Danıştay Başkanlığı’na dilekçemdir..

Ali İhsan Karahasanoğlu

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, akaryakıt alanında faaliyet gösteren şirketlere (içinde Doğan Grubu şirketleri POAŞ ve ERK de vardı), 2 katrilyona yakın para cezası kesmişti.

Önce yürütmeyi durdurma, sonra cezanın bir miktarını iptal.. Kamuoyunun ilgisi tamamen çekilince, cezaların tamamen kuşa çevrilmesi..

Şu an o cezalardan ödenenler, birkaç milyarı bile bulmuyor.

2 katrilyon nerede, birkaç milyar nerede?

Eğer o cezalar gerçekten haksız, tamamen kanuna aykırı idiyse, bunların kamuoyuna açıklanması gerekmez miydi?..

Gerçekten o cezalar kanuna aykırı olsaydı, cezalara muhatap olanlar da gazetelerinde manşetten haberler yayınlayıp, “İşte haklı çıktığımızı ispatlayan karar” demezler miydi?

Kimsenin cezaların iptali ile ilgili haber yayınladığı yok.

Adeta, “Aman kimse duymasın. Birisi bu olayı karıştırırsa, cezaların iptalindeki keyfîlik ortaya çıkar” deniliyor.

Deniliyor ve kamuoyundan gizleniyor.

Katrilyonluk cezalar iptal ediliyor da, halkımız bunun gerekçesini niye bilmiyor?

Niye Danıştay’ın verdiği kararların ayrıntılarından halkımızın haberi olamıyor?

Kararın başına “Türk Milleti Adına” denilmiyor mu?

Niye “Türk Milleti” o kararların gerekçesini bilemiyor, öğrenemiyor?!

Buyurun son olay..

Doğan Yayın Holding, kamuoyunda tartışılan bir davada, lehine karar alındığını açıklayıp, borsadaki hisselerinin % 5 oranında değer kazanmasını sağlıyor.

Bu kazancın tek sebebi, Danıştay’ın verdiği bir ön karar...

Bir şirkete, yüz milyarlarca lira kazandıran bu kararı, ayrıntıları ile bilmek hakkımız değil mi? Danıştay, bu kararı niye kamuoyuna açıklamıyor?

Dün kısmen yazmıştım..

Pazar olmasına rağmen, bazı kişilerle daha görüştüm.. Daha geniş bilgilere sahip oldum.. Konunun uzmanları diyorlar ki; Doğan Yayın Holding lehine verilen kararın hızı, başka hiçbir dosyada görülmemiştir..

O zaman ben de Danıştay Başkanlığı’na soruyorum..

Buyurun, Danıştay Başkanlığı olarak, bu iddiayı inceleyip, cevaplandırın.

Deyin ki, “Hayır. Kararı veren dairenin dosyalarını inceledik. Gelen dosyalar, geliş tarihine göre sıraya konulup, ilk gelenden başlayarak kararlar alınmıştır. Hiç kimseye bir öncelik tanınmamıştır.”

Buyurun Sayın Danıştay Başkanı.. Buyurun bu bilgiyi verin bize..

Tabiî böyle kimseye öncelik tanınmadığı bilgisi doğru ise..

Yıllar önce TayyipErdoğan’ın, Siirt’te yaptığı konuşma sebebi ile kendisine verilen mahkûmiyet kararında benzer olaylar yaşanmıştı.

Binlerce dosya, 8. Ceza Dairesi’nde görüşülmeyi beklerken, dairenin başkanı (daha sonra CHP’ye giren bir kişi), Tayyip Erdoğan’ın dosyasını öne çekmiş, keyfî bir kararın alelacele alınmasını sağlamıştı.

Erbakan’ın dosyasında da aynı keyfîliği, aynı başkan tekrarlamıştı.

Daha sonra, AKParti kurulmasının akabinde, ilk milletvekili seçimlerinde, Tayyip Erdoğan’ın adaylığını önlemek için, Diyarbakır’daki dosyanın gelmesi bile beklenmeden, fakslar üzerinden inceleme yapılmış, yine onbinlerce dosya beklerken, özel olarak o dosya incelenip, karar alınmıştı.

Karar ne yönde idi?

Bu kadar acele ettiklerine göre, tabiî ki Tayyip Erdoğan’ın milletvekili adayı olamayacağı yönünde!

O kararlar, bu ülkenin insanlarının önünü tıkamak içindi.

Şimdi ise benzer iddialar, Danıştay’daki bir dosya için var.

Yine bazı dosyaların, bazı dosyaların önüne geçirildiği iddiaları var. Ancak bu defa, birilerinin önünü tıkamak için değil, birilerinin önünü açmak için dosyalar öne çekiliyor.

Birilerinin lehine karar alınıp, onların ticari hayattaki durumları iyileştirilmeye çalışılıyor.

Danıştay Başkanı’na soruyorum.. Doğan Yayın Holding lehine verilen karar, gerekçesi ile kamuoyuna ne zaman açıklanacaktır?

Bu karar, öncesinde Danıştay’a gelen dosyalarla kıyaslandığında, zamanında verilen bir karar mıdır? Yoksa yüzlerce dosyayı geçip, öncelikle verilen bir karar mıdır?

Bir zahmet açıklayın.

Bana gelen bilgiler, Doğan Yayın Holding’in dosyasından haftalarca önce gelen davalarda bile, yürütmeyi durdurma istekleri incelenmemiş iken, Doğan’ın dosyası öne çekilerek karar alınmış.

Buyurun Sayın Başkan.. Bu iddiayı soruşturun ve açıklayın.. Öne alma yok ise, belgeleyin. Var ise (ki elimdeki belgeler bunu açıkça ispatlıyor), sorumlularını cezalandırın!

VAKİT