Darbeci Bir Despotu Başkan Kabul Etmek Afrika Birliği’ne İzzet Kazandırmaz!

Yazısında darbeci Sisi’nin Afrika Birliği’ne bir yıllığına başkan olacağı gelişmesini değerlendiren İbrahim Tığlı, bu durumun Afrika Birliği için izzet değil aksine zillet olacağına dikkat çekiyor.

İbrahim Tığlı’nın Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan konuyla alakalı yazısı (22 Ocak 2019) şöyle:

Sisi, Afrika Birliği Dönem Başkanlığını Hak Etmiyor!...

Mısır’ın darbeci lideri Abdülfettah el Sisi, bir yıl süreyle Afrika Birliği dönem başkanlığını yapacak. Geçen yıl Sisi, Ruanda Devlet Başkanı’nın görevini bırakmasıyla dönem başkanlığı için seçilmişti. Afrika Birliği dönem başkanlıkları her yıl bir ülkenin liderine seçimle belirlenerek verilmekte. Fazla yetkileri olmasa da sembolik bir değer taşıması açsından önemlidir Afrika Birliği’nde başkan seçilmek başkan seçilmek.

Afrika Birliği Başkanı uluslararası toplantılara başkan sıfatıyla katılır, konuşmalar yapar, görüşmeler de bulunur. Afrika Birliği (AfB) sözcüsü ya da genel sekreterinin yetkileri başkandan daha fazladır ve karar alma da birinci dereceden etkilidir.

Sisi’nin 2019’da göreve başlaması Afrika liderlerini neden rahatsız etmediğini anlamak zor. Oysaki Sisi, Mısır’da askeri darbe yaptığında ilk tepki veren kuruşlardan biri AfB olmuş ve Mısır’ın üyeliğini askıya almıştı. Yine Afrika devletlerinin abisi sayılabilecek Güney Afrika Cumhuriyeti’nden de bir tepki yok. Sisi’nin darbesi ve sonra işlediği cinayetleri karşı Türkiye gibi Güney Afrika’nın da tepkisi sert olmuştu. Güney Afrika hükümeti de ilişkileri durdurmuş ve Kahire’deki elçisini geri çağırmıştı

Mısır’da ilk defa serbest seçimler sonucu halkın oyu ile iktidara gelmiş Mursi’ye darbe yapıp, bununla da kalmayarak Mursi’yi zindanlara atan, darbeye karşı bir barışçıl gösteri de 987 masum insanı katleden, Sisi’nin bizzat kendisiydi.

Mısır’da, Sisi’nin devlet başkanı seçildiği Hüsnü Mübarek döneminin benzeri bir oylama olmuştu ama, kimse bunu meşru görmesin. Hala Mısır’da masum insanlar ölüm cezalarını çaptırılıp, müebbet hapis cezalarına mahkûm edilmiş bir şekilde ömür tüketiyor Sisi’nin zindanlarında.

Mısır, Mübarek dönemini aratmıyor, özgürlüklere kelepçe vurulmuş, demokrasi rafa kaldırılmış, Müslümanlar ötekileştirilmiş ve düşman edilmiş bir durumda. Mısır’ın son firavunu, Türkiye’ye karşı Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi yönetimle hatta İsrail’le iş birliği yapmaktan çekinmiyor.

İsrail’e hava sahasını kullandırarak masum Filistinlilerin öldürülmesine göz yumuyor, Filistinlilerin tek nefes aldığı sınır kapısını kapatarak, dünya ile ilişkisini kesiyor.

Afrika ülkeleri, İngiliz, Fransız, Portekiz, İtalya, Hollanda, Belçika emperyalizmine karşı uzun yıllar mücadele ederek bugünlere gelip bağımsız devletler olarak ortaya çıktılar. Eski Ghana devlet başkanı Kwame Nkrumah’ın hayali tek bir Afrika devleti gerçekleşmese de, tüm Afrika ulusları bağımsızlıklarına kavuştular ve Afrika Birliği çatısı altında birleştiler.

Afrika’nın tarihinde özgürlük ve bağımsızlık bam telidir. Sisi ise özgürlüğü zincirlemiş, bağımsızlığını iktidarını devam etmek için İsrail gibi devletlere peşkeş çekmiştir. Afrika ülkelerini hiçbir şekilde temsil etme hakkı ve yeterliliğine sahip değildir.

Düşünün, geçenlerde Gabon’da bir darbe girişimi gerçekleşti. Afrika Birliği kararlı bir tutum sergileyerek darbeyi kınadı ve seçilmiş hükümetin askerlerin yaptığı bir darbe ile el aşağı edilmesine karşı çıktı. Şimdi darbeyle iktidara gelen Sisi, nasıl bir kınama yapacak?

Daha önceki dönem başkanı Paul Kagame’nin bir hayali vardı. Afrika ülkeleri arasındaki sorunları, taraflar arasındaki çatışmaları sona erdirmeyi, kıtanın eğitim, sağlık, ekonomi alanlarında kalkınmasını hedeflemişti. 1994 sonrası Ruanda’sı Afrika ülkeleri için bir model olabilirdi. Çünkü Kagame, Tutsi ve Hutular arasındaki iç savaşı sona erdirmiş, ortak bir Ruanda kimliği oluşturmuş, eğitim, sağlık alanında önemli başarılar elde edilmişti.

Sisi, Afrika ülkeleri için, model olarak kendi yönetimindeki Mısır’ı mı öne sürecek? Etiyopya ve Sudan ile sürekli gerginlik yaşayan, iç barışı bir türlü sağlayamamış, kendisine karşı muhalif olanlarla zindanları doldurmuş, Mısır mı örnek olacak?...

Geçmişte eski Libya lideri Muammer Kaddafi ve Zimbabwe eski devlet başkanı Robert Mugabe, Afrika Birliği dönem başkanlıklarına getirildiğinde, Batılı devletlerden itirazlar yükselmişti. Çünkü her iki lider de petrolleri ve elmasları değerli olsa da demokratik liderler olarak görülmüyor, diktatör olarak tanımlanıyordu. Sisi’nin bu liderlerden farkı var mı peki? Hatta o liderlerden daha çok halkına zulmetmiş biri değil midir?

Sisi’yi öncelikle bekleyen sorun, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde seçim sonuçları. Hem Felix Tshisekedi hem Martin Fayulu seçimleri kazandığını iddia ediyor. Seçimlere Vatikan dahi müdahale oldu ve resmî sonuçlara göre Tshisekedi’nin yüzde 38.57 ile kazanmasını reddediyor. Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde seçimlerin şeffaf yapılmadığı ve iç savaşın çıkma ihtimali var. Sisi kendni seçtiren seçimlerin bile şeffaf, adil ortamda yapılmadığı düşünürse Kongo halkına nasıl bir çağrı da bulunabilir ki? Mısır’da olduğu gibi şeffaf ve adil olmayan seçim sonuçlarına saygı gösterin mi diyecek?

Sisi döneminde Afrika’da askeri darbeler artarsa şaşırmamak lazım. Çünkü Sisi’nin Afrikalılara verilebileceği tasallutça bir darbeden başka girişimlerinden başka bir şey yok. Fakat artık Afrika’da da darbeler de darbeci liderler de gerilerde kaldı, geleceğin yükselen Afrika’sında Sisi gibi liderlere yer yok.

Çok zor ama, belki organizasyonun lideri olmak Sisi’yi farklılaştırır. Toplantılarda atılan özgürlük nutuklarından etkilenerek Mısır’da seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı’nı zindandan çıkarır ve Mursi ile hesaplaşacaksa sandıkta hesaplaşır. Fakat çok zor bunu yapması; kanla, askeri darbelerle iktidarı gasp eden sözde liderlerden şeffaf bir yönetimin, özgürlüğün kazanmasını beklemek hayal olur…

Belki de, bir müddet sonra Afrika ülkelerinin liderleri, Sisi’nin dönem başkanlığına karşı çıkacak ve ilk dersi vererek, istifa etmesinin yolunu açacaklardır, kim bilebilir…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!