Danıştay, Yücel Aşkın Kararını Gizlemiş

Danıştay, eski rektör Yücel Aşkın'ın fişlemeleri hakkındaki kararını açıkladı ancak müdahil taraflara bildirmedi.

Danıştay 1. Daire Başkanlığı'nın, eski Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkındaki 'fişleme' dosyasıyla ilgili kararı 16 Şubat 2011'de verdiği, ancak kararı müdahil taraflara tebliğ etmediği ortaya çıktı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Aşkın'ın görevi kötüye kullanma suçundan yargılanması gerektiği yönünde karar vermiş, dosyayı 31.12. 2010'da Danıştay'a göndermişti.

Aşkın hakkında kamu davasına gerek olmadığına karar verildiği öğrenildi. Fişlemelerden mağdur olduğunu ifade eden Yard. Doç. Dr. Davut Okçu, karara itiraz edeceklerini, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuracaklarını söyledi. Müdahil avukatlardan Hüsnü Tuna ise kararın tebliğ edilmemesini, 'dosya örtbas edilmek isteniyor' şeklinde değerlendirdi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi eski Rektörü Yücel Aşkın ve 3 şüpheli hakkındaki 'fişleme' davası, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 20 Ocak 2008 tarihinde soruşturma izni için YÖK Başkanlığı'na gönderildi. YÖK'ün soruşturma için oluşturduğu kurul, şüphelilerin 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak toplamak, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek ve görevi kötüye kullanmak' suçlarından yargılanması gerektiğine karar kıldı. Zanlılar, karara Danıştay nezdinde itiraz edince, YÖK dosyayı 31.12.2010'da Danıştay 1. Daire Başkanlığı'na gönderdi.

Şüpheliler, Danıştay'a yaptığı itirazda fişleme belgesi olarak iddia edilen belgelerin bir kısmının jandarma komutanlığınca gönderilen belgeler olduğu, bir kısmının isimsiz ihbar mektuplarına iliştirilerek rektörlüğe ulaştırıldığını, bazı belgelerin de YÖK tarafından gönderilen ve cevap istenen yazılar olduğunu' savundu.

Zaman'ın haberine göre Danıştay, itirazı dikkate alarak 16 Şubat 2011'de şu karara vardı: "Dosyadaki bilgi ve belgelere göre mevcut delillerin, şüphelilerin atılı suçtan dolayı 'haklarında kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı' anlaşıldığından Yücel Aşkın, Hasan Ceylan, Ayşe Yüksel ve Fırat Cengiz'in lüzum-u muhakemelerine (son soruşturma açılması) ilişkin kısmının bozulmasına, adı geçenlerin meni muhakemelerine (son soruşturmanın açılmaması) oybirliğiyle karar verildi."

Müdahil avukatlarından Hüsnü Tuna, alınan kararların kendilerine tebliğ edilmemesinin, dosyanın örtbas edilmesine yönelik bir teşebbüs olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Kendilerine tebliği yapılmaması sebebiyle halen itiraz hakları bulunduğunu belirten Tuna, "Verilen kararların taraflara bildirilmesi gerekir. Yoksa birileri gizledi demektir. Danıştay yaptıysa Danıştay, YÖK yaptıysa YÖK. Bir şekilde orada birileri şüpheliyi korumuş." dedi. Eski rektör Yücel Aşkın'ın şifresini vermediği için savcılık talimatıyla açtırılan çelik kasada 418 üniversite personeli hakkında istihbari bilgiler bulunmuştu. Daha sonra fişlemeyle ilgili dava açıldığında 137 kişi davaya müdahil olmuştu. YÖK'ün ve Danıştay'ın davayla alakalı 2 yıl önce aldığı kararlar hakkında kendilerine bilgi vermediğini söyleyen davanın müdahillerinden Siirt Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Davut Okçu, karara itiraz edeceklerini söyledi. Yücel Aşkın'ın, fişleme yaptığını mahkeme huzurunda kabul ettiğini belirten Okçu, şunları dile getirdi: "Ayrıca eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'le yaptığı yazışmalarda da fişlemeye ilişkin pek çok yazı vardır. Bu kadar sabit şey varken Danıştay'ın 'soruşturmaya gerek yoktur' şeklindeki kararı çok da tatmin edici değil. Danıştay'dan kararı isteyip ona göre itirazda bulunacağız."

 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu