NATO'daki görevlerinden alınan ve Türkiye'ye geri dönmeleri talimatına uymayan Türk subaylar kendilerini NATO tarafından ‘satılmış’ hissediyor.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında NATO'da görev yapan çok sayıda Türk subayı görevden alınmış, ardından bu subayların çeşitli NATO ülkelerine iltica başvurusunda bulunduğu haberleri bizzat NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından doğrulanmıştı.
Brüksel'deki NATO karargâhında ve Mons'taki Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'nda (SHAPE) görev yapan yüksek rütbeli bu subaylardan bazıları hikayelerini Deutsche Welle’ye anlattı.
Çoğunluğu Batı’da eğitim görmüş, Amerikan üniversite ve kurumlarında doktora ve birden fazla yüksek lisans derecesi almış ve çok sayıda NATO tatbikatına katılmış olan subaylar, 15 Temmuz darbe girişimiyle bir ilgilerinin olmadığını iddia ediyor. Ama Türkiye'ye dönmeyi de reddediyorlar. Ve kendilerini savunmadıklarını ileri sürdüğü NATO'ya ateş püskürüyorlar.
DW'ye konuşan bazı Türk subaylar, isimlerini vermeden, kendilerini NATO tarafından satılmış hissettiklerini söyledi.
Çoğu eylül ayından beri maaş alamayan subaylar, tasarruf amacıyla ve adreslerine ulaşılamaması için daha küçük dairelere geçtiklerini söylüyorlar. Bazıları Belçika'ya, bir kısmı ise Almanya'ya iltica başvurusunda bulunmuş.
STOLTENBERG'İN AÇIKLAMASI
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, geçen ay yaptığı açıklamada bazı Türk subaylarının görev yaptıkları NATO ülkelerinde iltica başvurusunda bulunduklarını doğrulayarak personel değişiklikleri konusunda da 'Ankara'nın boşalan tüm pozisyonlara yeni atamalar yapmasını beklediğini' vurgulamıştı.
Stoltenberg'in sözcüsü Dylan P.White da pazartesi günü Twitter hesabından yaptığı açıklamada "İstanbul'daki görüşmelerde Türk tarafının, geri çekilen subayların yerlerine atamalar gerçekleştirme taahhüdünde bulunduğunu belirterek, Türkiye'nin NATO çerçevesindeki yükümlülüklerine bağlılığını net bir şekilde gösterdiğini" kaydetti.
ABD'nin NATO Daimi Temsilcisi Douglas Lute da Pazartesi günü yaptığı açıklamada NATO ve ABD'nin Türk hükümetine 'standartları dikte etmek' yerine 'güven ifade etme' kararı aldıklarını belirterek, ortak değerlere vurgu yapmıştı.