Bulaç ve Türköne, darbe mağduru herkese, davaya müdahil olma çağrısında bulundu. Ali Bulaç, kendisine ait olmadığı halde 'İngiliz Uşağı Mustafa Kemal' adlı kitabı yazmaktan gözaltına alındığını ve Kartal Cezaevi'nde işkence gördüğünü ifade etti. Bulaç, "Bir türlü derdimizi anlatamadık. Her gün Atatürk'ün ilkelerini saydırıyorlardı. Doğru saydığımız halde (devletçilik halkçılıktan önce gelir) diyorlardı ve dövmeye başlıyorlardı. Ertesi gün dövmesinler diye devletçiliği, halkçılıktan önce söylerdik. Bu sefer (halkçılık devletçilikten önce gelir) deyip yine döverlerdi." dedi.
Ali Bulaç, serbest bırakıldıktan sonra da askerlerin sık sık evini bastığını aktardı: "Birinin evi soyulsa bizi gözaltına alıyorlardı. 'Evinizi soyanlar bunlar mı?' diyorlardı. Bizi içeriye almak için makul bir sebebe gerek yoktu. Asla ilgimizin olmadığı olaylarda bile biz gözaltına alınıyorduk. Sadece 12 Eyül'ün değil, tüm darbe süreçleri yargıya taşınmalı."
Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne ise, "Bizler bu davaya müdahil olarak bizden sonraki kuşaklara yardım ediyoruz. Çünkü bugün burada darbeyi yargılayarak ileride olabilecek darbeleri engellemiş oluyoruz." dedi. Yargılamaların başlamasını darbe döneminin bittiğinin bir başlangıcı olarak değerlendiren Türköne, "Türkiye, artık bu darbe rezilliklerinden ve güç peşinde koşan eşkıyalardan kurtulmalıdır." ifadesini kullandı. Zaman