Danıştay-Ergenekon Bağlantısı ve Deniz Beyin Depresyonu

Tamer Korkmaz

İddianame, Ergenekon'un 'darbeci' bir örgüt olduğunu kayda geçirdi. Danıştay Saldırısı'nı Ergenekon'un azmettirdiği gerçeği iddianamenin temel direklerinden biri durumunda…

Oysa, bir süre önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi net kanıtlara rağmen Danıştay Provokasyonu ile Ergenekon örgütü arasında hiçbir şekilde bir bağ kurmamıştı.

Mahkeme, Cumhuriyet'e atılan bombalarla Ümraniye Cephaneliği'nde ele geçen el bombaları arasındaki “kardeşliği” göz ardı etmişti.

Aynı mahkeme, Alparslan Arslan'la birlikte müebbet hapse mahkum olan Osman Yıldırım'ın “Bombaları Veli Küçük'ten aldıkları” yönündeki ifadesine de itibar etmemişti!

Mahkeme, ayrıca Yıldırım'ın Danıştay-Ergenekon bağlantısına dair cezaevinden gönderdiği dilekçeye gözlerini yummuş…

Buna karşılık, Arslan'ın “Bombaları Süleyman Esen'den aldım” şeklindeki ifadesini “gerçek” kabul etmişti…

Süleyman Esen iddiayı reddetmişti:

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Esen'in ve avukatının bu bağlamdaki dilekçesini geri çevirmişti!

Bütün bu gelişmeler, Danıştay-Ergenekon bağlantısının üzerinin Yargı tarafından itina ile örtülmesi anlamına geliyordu.

* * *

Ya şimdi?

Ergenekon İddianamesi'nin Danıştay saldırısını Ergenekon örgütünün azmettirdiği yönündeki temel yaklaşımı, hadisenin örtbas edilmesinin önüne geçiyor.

Bu hayati adım, başta Deniz Baykal olmak üzere Ergenekon örgütünün avukatlığına soyunanları acayip rahatsız ediyor.

Darbeci örgütün üzerine gidildiği için, geri dönüşü kaçışı mümkün olmayan bir süreç başladığından dolayı resmen “eyvahlar” ediyor, CHP lideri:

Depresyona girmişçesine konuşuyor.

Genelkurmay'a göndermede bulunuyor ve “Paşalara sahip çıkan yok” diyor:

Baykal, darbe girişiminde bulunan paşaları babalar gibi savunuyor; TSK'nın da onlara sahip çıkmasını istiyor!

Sağ olsun, böylelikle CHP'nin darbe süreçlerindeki geleneksel rolünü bir kez daha hatırlatmış oluyor, bizlere…

Emekli iki orgeneralin tutuklandığı Ergenekon operasyonu hükümetin değil, devlet kurumlarının iradesiyle ortaya çıkmışken; Baykal “İddianame Erdoğan'ın tezleri doğrultusunda oluştu” diyerek tamamen uydurma bir savla kamuoyunu yanıltmaya çabalıyor.

TSK komuta kademesinin Ergenekon yapılanmasının üzerine gidilmesi sürecindeki tavrı, duruşu belli iken; Baykal Ordu'ya neden paşalara sahip çıkmıyorsunuz diyor!

TSK'dan darbe yanlılarını kanatları altına alan bir tavır bekliyor.

Ankara'daki demokratik değişim sürecini kabullenemiyor.

CHP liderinin “Yıllarını terörle mücadeleye vermiş eski komutanları terör örgütü üyesi olarak nasıl suçlarsınız?” şeklindeki yaklaşımı bir “örtbas” söylemidir!

“Yıllarca terör örgütü PKK ile mücadele etmiş olmaları” iki emekli komutana darbe yapma hakkı verir mi?

Baykal'ın bu soruya dahi verebileceği bir cevap yok…

Deniz Bey, istiyor ki; darbe girişimlerine, söz konusu vahim girişimlerde başı çeken komutanlara göz yumalım!

* * *

Baykal “Danıştay saldırısını Şener Paşa mı, Hurşit Paşa mı, yoksa Mustafa Balbay mı yaptı?” diye sorarak, kesin olan Danıştay-Ergenekon bağlantısını çürütebileceğini sanıyor…

“Cumhuriyet'in yöneticileri iki yılı aşkın bir süredir kendi gazetelerinin bombalanması olayının üzerine gitmekten neden ısrarla-özenle kaçındılar?” diye de bir zahmet soruverse ya…

Ergenekon'un -CHP'nin de lideri olan- Avukatı!

YENİ ŞAFAK