin du­ru­mu­na gö­re” şek­lin­de so­yut bir ge­rek­çe.

Tek tek ya­zı­yor­lar; han­gi de­lil se­be­bi ile tu­tuk­la­ma ka­ra­rı ve­ril­di­ği­ni!. Dar­be­ci­ler sa­ye­sin­de, di­ğer şüp­he­li­ler de öğ­ren­di­ler ar­tık, han­gi ge­rek­çe­ler­le tu­tuk­lan­dık­la­rı­nı..

Kö­tü bir şey mi?

As­la..

Ama dü­ne ka­dar ni­ye böy­le bir hak­kı yok­tu, şüp­he­li­le­rin?

Ege­men­ler tu­tuk­la­nın­ca mı ak­lı­nız ba­şı­nı­za gel­di?

Bir hak da­ha ve­ril­di, tu­tuk­lu­la­ra..

Tu­tuk­lu­lar için, bi­rin­ci de­re­ce ak­ra­ba­la­rı­nın ce­na­ze­le­ri­ne ka­tıl­ma hak­kı ta­nın­dı.
Es­ki­den ne de­ni­yor­du?

“Sen mah­kum de­ğil­sin ki!”

“De­lirt­me ada­mı, tu­tuk­lu ol­sam ne olur, mah­kum ol­sam ne olur? Ce­za­evin­de­yim, ba­ba­mın ce­na­ze­si­ne ka­tıl­a­mı­yo­rum. Yok mu bu so­ru­na çö­züm bu­la­cak?” di­ye is­yan eden­ler, du­var­la­ra ko­nu­şur­du....

Mu­ha­tap bü­rok­ra­si, kı­lı­nı kı­pır­dat­ma­dan, “Yok ağam. Sen mah­kum ol­say­dın, mah­ku­mi­yet ka­ra­rın ke­sin­leş­miş ol­say­dı.. Gü­ven­lik açı­sın­dan sı­kın­tı­lı bir du­rum yok ise.. Ahan iş­te sav­cı bey, mü­dür be­ye ya­zar­dı. Mü­dür bey se­ni ce­na­ze­ne yol­la­ya­bi­lir­di. Ama sen mah­kum değ­il­sin. Sen tu­tuk­lu­sun. Biz ka­rışm­a­yız o işe” de­nir­di.

Pe­ki kim ka­rı­şa­cak?

“Biz bil­mez, dev­let bi­lir” der, ka­pa­tır­lar­dı tar­tış­ma­yı..

Ce­na­ze de er­te­si gü­nü kal­kar, olay bi­ter­di.

Şim­di öy­le mi?

Ye­ni far­kı­na va­rıl­dı ki..

Bu ül­ke­de tu­tuk­lu­lar da var.

On­la­rın da ya­kın ak­ra­ba­la­rı ölü­yor.

On­la­rın da ya­kın­la­rı­nın ce­na­ze­le­ri­ne ka­tıl­ma­la­rı, bir hak ol­ma­lı..

Ve dar­be­ci tu­tuk­lu­la­rın ya­kın­la­rı öl­dük­çe, ko­nu ül­ke gün­de­mi­ne ta­şın­dı.. Ve tu­tuk­lu­la­rın ya­kın ak­ra­ba­la­rı­nın ce­na­ze­le­ri­ne ka­tıl­ma hak­kı ar­tık ka­nun­la ta­nın­dı.

Şim­di da­ha faz­la­sı is­te­ni­yor.

4 gün izin ve­ril­miş.

“Yet­mez” de­ni­yor.

“Ay­rı­ca ta­zi­ye­le­ri ka­bul et­mek için, bir­kaç gün de ev­de ka­lın­sın” de­ni­li­yor.

Dar­be­ci­ler sa­ye­sin­de, ba­kal­ım da­ha ne hak­la­ra ka­vuş­ma im­ka­nı do­ğa­cak..

Kim­bi­lir, bel­ki her­kes “tu­tuk­lu­la­ra ta­nı­nan hak­lar, so­kak­ta­ki­le­re ta­nı­nan hak­lar­dan da­ha faz­la. Biz de tu­tuk­lan­mak is­ti­yo­ruz” bi­le di­ye­cek­ler.

Şa­ka­sı bir ya­na..

Ger­çek­ten ib­ret­lik bir du­rum.

Dü­ne ka­dar ül­ke­ye ege­men olan­lar...

Tu­tuk­lu­lar için akıl­la­rı­na ge­tir­me­dik­le­ri hak­la­rı, şim­di ken­di­le­ri tu­tuk­la­nın­ca, bir bir ka­bul et­ti­ri­yor­lar.

Ve bu iki­yüz­lü tu­tu­ma is­yan et­me­si ge­re­ken med­ya, “Tu­tuk­lu­la­ra şu hak ni­ye yok? Tu­tuk­lu­la­ra bu hak ni­ye yok?” di­ye­rek, dar­be­ci­le­re ye­ni hak­lar ta­nın­ma­sı için çır­pı­nı­yor!

Dar­be­ci­ler hak­kın­da­ki mah­ku­mi­yet­ler ke­sin­le­şin­ce, sı­ra “mah­kum­la­ra ta­nı­na­cak ek hak­lar”a ge­le­cek..

Uma­rım, dar­be­ci­ler çık­tık­tan son­ra, “Bu hak­lar tu­tuk­lu­la­ra/mah­kum­la­ra çok. Ne de­mek­miş, ak­ra­ba­sı­nın ce­na­ze­si­ne git­mek? Sen tut­uk­lu/mah­kum de­ğil mi­sin? Ne işin var ce­na­ze­de” de­ni­lip, ve­ri­len hak­lar, ge­ri alın­maz.

YENİ AKİT

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!