Anayasa değişikliğinden “evet” oyu çıkarsa, darbeciler yargılanabilecek mi?
Yoksa zamanaşımı süresi çoktan doldu da, birileri halkı mı aldatıyor?
Darbeye karşı imiş gibi söze başlayıp, arkasından “Anayasa değişse, geçici 15. madde kaldırılsa bile, darbeciler yargılanamayacak, zamanaşımı süresi doldu” diyenlerin ididaları ne derece doğru?
Önce şu soruya cevap verelim..
Geçici 15. madde anayasada duruyor iken, darbeciler hakkında dava açmak mümkün mü?
Tabii ki değil.
Olmadığı için de, Adana Savcısı Sacit Kayasu’nun hazırladığı iddianame çöpe atılmakla kalmadı, bir de savcıyı meslekten ihraç ettiler.
Oysa, “Geçici 15. madde anayasada durduğu müddetçe, darbecilere dava açılamaz” denilip, sadece iddianamenin geri çevrilmesi sözkonusu olabilirdi..
Ama darbeci kafa, hem “dava açmak hukuken mümkün değil” dedi.. Hem de ihraç cezası verdi..
Peki şimdi geçici 15. madde, halkoyu ile kaldırılınca ne olacak?
Dava açılmasının önündeki anayasa maddesi engeli ortadan kalkmış olacak.
İyi de, zamanaşımı ne oldu? Zamanaşımı dolmadı mı?
Zamanaşımı işlemedi ki dolsun! Zamanaşımı süresi başlamadı ki, dolsun!
Nerde “Darbeciler yargılanamayacak.. Zamanaşımı süresi doldu” diyen bir hokkabaz görürseniz, yalanını yüzüne vurmak için, zamanaşımının işlemediğini maddeleri ile anlatayım size..
Eylem ne zaman gerçekleşti?
12 Eylül 1980’de.. Ne zamana kadar sürdü? TBMM Başkanlık Divanı’nın oluştuğu 6 Kasım 1983’e kadar.
Demek ki, normal şartlarda 6 Kasım 1983’de zamanaşımı süresi başlayacak.
Ama normal şartlar altında..
Oysa darbeciler önceden tedbirlerini almışlar.. Geçici 15. maddeyi anayasaya koymuşlar.. Dolayısı ile 6 Kasım 1983’de zaten yürürlükte olan geçici 15. maddeye göre, dabecilere dava açma imkanı yok. Yani eylemin son bulduğu tarihde, zamanaşımı başlayacak ama, başlayamıyor..
Niye başlayamıyor?
Çünkü dokunulmazlık kalkanı var ise, zamanaşımı süresi işlemez. Kanundaki tabiri ile “zamanışımı süresi durur”.
Suçun işlendiği tarihde yürürlükte olan ceza kanununun 107. maddesi şöyle:
“Hukuk amme davasının ikamesi mezuniyet veya karar alınmasına, yahut diğer bir mercide halli lazım gelen bir meselenin neticesine bağlı bulunduğu takdirde, mezuniyet ve kararın alınmasına, yahut meselenin halline kadar mürüruzaman durur.”
Okudunuz mu, açık açık darbeciliğe soyunamayan, utangaç yağdanlıklar..
Demek ki ne imiş? “Zamanaşımı durur” imiş!
Madem ki 1982 Anayasası’nda, “darbeciler, Danışma Meclisi üyeleri ve bürokratlar” için dokunulmazlık getirilmiş. Ceza davası açılması, hukuki sorumluluk talebinde bulunulması, mali sorumluluk yüklenmesi yasaklanmış..
O halde, Ceza Kanunu’ndaki zamanaşımı da dokunulmazlık boyunca durmuş olur..
Suçun işlendiği tarihde yürürlükte olan ceza kanunu böyle diyor da, bugünkü kanun farklı bir hüküm mü getiriyor?
Yooo. Yeni Ceza Kanunu’nda da, 67. maddede aynı hüküm şöyle ifade edilmiş: “Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde, izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne kadar dava zamanaşımı durur.”
Demek ki zamanaşımı ne olurmuş? “Durur”muş!
Darbe yapanlar için soruşturma yapılması, anayasadaki dokunulmazlık kuralının kaldırılmasına bağlı olduğuna göre, anayasadaki madde kalkana kadar, zamanaşımı da durmuş olur.
Ne zaman dokunulmazlık kuralı kalkar, o tarihden itibaren, zamanaşımı süresi işlemeye başlar.
O halde, darbe suçunun cezasının müebbet hapis olduğunu da dikkate alırsak, 20 senelik zamanaşımı süresinin dolmasına 12 Eylül 2010’dan sonra daha çoook var!
Yapılacak iş, gerçekten darbecilerin yargılanması isteniyor ise... Anayasa değişikliğine “evet” oyu verir, sonra da beklersiniz, “12 Eylül sabahı yönetime el koyan dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren hakkında düzenlenen iddianamede, ...” haberlerini..
Ne abartıyorum, ne de uyduruyorum..
Kanun orda.. Değiştirilecek anayasa da orda.. Açın okuyun.
Ondan sonra “darbeciler zaten yargılanamayacak ki” söylemi ile, darbecilerin yargılanamayacağı havasını pompalamaya soyunun!
VAKİT